Ab'nin tak diye bastırıp, akp'nin de şak diye yaptığı icraatlardan biri daha. sonra da vatikan gibi özerklik isteyecekler, devlet içinde devlet olacaklar. buyurun buradan yakın. ben diyecek birşey bulamıyorum, "durmak yok yola devam" demekten başka. diyeceği olan varsa buyursun desin şimdi.
haaaa, olması gereken de nasıl olması gereken? istanbul üniversitesi ilahiyat fakültesi veya marmara üniversitesi ilahiyat fakültesi bünyesinde açarsın eyvallah ancak sen bunu patrikhane bünyesinde açarsan, hiçbir denetleme yetkin olmazsa o zaman çıkıp ötemezsin "bağımsız ülkeyiz" diye. ha zaten tam bağımsızlığımız yok ancak, bu derece aleniyet fazla.
tevhid-i tedrisat'a, lozan'a ihanettir bir üniversiteye olmadı milli eğitim bakanlığı'na bağlı olmaksızın açılması. hatta biraz gaza gelirsem işi vatan hainliğine kadar dayayabilirim.
henüz gerçekleşmeyen, milli eğitim bakanı nimet çubukçu'nun 2 farklı yol haritası belirlediği ve yakında verilmesi beklenen taviz. bu planlara göre ruhban okulunun orta eğitimi imam hatip liseleri gibi olup milli eğitim bakanlığı'na bağlı olması ve din okulu statüsünde olması düşünülüyor. ayrıca yüksek okul bölümü de yök'e bağlı olacak şekilde düşünülüyor. diğer plana göre ise bir vakıfa bağlı olması söz konusu. yani özerklik filan verilmeyecek, vatanı satıyorlar yaygarası koparmaya lüzum yok.
yadırganmaması gereken durumdur, açsınlar, açılmasın demiyorum, osmanlıda da açılmıştı bu tarzda. çok sular gelip geçti, ama ipleri vermemek lazım tabiki de ellerine. zira durum haddini aşabilir.
şöyle ki, osmanlı döneminde benzer okullar açılmıştır ancak mesela bugün açılması yönünde sona gelinmiş heybeliada ruhban okulu 1844'te açılmıştır. yani osmanlı devleti'nin siyasi olarak, ekonomik olarak ve askeri olarak çöküş döneminde! "hasta adam" diye dillendirilmeye başlandığı dönemde. ekonomik olarak tamamiyle dışa bağımlı hale geldiğimizde.
ha diyorsan ki, "yadırgamıyoruz, osmanlı'da da vardı" diye, o zaman o dönemin osmanlısı ile bugünün türkiye cumhuriyeti arasında siyasi, ekonomik ve askeri olarak benzer şeyler olduğunu kabul etmek zorundayız! o zaman hiç ötmeyeceksin güzel kardeşim, dem vurmayacaksın akp'nün türkiye'nin itibarını arttırdığından, ekonomik olarak şaha kaldırdığından, halkımızı uçurduğundan falan.
eğer bunu diyebiliyorsan "osmanlı'da vardı, yadırgamayın" diye, akp ile övünmek bir kenara utanman lazım, 7 senede ülkeyi 1844'teki osmanlı haline getirdiği konusunda! ortada çelişki var. ya "akp muhteşem" demeyeceksin ya da bu durumu "normal" görmeyeceksin. ikisine de "normal" dersen çok afedersin ancak, taktığın at gözlüklerinin numarası yetersiz adamım, numarayı büyüt derim.
ayrıca, evet doğrudur avrupa'da islam enstitüleri mevcuttur ancak o ülkelerdeki bütün islami eğitim kurumları ya bir üniversiteye bağlıdır ya da o ülkenin eğitim bakanlığı'nın denetimindedir. atıyorum, islam konferansı örgütü bünyesinde değildir ya da türkiye cumhuriyeti diyanet işleri başkanlığı bünyesinde değil! o çok sevdiğiniz hocaefendinizin okulları bulunduğu ülkenin yasalarına tabi ve ilgili kurumlarının denetiminde mi değil mi bir bakın önce. madem öyle, bizim milli eğitim bakanlığımıza bağlı olsun?
heybeliada ruhban okulu ise patrikhane bünyesinde açılacak! lozan'ın hiçe sayılmasıdır, lozan'ın delinmesidir. gerçi "anayasa'yı bir kere delmekle bir şey olmaz" diyen adamı demokrasi yıldızı ilan edenler, "lozan'ı delmekle bir şey olmaz" düşüncesini de kutsarlar!
bu okul istanbul üniversitesi ilahiyat fakültesi veya marmara üniversitesi ilahiyat fakültesi bünyesinde açılır olmadı milli eğitim bakanlığı'nın denetiminde ve sorumluluğunda olur bununla beraber patrikhane de yönetiminde müdahil olur eyvallah ancak aksi durum, vatana ihanete kadar gider!
kimse insan haklarından, faşizmden dem vurmasın! açılmasın demiyoruz ancak, açılması için benim ülkemin müdahil olması gerekir! benim ülke topraklarımda bir okul açılacak ve ben o okula karışamayacağım?
öyle osmanlı örneği vermekle, insan haklarından falan bahsetmekle olmaz bu işler. adam gibi tahlil edeceksiniz. parti bayrağınızı sallandırıp, bayrağın sopasını bu ülkenin temel taşlarını oynamakta kullamayacaksnız!
kültür ve turizm bakanı ertuğrul günay'ın açıklamasına göre gerçekleşecek hadisedir. 1970'lerde kıbrıs sorunu sebebiyle rumlarla türkiye arasındaki gerginlik yüzünden kapatılan heybeliada ruhban okulu'nu hükümet açma planlarında. açılması/açılmaması taraftarı olmak ve ya açılmasının/açılmamasının sonuçları yaratacağı izlenim bir yana bırakalım da; bunca sene sürekli amerika'dan rusya'ya açın şu okulu diyen herkesi reddettikten sonra neden şimdi, neden böyle birdenbire? ve dahası neden hiç bir muhalif parti özellikle de mhp ve ya grup karşı ses çıkarmıyor?
hasıraltı edilmiş bir şeyler dönüyor belli ki. 2 ihtimal geliyor insanın aklına: ya biz politik bir hata yaptık batılı toplumlara karşı ve bunu telafi etmeye çalışıyoruz. ya da bazı zümreler bu okulun açılmasına karşılık bazı yararlar edindiler ki eğer devlet olarak bir yarar edinmiş olsak örtbas edilmezdi davul zurnayla duyurulurdu.
sonuç olarak hasıraltı edilmekte olan nedenini acayip merak etmekte olduğum olaydır.
yunanistan içinde türk adı geçen dernekleri kapatırken evet biz ruhban okulunu açalım. hatta özerk bir bölge verelim. ekümenlik sıfatını zikredelim. sonra da çıkıp kocaman bir aferin bekleyelim. uyan türkiyem bu kadar iyi olmak zorunda değilsin. zamanında senin bayrağını çiğneyenlere karşılık ulu önder yere serilen bayrağı kaldırtarak kendine yakışanı yapmıştır. ama tevazuyu anlayacak dimağ lazımdır. devletler muvazenesinde duygusallık, empati olmaz. hatta merhametten maraz doğar.
fedakarlık yaparken yanımızda olmayanlar böyle isteklerle ülke gündemini oyalamasınlar. zira istemek için haketmek gerekir. kimse bizden gemide bir delik açmak için izin istemesin. bu millet çok su yuttu.
tam bağımsız türkiye cumhuriyeti devleti'nin ab ye bağımlı hale gelmesinin göstergesi. iç ve dış politikamıza müdahele etmeyi reform lar olarak, vatandaşları uyutma politikası uyguluyorlar.
1839 tanzimat fermanı 1856 ıslahat fermanı benzeri uygulamalar ile, 1923 de tam bağımsız olarak kurulan devletimizi reformlar la yoğurarak istedikleri şekle sokma çabası olduğunu görmemek için kör olmak gerekir.
geçmişini bilmeyen gençlerin ahım şahım olay sandığı, her şeyi öcü zannedip korktuğu şeylerden bir tanesi daha. 1971 yılına kadar zaten açıktı. o zamana kadar sorun olmadı. şimdi açılınca mı sorun olacak?
hangi dinden olursa olsun kendi din adamlarını yetiştirmelerine izin verilmeli. hatta müslümanlara da bu hak verilmeli. görüyoruz cumhuriyetin yetiştirdiği din adamlarının din düşmanlığını. yok tavuk kurban et, yok porno izle sonra müslümanlara dini konularda fetva vermeye kalk. devlet dinin üzerinden elini çeksin.
bir insanın kendine dini bilgiler verecek ve öğretecek bir kuruma sahip olması taviz midir? kimden öğrenecek dinini? öğrenmeyince üç beş yobaz çıkacak dinin içinde olmayan şeyleri varmış gibi gösterecek. sonra insanları katledip şehit olduk, cihat yaptık diyecekler. hasan sabbah gibileri kim durduracak?
Özel Öğretim Kanunu'nun, "dini ve askeri okul açılamaz" hükmünün, değiştirilmesine meydan verebilecek durumdur.
fetoş ve saz ekibinin de ellerini ovuşturarak beklediği yasal değişimin, ülkemiz üzerindeki olumlu etkilerini hep birlikte görmemize olanak sağlayacak olması, bir başka sevindirici tarafıdır.
mesele devlet politikası içinde ele alındığından dolayı söylenecek her söz bazı farklı yorumlara tabi tutulabilir.patrikhane zaten açık."ekümenik",patrikhane var olduğu günden beri başında bulunan insana verilen bir nvan. onlar da o unvanı normal olarak kullanıyorlar. türkiye'de , kendi başına buyruk bir insan gibi öyle şeyler söylüyor,amerika büyükelçiliği de o istikamette ona yaklaşıyor şeklinde meseleyi algılayıp yorumlama ve tavır alma yerine ne sebeple böyle diyorlar önce ona bakmak lazım. biz onlara ekümen denmesini kabul etmeyebiliriz , ama onlar kendi aralarında eskiden beri bunu kullanıyorlar.nasıl türkiye'de hoca efendi,müftü efendi,vaiz efendi diye de birşey yok.ama halk alıştığı için bu hitap şekli halkın ağzında mevcut.
eğer niyetleri,türkiye'de,türk terbiyesi ve türk kültürü ile yetişmiş ortodoks papazların dünyanın değişik yerlerine gönderilmesi ise,bu türkiye'nin aleyhinde değil,lehinde olur gibi geliyor bana.
fatih döneminden başlamış ve günümüze kadar gelmiş bir meseleyi problem yapma adına çözüm buysa bir an önce uygulanması gerekir bence.türkiye'nin getirisi ve götürüsünü düşünmek adına böylesi daha yararlı olur.hissi olarak tavır almak,meseleyi düşmanlığa bağlamak,olgun,oturmuş,mükemmel bir geçmişi olan türk milletine pek de yakışmaz.
şöyle ki;her türlü mesele oturup devlet adamlarıyla ,ayrıntılarıyla görüşülmelidir.ülkenin kapalı kutu imajını hem düzlüğe çıkarır hem de avrupa birliği yolunda elimizi güçlendirir.
fetullah gülen'in, siyasi anlamdaki nüfuzunu kullanarak hoşgörüsünün şanını yürüttüğü eylem, aktivite. ama dinler arası diyalog kısmı iyi güzel de, bu okulun ideolojik de bir misyonu var bildiğimiz üzere. hoş gerçi hocam da kim bilir aynı amaca hizmet ediyor olabilir ya neyse girmeyelim günahına...
