o açlığı bazen insan tüm hayatında hisseder, karnın toktur, sırtın pektir, alnın açıktır ama dolmayan doldurulamayan boşluklar vardır, o boşluk orada durduğu sürece ruhunda bir açlık yapar, ruhun ceryan da kalır, rüzgar alır, ayaz alır, soğuk alır, kar alır, yağmur alır. ama onu sana seni ona almaz, aşk değil bu sevgi de değil hayat bu kocaman hayat, belki aşk da olabilir sevgi de olabilir, dedik ya hayat işte hayatın içinde hepsi yok mu ? aşk, sevgi, yaşama sevinci, üzüntü keder, neşe mutluluk sevinç, ve tüm duygu 'larımız ve aile, hepsi var ruhumda bir açlık var.
işte seksin empoze edildiği, ihtiyacın midesizliğini modernlik gösteren tutum ve davranışların sonucunda oluşan gençliğin bir yerden sonra, özellikle 30'lu yaşlarda ulaşması muhtemel durumdur.
dünya seksi; tanıştığı insanla seks yaptıktan sonra kalbini kırmak, aramamak olarak algılamıyor. algılayanların çoğunluğu da milyarla ölçülebilir.
türk gençliğine baktığımızda ise durumun yani seksin yanlış yaşandığının göstergesidir.
bir insan sürekli birilerini kırarak kendi hayatında her şeyin yolunda gitmesini bekliyorsa ben diyeyim odunluk siz deyin öküzlük...
insana insan gibi değer vermeyi hatırladığımızda ruhumuzda doyuma ulaşacaktır elbette...
Kadına kadın gibi, adama adam gibi davranmaya başladığımızda, cinselliği tadında, yerinde hoşlanıp gerçekten değer verdiğimiz insanla yaşadığımızda, hayatımızı düzene koyduğumuzda ve düzenli bir ilişkiye evet deyip diğer seçenekleri unuttuğumuzda inanın her şey çok güzel olacaktır.
Bu ve bu gibi cümlelere inanmayan insanlarda inanmalı artık.
Küçük bir sandalız hepimiz ve kendini gemi olarak görenler yüzünden alabora oluyoruz kıyılarda...
Ve onlar kendini gemi sanıp okyanuslara açıldığında kürekleri kırıldığında ''ruhumda bir açlık var'' demeye başlıyorlar.
Kısaca birilerini kırıp, incitip işlerinin rast gitmesini beklemek ahmaklıktır. Bırakın açlığı, ruhunu bile şeytanın sunağına yatırmıştır.