Babam buradan mal alıp satarmış eskiden. O kadar çok alıyormuş ki adının önüne "rus" koyup öyle hitap eder olmuşlar. Yukarıda bahsedilen gaz maskelerinden bizde de vardı zamanında. Ürkütücüydü.
Pergel takımları, mikroskop, dürbün, kalem, ilginç eşyalar ve hatırlayamadığım bir sürü zımbırtı da vardı...
Oranın eski halini hatırlıyorum. Girince kaybolunan cinstendi. Gerçi şimdi de öyle ama eski halini daha çok seviyordum ben. Samsundaki bu tatlış yerin güncel adı yabancılar pazarı olarak geçmektedir. Eskiye nazaran yabancı pek bulamazsınız. Orada mal satan ruslar muhtemelen samsuna yerleşmişlerdir.
Edit : samsundaki vefat eden bi akrabamızın evi antika dükkanı gibiydi. Muhtemelen eşyaların çoğu rus pazarından toplanmadır. Bir diğer akrabamızın da evleri rus malı dolu.
doğu karadeniz'de çoğu köy evinin vitrinlerini süsleyen sıhhatsiz çocuk kakası rengindeki fincanlar hep burdan alınmadır. şişman, makyajlı, renkli gözlü, keçeleşmiş kırmızı saçlarıyla orta yaş üstü kadınlar satardı bu fincanları. bir de melamin tabaklar. tabakların üstündeki baskı desen hep kaymış olurdu. emaye kaplı küçük çinko tencereler satarlardı bir de. türkçeyi artvin şivesiyle konuşmaya çalışan kadınlardı. üujjj bin... ahahaha...
işte burdan zemberekli teneke bir tank almıştılar bana. bir anahtarı tankın götüne sokup çeviriyordun. anahtarı çıkarınca tankın paletleri dönüp gidiyordu kendi kendine. zayıf kırmızı suratlı beyaz saçlı elleri titrek yaşlı bir adamdan almışlardı. işte o tank benim son oyuncağımdı.
Rus pazarı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin yıkılıp yerine Rusya Federasyonu'nun kurulmasının ardından Karadeniz bölgesine göç eden Rusların ve oralara sonradan yerleşen Türklerin kurduğu pazardır.
1991'de değişen rejimden etkilenen bazı Rus vatandaşlar Ordu, Samsun, Giresun, Rize, Trabzon, Bolu, Sinop ve Artvin'e yerleşmişlerdir. Buralarda birçok hırdavat ile birlikte gıda ürünleri de satılmaktadır.
vakti zamanında trabzonda bulunan hala bulunup bulunmadığını bilmediğim içerisinde rus kızlarının satıldığını zannettiğim ancak daha sonra içerisinde değil de karşısında rus kızlarının satıldığını öğrendiğim ve pazarın karşısında hiç alışveriş yapmadığım, garip garip peynirinden tutunda yurt(taşların) çok rağbet ettiği dürbününe teleskobuna varana kadar bulunabilen güzide yer.
çocukken annemin elinden tutup gitmek için can attığım, o döneme ait tüm bayram ayakkabılarımı aldığım ucuz ama kaliteli ürünler satan, kredi kartının değil birbirine duyulan güvenin "abla paran olunca ödersin, al oyuncağı çocuğun gönlü olsun" şeklinde olduğu, ama artık eski samimiyetıni kaybettiğni düşündüğüm pazardır.
ankarada dışkapı semtinde bulunan bir pazar sovyetler birliği dağıldığı zaman rusyadaki halk orada ellerinde ne varsa getirip bu pazarda satarlarmış kendi el işi ürünlerinin yanı sıra devletin değerli araç gereç makine parçaları torna gibi şeyleri yok pahasına satarlarmış şimdi rus falan kalmadıysada pazarın ismi halk arasında hala rus pazarıdır.