formula 1 ile uzaktan yakından alakam yok ama film izlemeyi severim, az buçuk da anlarım. bence olmuş filmdir. oscar adaylığı olmaması beni şaşırttı açıkcası. hele daniel brühl\'ün aday gösterilmemesi garip. çok çok farklı bir performans sergilememiş olabilir mesela kadın kılığına girmemiş olabilir ama gerçekte yaşamış bir insanı ve onun duygularını seyirciye gayet güzel aktarmıştır. zaten neden yardımcı oyuncu olarak gösterildiğini de anlamış değilim basbayağı baş roldü. olivia wilde'ı da filmde görmek güzel bir sürpriz oldu benim için. başarı ve başarısızlıklarla, kıskançlık ve rekabetle dolu güzel bir filmdi kısacası.
bu adda hollywood yapımı bir film, kanadalı bir rock grubu ve kanada'da çekilip usa network'te yayınlanan bir dizi vardır. bu yazının konusu dizi olandır.
royal pains'e benzer ama daha karanlık, daha dram. william rush adında yüksek profilli bir doktor var. hastaneymiş, muayenehaneymiş hak getire. adam bütün gün arabasında nakit ödeyen hastalarına gidiyor. kimi zaman ameliyat yapıyor kimi zaman pansuman. adam narkotik ilaçlarla ayakta duruyor. sex drugs and rock n roll'u yaşam biçmi olarak seçmiş kafa bir herif.
öyle pek bir şey vermeyen ama hiç sıkmadan da izlenen bir dizi.
formula 1'in efsane 2 pilotunun hayatının anlatıldığı enfes film. uçarı çapkın uslanmaz james ile idealist disiplinli soğuk niki lauda'nın pist üzerinde ve pist dışındaki çekişmesini hiç sıkmadan anlatan film.
vakit kaybı demeye yürek isteyen film. net güzel, gerçekçi, aksiyonlu ve izlenmesi gerekli.
--spoiler--
bence duygunun en çok verildiği yerler james'in parasız arabasız kalıp çalışması ve yağmurlu yarışlardı. sanki o gün o an yarış oluyormuş da siz takip ediyormuşcasına bir his.
--spoiler--
öncesinde konusuyla ilgili hiçbir bilgim yoktu; sıradan bir yarış filmi, hollywood klişeleri bekliyorum. fakat izledikten sonra söyleyebilirim ki son dönem yapımları içerisinde izlediğim en iyi filmlerden biri. konuyu abartıya kaçmadan ele alınışı, başarılı oyuncu performansları göz doldurucu. yarış dünyasının ve 70li yılların formula 1 atmosferini yansıtışı, iki zıt kişiliğin mücadelesi üzerinden doğabilecek katarsis etkisi ile boş bir film olmadığını kanıtlıyor.
film her yönü ile müthiş ve hak ettiği yeri bafta hariç önemli bir ödül alarak kanıtlayamamış bir film ama kötü olduğu anlamına gelmiyor. filmde lauda nın eşi ile aralarında ki bağ ve sadakat çok iyi yansıtılıyor bu da hoş bir ayrıntı idi.
kazadan sonra niki lauda ya basın mensubunun sorduğu "karınız bu suratla evliliğe devam edecek mi sizce?" sorusundan sonra james hunt ın sorduğu soru için adamın ağzını yüzünü kırması filmdeki en güzel mesajlardan biriydi ve en çok göz dolduran yerdi. james hunt ın karısının karaktersizliği de ironikti.
f1 ile ilgili olmayan birini bile son derece etkileyecek hatta f1'e büyük ilgi duymasını sağlayacak film. oyunculuklar süper. bu başlığa 2.yorumum ilkini de okuyun 1 ay önce yapmıştım sanırım yaklaşık.
f1 2012 oyununu kurup oynamaya başladım da aklıma geldi film. kesinlikle öneririm.
film çok kaliteli.. insanın f1 pilotu olası geliyor.. en büyük düşmanlar en büyük dostlardır aslında diyor film.. alman disiplini veya ingiliz yavşaklığını anlatmıyor. hangi organla izlediniz filmi amk..
son yıllarda yapılmış en iyi sport filmlerinden. heyecen gerilim hiç bitmiyor. ayrıca eskiden hayranı olduğum takip ettiğim formula-1'i bana yeniden sempatik göstermiş filmdir.