Bizim toplumsal gerçeklerimiz ve bireysel bunalımlarımızla en iyi örtüşen Rus edebiyatıdır. Fransız edebiyatı ise daha çok romantik ve aşk dolu bir edebiyat, Sefiller, denemeler, toplum sözleşmesi v.b dışında tabi.
Rus edebiyatında insan kendini buluyor adeta.
Suç ve ceza, oblomov, ölüler evinden anılar, savaş ve barış gibi nicesi güzeldir...
Hem fransızcayı hem de Rusçayı bilmeden; Bu iki edebiyat üzerinde bir ömür tüketmeden yapılamayacak karşılaştırma. iki çeviri roman okudunuz diye edebiyat gurmesi mi oldunuz? Zaten çevirilerin nasıl yapıldığı belirsiz: ( http://ceviribilim.com/?p=421 ) O yüzden bilemeyeceğiniz şeyler hakkında yorum yapmayın.
bir yanda fyador mihailovic dostoyevski diğer yanda ise Honore de Balzac.
Çok çetin bir kapışma gibi görünse de sanıyorum Rus edebiyatı(roman) biraz daha baskın görünüyor. En azından dünya klasiklerinde sayısal bir üstünlükleri var. Lev tolstoy ile victor hugo da sabaha kadar yenişeyemeyecek yazarlardan. Bence bunun galibi okuyucunun tarzıyla alakalıdır.
orijinal dillerinde okumanın saç baş yolduracak derecede zor olduğu iki edebiyat. buna rağmen fransızlar rimbaud ve baudelaire gibi önemli şairler, ruslar puşkin ve dostoyevski gibi önemli edebiyatçılar çıkarmışlardır. balzac, hugo, camus, tolstoy, çehov, gorki de bu akımların önemli temsilcileri arasındadır.
Rus edebiyatı daha bize hitap eder. Nedeni Rus halkının batılılaşma sürecinde yaşadığı bunalım ve kriz bizimkine benzer.
imparatorluk yapısı, toprak ağaları, küçük burjuvaziler, dindar toplum yapısının değişmesi, tanrının varlığının sorgulanması, bir taraftan batıyı içselleştirirken diğer taraftan nefret beslemenin yarattığı kişilik bozukluğu, entelijansiya takımının halktan kopukluğu vs. neredeyse bir çok konu/sorun ortaktır Türk ve ruslarda.
Bu yüzden Rus edebiyatı bir nevi aynadır bizim için.
Fransiz edebiyati daha akicidir surukler insani vakit dardir herzaman yasanacak seyleri biran evvel yaşamak ister. Ancak rus edebiyatinda zaman agur akar ve yorar yaslandirir insani. Tercihtir sonucta. Saygi duymak gerekir.