rusya ordusu durduk yere sarı alarma geçmez. gözdağı vermek için olabilir.
diğer taraftan rusya nın o küçümsenen kara kuvvetlerini en son güney otesya da gördük. hiç te küçümsenecek durumda değiller. adamlar birkaç saatte gürcistanı aldılar. tabi ki buradaki mevzu gürcistan değildir. mevzu bahis gürcistana "yürü oğlum , al otesyayı. arkanda ben varım. bi halt edemez rusya. red alert mi oğlum bu? eskidendi onlar korkma." diyen abd dir. gürcistana gaz veren , sözde arkasında duran abd , rusyanın hala red alert deki gibi olduğunu görünce anca kınamakla kalmıştır.
gürcistan:abi hani arkamdaydın? adam başkente girdi lan 2 saatte!!!
abd:öhömm eeee siz kimsiniz?
gürcistan:abi ben , gürci. hani gir demiştin. arkamdaydın. ne oldu?
abd:ne bileyim oğlum ben. adamların ekonomi bitti , tanklar sovyet döneminden kalma falan sanıyordum. değil miş öyle. 2 saat ne arkadaş... vay anasını.
rusya ile eski sovyet cumhuriyetlerinden Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Ermenistan ve beyaz rusya'nın üye oldukları "kollektif güvenlik antlaşması örgütü" genel sekreteri nikolay bordyuja "KGAÖ üyesi olan Rusya Suriye'de barışın sağlanması yönündeki süreçte yer alıyor. Annan ve Arap Ligi ülkeleriyle sürekli temas halindeyiz" dedi. bu bağlamda rus ordusunun sarı alarma geçmesi, emperyalizmin her zaman yaptığı gibi bir ülkeyi tek başına kontrol altına almasına rusya ve müttefiklerince izin verilmeyeceği ve Birleşmiş Milletler ve arap ülkeleriyle birlikte işin içinde olacakları, yani seyirci kalmayacakları anlamına geliyor. tabii, kızılordu'nun mirasçısı rus ordusunun sarı alarma geçtiği bölge kafkasya ve bu da sınırlarımızda büyük bir güç hareketleniyor demektir. bu hareketlenmenin türkiye'ye karşı örtülü bir uyarı anlamına gelebileceği ise açıktır. suriye konusunda fazla öne atılmak acemice bir hareket olur. türkiye cumhuriyeti hükümetleri, bugüne kadar "yurtta sulh cihanda sulh" politikası izlediler. bu en tedbirli, en şerefli ve ülkeye zarar vermeyecek en iyi yoldu. bugün ise, hayalleri yeteneklerinden büyük politikaları izlemeye kalkışanlar, sonuçta nal toplayacak ve ülkeye zarar verecek maceralara atıldıklarının farkına varmak zorundadırlar.
neyin kafasındasınız oğlum lan siz diye insanın sorası gelir. dünyanın teknolojik olarak ikinci, güç olarak ise bence birinci, herkesce de ilk 3'e girecek ordusundan bahsediyorsunuz. 92'de teknolojisi aşmış bizden her alanda üstün düzenli bir orduyla değil, dağdaki 3-5 çapulcuyla çatışma yaşandı. bizim deniz kuvvetlerimizin sadece adı var. 2. dünya savaşından kalma okyanusa açılsa parçalanacak gemilerden oluşuyor donanmamız.
heriflere biraz gaz versen rusya ile savaşa girecekler amk. başta koskoca amerika olmak üzere 25 ülkenin götü yemedi rusya ile savaşmaya. tamam ordunuzu sevin, övün ama biraz da mantıklı olun. hala 2. dünya savaşından kalma donanma, amerika'nın envanterden çıkarmayı düşündüğü 1980 yapımı f16, en yenisi 20 yıllık zırhlı mekanik birlikler, fi tarihinden kalma g3'lerden oluşuyor türk ordusunun envanteri. ne füze savunma sistemimiz var ne saldırı füzemiz var. nükleer gücümüzün olmadığını ve karşımızdaki ülkenin nükleer dev olduğunu vurgulamaya gerek yok sanırım. ister istemez sorumu yineliyorum: neyin kafasındasınız oğlum siz?
ha şöyle bir durum var; rusya ile türkiye teke tek savaşmaz. diğer ülkeler müdahale eder, müdahale edenlere başkaları müdahale eder... 3. dünya savaşı hayırlı uğurlu olsun. hadi diyelim teke tek savaşıyoruz. hava kuvvetlerimiz ve donanmamız bir haftada yerlebir olur. düzenli kara birlikleri de hava savunması olmaksızın bir ayda dağılır. sonra gerilla savaşına geçersin o ayrı mevzu ama düzenli birliklerle hiçbir şey yapamayacağın aşikar. coğrafyamız da öyle fazla avantaj sağlamaz çünkü karşı koyacak bir deniz gücün olmadığı için adamlar askerlerini de, zırhlı birliklerini de en fazla 1 haftada çıkarma gemileriyle türkiye'ye sokarlar. kısacası gaza gelmeyin.
en son olarak şöyle bir durum var: senin rusya ile bir derdin olur tamam anlarım. vatanının çıkarlarını savunmak için ne pahasına olursa olsun savaşa girer şehit olursun da bize giren çıkan ne de rusya ile savaşacağız onu anlamıyorum. türkiye ağlayan yere tacını atmak zorunda değil. bir savaş yaşansa ve tek bir şehit dahi vermesek bile sıktığımız mermiye değecek bir neden göremiyorum ben ortada.
