Bir yerlerde acı çekiyorlar. Sadece kendi acılarını değil sevdiklerinin acılarını çekiyorlar, sevilmediklerinin acısını çekiyorlar.
Zayıf ruhlarını teskin ediyorlar ağlayarak.
sakin görünmeyebilirler ama kimseyi ve hiç bir şeyi incinmiş görmekten hoşlanmazlar.
en önemlisi schaden freude nedir bilmezler, oysa bütün ruhu çirkinler fesatlık ve entrikadan beslenir ekmekten çok.
- insan, hayvan, ağaç canlı olan her şeyi sevmeleri.
- haddinden fazla empati kurmaları.
- hiç tanımadığı birinin sevincini ya da üzüntüsünü can-ı gönülden paylaşabilmeleri.
- istemeden de olsa birini üzdüklerinde, telafi edene kadar vicdanlarının sesi tarafından esir alınmaları.
- gözleriyle gülümseyebilmeleri.
- normalde çok yakın olmadığı insanların bile zor zamanlarında yanında olup kendilerinin aynı durumda yalnız kalmaları.
Hayatları boyunca türlü türlü kazık yiyip hâlâ aynı kalmaya çalışan insanlardır. bazıları gibi kendilerine zarar verenlere benzemek yerine güçleri yettiği kadarıyla hâlâ masum kalan insanlardır.
ruh diye bir şeyin aslında olmaması. insanı güzel yapan karakteridir ve karakter varoluşun özüdür. insan özü iyiyse o insan her daim iyidir kötüyse de kötü.
bu iyi ve kötü tanımını da toplumsal normlar ve bilinçaltı belirler.
ayrıca dinamiktir, dün normal olan bugün suç olabiliyor. bazı bölgelerde suç sayılan diğer bölgelerde normal de olabiliyor.
ruhu güzel olmak bedel içerir .vicdanla bütünleşmiş yüksek bilinç ve farkındalığın bedeli ise delilik sınırında dolaşma , depresyon ,acı ve insanlardan uzaklaşmadır bu yüzden ruhu güzel insan sevilmez menfaat sağlayamazsın ondan çünkü insanlardan kaçar, çekinir . onu sevmezsin sana göre ruhu güzel insan tanımı şudur çünkü; egosunu parlatmak için şaklabanlıklar yapan, iki selfie sarılma öpücükle senden edineceklerinin hesabını yapan , düğünde yarım altın takman için vefa sosuyla seni sürekli arayıp soran , senle alışverişe çıkıp yardım eden belki üzerinde çirkin durana kıskançlıktan iyi durmuş diyenleri seversin .sevgilin olduğunda seni özlüyormuş gibi trip atan aslında mutluluğunu çekemeyeni seversin. tablo gibi güzel ,belki şirin olanı seversin içindeki açgözlülüğü çıkarcılığı , bencilliği sorgulamaksızın . başarılı olanı seversin saygıyla karışık hayran olur veya bize de düşsün bir şeyler dersin.
çocuk ve yavru hayvan görünce gülümsemesi.
kendi dertleri yüzünden etrafa üzüntü saçmaması.
teşekkür ve rica etmeyi bilmesi.
kendine yapılan iyiliği unutmaması.
çıkarsız beklentisiz yardım etmesi.
insanların mutluluğundan mutlu olması.
insanları hatalarıyla kabul etmesi.
affetmeyi bir erdem olarak sayması.