edebiyat-toplum ilişkisi içerisinde ele alınması gereken olay. avrupada ortaya çıkan akımlardan en çok realizmi benimsemeleri toplumlarının içinden geçtiği buhrandandır.
avrupada gerçekçilik laf sütünde kalmıştır ya da onların gösterecek bir gerçekleri yoktur o dönem için. gösterdikleri gerçekler bazı buhranları yaşamış geçirmiş toplumda ilgi görmemiştir fazlasıyla çünkü onlar o sıkıntılı günleri bir daha anmak istemezler.
rus edebiyatı ise yaşadıkları zulmü, çektikleri açlığı edebiyatında birebir işleyebilmiştir. her ne kadar çarlarına göre ülkeleri sıkıntı çekmiyorsa bile* halkın açlığı, yoksulluğu romanlarda yansıtılanın çok çok üstündedir.
rus yazarların çoğu realisttir.
öss'ye hazırlanan gençler, "bütün ruslar realisttir, ancak puşkin puştluk yapmış ve romantik olmuştur" diye ezberleyebilirler.