paketçiyim. sabancı üniye paket çekiyorum. geceydi. hava soğuktu ve yağmurluydu.
kampüse girince bi öğrenciyi gördüm. erkekti. camı araladım. atladedim bırakayım yukarı kadar seni dedim. ay dont speak türkiş dedi.. bir dakika derdimi anlatmaya çalıştım. cold dedim walk dedim raindedim. en sonunda bende yan koltuktaki siparişleri elime alarak kapayı açtım. oww thank you very much diyerek arabaya bindi..
yolculuğumuz iki dakkaya yakın sürdü , üç beş ingilizce kelimeyle bir rus olduğunu ama çek cumhuriyetinde bir öğrenci olduğunu ve nedenini anlayamadığım bir şekilde buraya geldiğini söyledi. bense her cümlesinden sonra tebessümle olaylara ortak olmak istedim.
karşılık olarak bende çalışıyor olduğumu söyledim. söyledim dediğim restaurant, drive car, tipi bir kaç kelime ile bir restaurantta paketçi olduğumu anlatmaya çalıştım işte.
oda güldü, her kelimemden sonra teşekkür ederek rus olduğunu anlatmaya çalıştı.
varış yerine geldiğimizde uzattım elimi, oda sıktı ve kapıya yöneldi. ben tabi alışkanlık olarak kafamıda uzattım. oda ne olduğunu anlayamadı elimi bir daha sıktı. salaklık bende ya adamın tamamen rus olduğunu unutmuşum götümü biraz kaldırarak kafasına vurmaya çalıştım. adam biraz korktu sanki . yüz halini görseniz gülmekten ölürdünüz söyliyim. tabi ben sonradan toparlayarak kendimi geri çektim. türkiş by by diyerek kafamı tatlı jest ve mimiklerle havayla tokuşturdum. oda oww ay dont know dedi ve tekrar teşekkür ederek indi. iner inmez kendi halime öyle bir kahkaha attım ki, adam döndü bir daha baktı. bende hızlıca oradan uzaklaştım.
soğukta bir insan görerek almak, bir yabancıyla üç beş ingilizce kelime kullanarak çok iyi arkadaş olmak, ülkücü usulü selamlaşma... tam da bir türke has özelliklerdi zaten. kendimden de anladığım kadarıyla bir başka milletiz, alem milletiz vesselam.