4 ocak 1968'de ankara site yurdu kantininde, iftarını açtıktan sonra komünist militanlarca katledilen ankara ilahiyat fakültesi öğrencisi. ülkücü hareketin ilk şehidi olarak bilinir.
ne kadar kasvetli bir gün... ya da benim gibi ruhi ağabeyini canından çok seven türk milliyetçilerinin gülümsemek için bir sebebi yok. Türkiye'de türkçülerin ilk göz ağrısı, ilk kalp yarası ruhi ağabeyimiz.
4 ocak 1968'de iftar vakti ruhi ağabeyimiz dua ettirirken kürt komünistler (elebaşı kürt zülküf) islam peygamberine küfür etmişler ve osmaniyeli türkmen bozkurdumuz bu terbiyesiz aryanlara hadlerini bildirmek için yumruğunu savurduğunda makinalı tüfeklerle kurşuna dizmişlerdir.
işte türkler ve aryanlar arasındaki fark budur. Türk inanmasa da inançlara saygı duyar, kuduz köpek gibi salyalar saçarak saldırmaz. Kalite ve asalet kanımızda vardır ve biz türklere mahsustur.
Melek yüzlü, sevimli ve asil duruşlu ruhi ağabeyimiz, karakteriyle ve türkçülüğüyle abideleşmiş yüce bir şahsiyettir. Kendisi çocukluğundan itibaren, -babasını kaybettiği için- evin geçimine katkıda bulunmak için çalışmış ve liseden başlayarak üniversitede de arkadaşlarına türk milliyetçiliğini aşılamak için mücadele etmiştir. Son derece başarılı da olmuştur. O yıllar için düşünüldüğünde çok sayıda türkçü genç yetiştirdiğini ve öğrenci yurtlarında arkadaşlarına atsız'ın bozkurtlar'ının fasiküllerini dağıtarak (60'lı yıllarda atsız'ın eserleri bölüm bölüm fasiküller halinde de yayımlanmıştır. Öğrenciler için ekonomik olduğunu söylemek mümkündür.) Temeli sağlam oluşturduğunu bilmekteyiz.
Pırıl pırıl bir türk genci olan ruhi ağabeyimiz, memleketi osmaniye'de milliyetçi türkmenlerin düzenlediği zorkun kurultayı'na o yıl parasızlıktan gidememiş ve yaz boyu hayıflandığını arkadaşları anlatmıştır. Fukara edebiyatı yapan soysuz piçler, yoksul bir türk gencini türk olduğu ve türklüğe hizmet ettiği için katletmişlerdir.
Kinimiz dinimizdir. Unutmayacağız ve ruhi ağabeyimizin bizlere bıraktığı kutsal emaneti yaşatırken, ona yapılanların hesabını da soracağız!
Kollarını açıp, kardeşleri süleyman, yusuf, dursun, mustafa, selçuk, halil ve nicelerini ve fırat'ı kucaklamış, onlara kılavuzluk etmiştir. Aziz ruhu önünde yüzümü yerlere sürsem de, hakkını ödeyemem. tini şad olsun.
Ruhi Kılıçkıran, 1946 yılında Adana nın Osmaniye ilçesinin Rızaiye Mahallesi nde doğdu. Ankara ilahiyat Fakültesi nde eğitim görüyordu. 22 yaşında iken Ankara Site Yurdu nun kantininde iftardan hemen sonra silahla vurularak şehit edildi.*
melek yüzlü ağabeyimiz. fırat çakıroğlu kadar, hatta belki daha çok yakışıklı ve şirin bir adam olmasına rağmen onun kadar tanınmaması beni kahrediyor. o bizim ilk kalp sancımız. en keskin acıyı ilk onunla tattık. 1946 yılında osmaniye'de doğmuş zorkun yaylasının yiğit bozkurtu. 1968'de pkk yoktu ama kürt teröristler yine vardı. onlar katlettiler kanatsız meleğimizi.
habil'den beri kıyılan masumların kaderi değişmiyor.
4 Ocak 1968 Ankara Türk islam davasının 22 yaşındaki ilk şehidinin Ruhi KILIÇKIRAN’IN Ankara site yurdunun da iftiranı açtıktan sonra şehit olduğunu biliyor muydunuz? Giyecek ikinci bir gömleği dahi olmayan her akşam yıkayan ter kokmasın diye temizliğine önem gösteren, kâfir komünist militanın tövbe hâşâ yaradana küfür etmesine karşı KILIÇKIRAN komünist militana vurarak birkaç masa öteye fırlatmıştır. Tek başına karşı gelen KILIÇKIRAN orada şehit olmuştur.
Ruhî Kiliçkiran ilk göz agrimiz,Sonra Özmeni’miz, imamoğlu’muz,
Önkuzu’muz derken yandı bagrımız. Unutamam, unutamam unutmam.
4 Ocak 1968'de Toprağa düşen ilk ülkücü şehid Ruhi KILIÇKIRAN'dan, Fırat ÇAKIROĞLU'na kadar şehadet şerbetini içen bütün şehidlerimizi, özlem, rahmet ve minnetle anıyoruz...
Unutmadık,
Unutmayacağız,
Unutturmayacağız...
UNUTMAK iHANETTiR...
Ve's-selâm.