kimsin lan sen? adamın ikea'dan aldığı aynayı kırıyorsun? daha taksiti bitmedi. sonundan girdim mevzunun, anlatacağım.
şimdi bu klip klişesini şöyle bir canlandıralım. kadın bir şeylere üzülmüş belli ki. sevgilisinden mi ayrılmış, yoksa yemeği mi yakmış, sıla hasreti mi var, bir sebeple, aynanın karşısına geçmiş, makyaj yapıyor. ama bir yerden sonra, "s.kerim makyajını kukyajını" mı diyor artık, ne diyorsa, ruju yanağına doğru kaydırıyor. ağzı kulaklarına varıyor. ağlamalar, gözlerden rimeller akmalar. "iyicene marlyn manson'a döndük mınaki" diye içinden geçirip, "allaaahsız kimyacı, 80 mi verilir o kağıda" diyerekten camı çerçeveyi eline geçirdiği bardakla indiriyor.
madalyonun diğer yüzüne bakalım bir de. erkek kısmından. adam aynanın karşına geçmiş, hafif üzgün, içine atıyor yediği kazığı, "insanları öğreniyorum babuş" diyor. dün gece eşli batak oynarken, ortağının aç gözlülüğü yüzünden yandan batmışlar. aynada kendisine bakarken, birden çıkmış göbeğini görerek, "camışa döndük lan eheheh" diyerekten, karnını içine çekiyor ve ortamdan uzaklaşıyor.
bu kadar basit ve net. aynayla derdi yok. eren derdiyok. soyadına bak, hey allaam ya. dalga geçer gibi. ben de isviçre gibi sosyal bir devlette doğsam soyadım "dünya s.kime minare g.tüme" olurdu.
o yüzden ruju kaydırın kaydırmasına, milletin derdiyle işim yok ama aynayı falan kırmayın. gözden çıkardıysanız aynayı, bana yollayın. hep milli servet.
daha entry'i bitirmeden girdiğim edit: ibrahim üzülmez de var.
müsrif.
depresif mefresif yeterli açıklama değil. sanki durdukça pembeleşen yeşil renkli fantastik ruj sıvıyor sağa sola. ucuza geldi herhal? yoksa avoncu arkadaşın gelişine mi sattı? ne o lan surat, ayna, fayans boyamalar. ben bunu en son küçüğüken yapmıştım da annem dudağımda terlikle küçük bir delik açmıştı.
"ruj dudak yarasına iyi gelir" dedi, sürdük, geçti.
o gün tüm annelerimiz, ablalarımız gibi 'kendini ev temizliğine veren depresif kadın' olmaya karar verdim. insan kendi ekonomik ve sosyal durumunu bilmeli, olduğu gibi kabullenmeli. bizim çevremiz kaldırmaz öyle depresiflikleri.
en fazla balkondan oğluma terlik atarım, o kadar.
getir bi gözünün önüne. kadın makyaj masasının hemen önündeki pufun üstüne oturmuş, bakıyor aynaya. dudaklarını bükmüş, üzgün. gözündeki yaşları koluyla siliyor arada. beyaz gömleğine fondoten bulaşmış. dudaklarında kırmızı ruj, kadın hıçkırmamak için, dişlerini geçiriyor dudağına ara sıra.
gözüne ilişen kırmızı bir ruj... alıyor eline. kadının dudak kıvrımları aşağıya bakıyor. suratı asık. mutlu olmayı istiyor, gülmek istiyor kadın. ruju yapıştırıyor dudağının kenarına, yukarı doğru başlıyor çizmeye. elmacık kemiklerine kadar çiziyor kadın. gülümseyen bir ifade yerleştiriyor yüzüne. hani getir bi gözünün önüne. palyaçolar gibi. nasıl beyaz boyalarla çizdikleri yumruk büyüklüğünde bir gülümseyen ağız var suratlarında, hani kıpkırmızı dudakları boyanın ardında gizli, kadın işte o palyaço gibi şimdi...
oyun oynarken de eskiden dökerdik de bir kova dolusu oyuncagı küçüklü büyüklü sonra toplardık yine. aslında elle tutulur bir şeyler yok gibiydi. oyuncaklar dökülmüş üç saat sonra toplanılmıştı. dışarıdan birisi bu gözle görürdü elbet. bir çocuk içinse çocuk oldugunu farketmekti bu ve değerdi de.
muhtemelen her kız çocuğun eline geçen ilk rujla canlandırmaya çalıştırdığı kadındır. bir de ruju sürdükten sonra dört parmakla yanağa doğru bulaştırmak vardır ki çok daha eğlencelidir.
duygusal kadındır arkadaş. arkadaş duygusal bir kadındır. bir kadındır duygusaldır. kadın değil midir hepsi aynıdır.
düşün bi. aylarını günlerini saatlerini ve daha bilmem nelerini ayırmışsın adama. kah gülmüş kah kızmışsın. kah sevmiş kah sövmüşsün. sarılmışsın, uyumuşsun bilmem ne. günlerden birgün adam demiş ki benden uzak olsun. peki niye hergün ağlıyorsun. ıı yok böyle değildi cümlenin devamı, ne diyorduk? he işte adam siktir çekmiş, aldatmış belki, belki cinsel tercihi değişmiş her neyse. sokmuş kadının hayatına gitmeye kalkmış sonra. olacak iş mi hacım? kadın depresif olmasında ben mi olayım? adam hayatına kaydırmış da kadın rujunu yanağına kaydırmış çok mu? gitmeyin üstüne, düzelir klibin sonuna doğru.
bunların bazı versiyonları da rujla aynaya "hoşçakal, seni hep sevdim" filan diye duygu sömürüsü yaparak evi terk ederler. ruj da hep kırmızıdır. cırtlak bi kırmızı böyle.
artık, günümüzde böyle depresif kadınlar aynaya "why so serious?"da yazabilir. zaten ağzının yanları joker gibi görünüyor. pudraya da biraz abanırsa tam joker olur.
Aptal kadındır. Hayatta hiç bir şey kendimden önemli değil dudağıma sürdüğüm rujum bile etrafımdaki sahteliklerden daha kıymetli. Boşu boşuna güzelliğimi bozamam değil mi ama *
