(bkz: #8175283) şeklindeki entry ile doyurucu bilgilendirmede bulunmuş yazardır. birisinin, imanın gereklerinden olan "kaza ve kader" inancını enine boyuna anlatması gerekli bence rush'a... ilgili yazımızda başbakanımızın "ölüm, bu mesleğin kaderi" şeklindeki açıklamasını ölümüne sahiplenmiş görünüyor ve o kadar körelmiş ki gözü "hastalığı sonucu vefat etmiş bir birey" ile, o gün madende yaşamını yitiren işçileri bir tutuyor.
madendeki hayatını kaybeden işçiler, herhangi bir hastalıkları oldukları için değil, bir kaza sonucunda yaşamını yitirmişlerdir. ancak; gene aynı işçilerin çalışma şartlarını gözönünde bulundurduğumuzda "patron" daha çok kazanabilmek için "masraflı" olabilecek kimi önlemleri almamıştır. işçilerin ölümü ile ilgili olarak başbakanı sorumlu tutmak ne kadar saçma ise, ilgili beyanatını savunmak da aynı saçmalığın farklı rengi bana göre...
hani başbakan çıkıp da "banane lan ölen işçilerden" dese, benim gözümde çok daha iyi bir yeri olurdu. en azından adam samimi davrandı derdik. ama yaşanan kaza ile ilgili alınan önlemlerden bahsetmesi gerekmez mi bir yetkilinin. gene farklı kulvarlardaki örneğinden devam edelim yazarımızın. doktorlar, vefat haberlerini, filmlere de konu olduğu üzere "tüm müdahelelere rağmen kurtaramadık" diyerek verirler. doğru mudur? ve merhumun yakınlarına da aldıkları tedbirleri aktarırlar. başbakanın da yapması gereken buydu işte. "biz madende ... ve ... önlemleri aldık ancak bu tip kazalar dünyanın hemen heryerindeki madenlerde meydana gelebiliyor." diyebilirdi. tabi bunu yapabilmek için elinde üç noktadan fazlası olması gerekiyor, önlem alınmış olmalı yani.
ve dilerim ki rush'un hiçbir sevdiği birilerinin ihmali dolayısı ile hayatını kaybetmesin. varsın rush anlamasın bunun ne demek olduğunu ama böyle bir acıyı da yaşamasın... ya da biraz empati kurmasını tavsiye edebilirim. ama fazlası yok. kalsın sağlıcakla rush, yazmaya devam etsin istekleri ve çıkarları doğrultusunda ki bu yazıyı sadece rush'a maletmek haksızlık olur, tüm bu düşünce yapısındaki insanlar için geçerli aynı durum.
kendi çapını aşan bir yazarın mahlas altına gelip kirlilik yaratmış bir arkadaşımız. bilmiyordum ben de yeni öğrendim sözlükte böyle bir yazar olduğunu. neyse iyi oldu, tanışmış olduk, oku bundan sonra yazdıklarımı, faydası dokunur bak valla diyom, öğrenirsin bişeyler, iyi olur senin için... ama okuduklarını götünden anlamamak kaydı şartıyla tabi! neyse hadi bakalım.
(#8158720) sanırım aynı fikriyatları paylaşıyoruz. onun için şöyle düşünüyorum yalakalık ona göre değil. ayrıca takip listeme aldığım yazar olarak başarıya ulaşmış kişidir. *
21. yüzyılın en büyük alimlerinden, büyük düşünür, bilim adamı, filozof. her entry sinden bilgiler akar, binlerce ansiklopediyi tarasanız bulamayacağınız bilgileri size tek başlıkta kısaca özetleyiverir. bu yönüyle başbakanımız sayın recep tayyip erdoğan ı andırır. zira kendisi de son derece yetenekli, bilgili, erdemli bir insandır.
bir başka özelliği de ilgili ilgisiz konulara burnunu sokup kendini madara etmesidir ki, bu rahatsızlığının önüne bir türlü geçememiştir. deniz baykal ı her konuda kullanmaya yetecek kadar fikirsel ve düşünsel malzemeye sahip, gönlü geniş, kimseyle polemiğe girmeyen, kendine nickaltından saldırı olduğunda bile oturup susan, bunun nedenlerini anlamaya çalışan yazardır aynı zamanda. bu mübarek insanlardan bi on tane olsa memleket kalkınır, çağ atlarız. ama nerdee..
abd uydusu olan ve türkiye'deki laik kesimi sindirerek sivil diktatörlüğe heveslenen akp'ye körü körüne destek veren yazar. madem akp darbe iddiaları konusunda hassas, ilk önce yapılmışından * hesap sorsa ya. bu yüzden rush benim için inandırıcı değil.
birilerinin dediğinin aksine akp savunucusu olduğunu düşünmediğim yazardır.aksine akp nin hatalarını gayet net yazdığına şahit oldum.sahte kemalist zümrenin (sadece sözcü okuyup cumhuriyeti atatürkçülük sanmaktan öteye gidemeyen zihniyetin ) ilkeli yazıyor diye yaftalamaya çalıştığı kaliteli okunmaya değer bir yazar. entryleri bilgi içeriyor bazılarının çocukça kurduğu cümlelerden ibaret olmadığından mütevellit saldıracak yer bulamayanların nickine kafayı takmasına sebep oluyor. entrylerinin her bir kelimesi sadece akepe cemaat fethullah ordu darbe abd uşşaklığı gibi klişe basmakalıplardan öteye gidemeyenlerin canını fena halde sıkıyor.
(#7359824) numaralı entry sinde akp nin faşist olmadığını iddia eden yazardır kendileri. ya faşist kelimesinin anlamını bilmiyor ya da yurtdışında yaşıyor olmalı.
linkte de görüldüğü gibi akp; hatırla, riyayla, ricayla yasa çıkaran partidir. istediğini yapar canım akp, perde arkasından uydurur kılıfını dimi? ya da hiç uydurmaya da gerek yok 'ben yaptım oldu.' der, olur biter her şey. işte bundan dolayı akp, faşizan bir partidir! rush da bunu bilmeyen bir yazardır.
osman baydemir'i biti kadar sevmeyen yazar. nerde koruduğumu hatırlamıyorum. ancak doğru söyleyen-yapan yılan bile olsa doğru söyledi-yaptı demek gibi bir adetim var.
şimdi buldum. (#6862786) nolu entryde korumak gibi bir amaç gütmedim. fakat kavga eden iki grup olduğunu biliyorsunuz. grubun biri kendini rencide edilmiş hissettiğinde ne yapar? iki seçeneği vardır. birinci seçenek kendisinin de karşı tarafı rencide edecek kadar terbiyesizleşmesi, ikinci seçenek hiçbir şey demeyip içten içe kin duyguları besleyip fırsat bulduğunda arkadan hançerlemek.
şimdi osman baydemir o konuşmayı yaparak kürtlerin tepkisinin büyük kısmını emmemiş olsaydı oy aldıkları kürt taban ne yapacaktı? siyasiler bizim fikirlerimizi dile getirmiyor, bizlere hakareti görmezden geliyor deyip sokaklara dökülecek ortalığı yıkacaklardı. kargaşayı emmek için böyle yollar bilinçli olarak yapılabilir. mesela istemeden canını yaktığınız birinin sizin canınızı yakmasına izin verirsiniz ki olay büyümez ve kapanır gider. sonra salim kafayla hesaplar yeniden yapılır.
bir örnek vereyim. 1960larda türkiye'de sol aşırı güçlenip büyüdü. o zamana kadar sol bir parti olmayan chp kendini sol olarak göstermeye ve yükselen solculuğu engelleme yoluna gitti. chp sol bir parti midir? değildir, ama kendine solcu diyor. sonra insanlar soldan soğuyup ne olduğunu bile öğrenmek istemiyor.
bir örnek daha vereyim. iki arkadaş veya kardeş kavga ettiniz. biri diğerini dövdü. dayak yiyen babasına, öğretmenine gider. onlarda döven kişiye bir iki tokat atarak olayı ödeşme noktasına getirir. sonra iki arkadaş kolkola ağlayarak gider.
bir örnek daha vereyim. sokak ortasında adamın biri kadını tokatlıyor, gelme diyor kadın yine de ardından gidiyor. demek ki bir hata yapmış ve bunu dayak yiyerek ödeşmek istiyor. barışmayacak adam umursamaz, dövmez de çekip gider.
yani aslında büyük bir tepkinin(eylemlerin) önüne geçmiştir. bunu doğu perinçek'in deniz gezmiş, mahir çayan ve arkadaşları amerikan denizcilerini denize dökmeye giderken yanlarında yer alıp fikirlerini değiştirmesine benzetebiliriz. doğu perinçek en son barikat falan kurup önlerine geçmiş ama onlarda işe yaramamış. bu olayda ise işe yaradı ve oturup düşündüler. biraz siyaset takılalım diyerek eylemlere ara verdiler. ben ta o gün yazmıştım. yanlış mı yazmışım? yoksa hala büyük eylemler yaşıyoruz da benim mi haberim yok.
#6862786
Rumuzumun altına yazmış, beni bahtiyar etmiş kişi. Merak, ettim kimdir diye baktım, birkaç entrysini okudum 'bu benim biraz daha bilgili halim' dedim, saygı duydum. Ama osman baydemir gibi bir cibiliyet sorunu yaşayan adamı savunması ile fikrim değişti. Fikirlerine tam olarak katılmasam da iyi yazan yazar.