Eger rengin abartili bir sekilde dudaklariniza gelmesini istemiyor ve daha dogal durmasini istiyor iseniz, ozaman hafif noktalar gibi vurup cekin. Renk dudagin daha da icine isliyor boylelikle.
yüz uzuvlarından ağza hoş görünüm verme amacıyla kullanılan dudak boyasıdır.
Ama bu demek değildir ki; -sözüm ergenlere- kıpkırmızı veya mosmor (koyu tonlarda) ruju al, taşma derecesine kadar sür, 333 de. Değildir yani, şahsen itici buluyorum.
sürdüğümde dudaklarımdan başka bir şeyin görünmemesini sağlayan kozmetik ürünüdür. neden yapıldığı belli olmadığı içün de çok özel günler hariç sürmeyi bıraktığım velhasıl sıkıldığımdır. bazılarına kırmızısı inanılmaz iğrenç olmaktadır. yakışan renk sürmeniz tarafımca yapılan naçizane bir tavsiyedir. göz zevki falan.
Mısır'ın en ünlü kraliçesi Kleopatra, dudaklarını daha canlı görünmesi için kırmızı renge boyarmış.
Ruj, 16. yüzyılda ingiltere Kraliçesi I. Elizabeth ve onun yakın çevresindeki bayanlar tarafından kullanılması ile popülerlik kazandı. Dudaklarını, balmumu ve kırmızı merkürik sülfit karışımını kullanarak boyamışlardı.
ilk yukarı doğru iterek açılan rujlar 1915 yılında piyasaya çıktı.
Bir bayan hayatı boyunca ortalama olarak 1 - 2 kilo civarında ruju yalayarak tüketir. Şimdi artık neden yemek sonrası rujunuzu tazelemeniz gerektiğini biliyorsunuz!
islam Altın Çağında, Endülüslü Arap Doktor ve Eczacı Abu al-Qasim al-Zahrawi (Abulcasis) katı ruju keşfetti. Parfüm ve diğer bileşenleri birleştirip kalıplarda sıkılaştırdı. Abulcasis, kendi tıp ve cerrahi ansiklopedisi Al-Tasrif'te bu işlemin nasıl yapıldığını tarif etmiştir.
1770 yılında ingiliz Parlamentosu, ruj süren kadınların büyücülük yaptıklarını iddia ederek bir yasa çıkardı.
Max Factor, 1930 yılında dudak parlatıcılarını keşfetti.
Ruj, II. Dünya Savaşı sonrasında sinema endüstrisinin gelişmesi ile popülaritesini artırdı ve makyaj yapmak bayanlar için olağan kabul edilmeye başlandı.
1950 yılında, Amerikalı kimyager Hazel Bishop, dünyanın ilk bulaşmayan, uzun süre kalıcı rujunu keşfetti.
Kırmızıdan başka tanımam! Ama her zaman sürmem. Zaten fransızcada geçen, ruj diye telaffuz edilen, anlamı kırmızı olan rouge kelimesinden gelmiştir. Fransızcada rujun tam karşılığı 'rouge à lèvres' dir. *