kanaltürk ekranında reha muhtar'ın sunduğu son kale programına bağlanıp bir türlü susmak ve de telefonu kapatmak bilmeyen kadın. şuan fatih terim'i övdükçe övüyor.
Gazete ön sayfalarından edindiği üstünkörü bilgilerle aydınlığa soyunan ve fakat bunu yaparken komik olduğunun bile farkına varamayan "gazeteci". Kısacası, medyamızın Ajdar'ı...
gorgu, adap nedir bilmeyen ve zaman zaman 8 yasindaki simarik kiz cocuklarindan beklenen tavirlariyla sinir bozan, igrenc bir sosyete kadini.buna ragmen kocasinin gazetesinin neredeyse bas yazari olmadigi kalmis, bu da turk medyasinin ne seviyede olduguna iyi bir ornektir elbette.
"Önceki akşam Kanaltürk'te 'Her Şeyi Söylemek Mümkün' programını izledim. 'Medyada Kadın' tartışılıyordu. Seversiniz sevmezsiniz sizin bileceğiniz iş ama en mantıklı Nazlı Ilıcak konuştu. Hiç olmazsa 'Rahmetli eşim Kemal Ilıcak sayesinde gazeteci oldum' dedi. Çoğu bunu söylemeye bile utanıyor. Dersin ki 18 yaşında Bab-ı Ali'de adliye muhabiri olarak başladı da şehir istihbarat şefi derken köşe yazarı oldu...
ÖNCE MODA YAZARI iDi
Konuklar arasında bulunan Ruhat Mengi Ali Kırca gibi TV'lerden milyon dolar alamadığı için dert yanıyordu. Kadın gazetecilerin yat kat ve at alamadığını anlatıyordu. Bilen var bilmeyen var. Ruhat hanım Sabah Gazetesi'nde moda yazarı idi. Mağazaları dolaşıyordu. Yazıları haftada bir gün 'Melodi' ilavesinde yayınlanıyordu.
GARiBAN MUHABiRLERE HAYVAN MUAMELESi
Şefi de ben gözüküyordum. Gariban muhabirlere hayvan muamelesi yaptığı için de beni çok yoruyordu. Foto muhabirleri onunla işe çıkmamak için ağlıyordu. atv'den Caner Budak'a sorun. Eee Ruhat hanım da benden hak ettiği sözleri dinliyordu. Bu sözlerimi ertesi gün Sabah'ın Genel Yayın Müdürü'nden Zafer Mutlu'dan dinliyordum.
MEĞER BAŞYAZAR GÜNGÖR MENGi iLE SAMiMi ARKADAŞMIŞ
Meğerse hemen gidip beni şikayet ediyormuş. Nereden bileyim başyazarımız Güngör Mengi ile samimi arkadaş olduğunu. Ruhat hanım işte böyle yazar oldu. Nazlı Ilıcak yüzüne söyledi ama belgesi yoktu. Laf olsun diye konuşmak kolay. Medyadaki kadınların neden milyon dolarlar alamadığını düşünürken gerçekleri de kabul edeceksin. Medyada kadınların çoğunlukta olduğunu da kabul edeceksin. Gazete ve TV'lere tepeden helikopter ile inenler bu soruların yanıtını veremez. alıntı eski şefi aykut ışıklar
edit;fatih altaylı "başyazarla yatarak yazar olunmaz" dediği için dava açıp 10 milyar lira kazanan yazarımsı. *
buraya yüziki entry girdirebilmiş dırdır makinesi.. kocakarı gibi oldu di mi biraz?
ama o kadar değerli sunucular ve ünlüler varken; sırf, 'eksi bir olmamak için sıfır olmayı tercih eden' bir kadının bu kadar revaçta olabilmesi inanın şaşırtıcıdır.
yoğunluktan arada derede nete girme fırsatı bulduğumuzdan kendisinin gündemdeki abzürt tavırlarını yazmakta gecikiyoruz ama yine de yazalım... gündemi takip etmek bir yana gazeteleri dahi okumadan yazı yazan abla.
geçenlerde bir yazısını okudum ablamızın. şu bursa'daki hastane yangınıyla alakalı yazıyor. tamam biz de muhalefetiz akp'ye ama ablam her yerden bindirmeye çalışıyor bilgisizce. ilgili olayda ölenlerin yanarak öldüğünden falan bahsetmiş. üstelik ilgili yazı, olayın gerçekleştiğinin 3. günüydü.
hadi olayın olduğu aşkam televizyonlardan olayı takip etmedin, internetten falan takip etmedin ertesi günü gazete de mi okumadın abla?
yanarak ölmediler ki ölenler? hatta dumandan da zehirlenmediler, yaşam destek ünitelerinin fişi çekildiği için göçtüler? hatta tartışılan mevzulardan biri de yetkili kişilerin fişi çekip çekmediği.
ablacım sus allah aşkına... hayır okuyoruz yazını da, yine ne saçmalamışsın görmek için.
sol görüşlü takılmaya çalışan ama beceremeyen, koca torpillisi yazar.
kendisini über zeki, iq'su 140+ zannediyor zannımca. ablacım bırak allah aşkına, bir nebze bilgi birikimin olsa, bir nebze araştırma yapıyor olsan da kendinde gelişim göstersen vallahi diyecem "iyi yolda" ama yok ablacım yok... akp muhalifi takılmaya çalışıyorsun ama inan ki, benim gibi bir çok akp muhalifi de senden hiç hazzetmiyor. bir de hiç haline bakıp sıkılmadan televizyon programı yapıp kafana göre konudan konuya atlamakla kalmayıp, doğru düzgün, şöyle tutarlı konuşmalar yapamıyorsun.
bırak bu işleri git ana okulu falan işlet. o köşeni de bana ver ciddi diyorum, meydan okuyorum.
spor yazarlığında ercan saatçi, adnan aybaba neyse siyaset yazarlığında da bu abla odur.
dün vatan gazetesinde garip bir koku vardı meğerse ruhat mengi sifonu çekmeyi unutmuş;
yazısının sonunda 5 maddeden oluşan bir not vardı aynen aktarıyorum 4. maddeye dikkat, bu madde ruhat hanım'ın ıq'sunu gösteriyor.
NOTLAR:
1- Bundan sonra bana bulaşacak olanlardan IQ testi istiyorum, aptalca yazılar pek zor okunuyor.
2- Adanalı gençlerden telefon geldi: "Abla, tetikçiye anında "Hemşehrimiz Ruhat Mengi'ye dil uzatanın dilini koparırız" mesajı gönderdik" dediler. Yazıdan öyle haberim oldu.
3- Başka bir ülkede "bir siyasi partiye üye ya da danışman olanların" yazısını kimse okumaz, kendine yer de bulamaz. Her 'parti sözcüsü' gazeteci olsun o zaman.
bugünkü programda seçim için kullanılan pc programının uygunluğu , kullanılabilirliğini konuştular. ve 2009 seçimlerinde kullanılan programın abd ve yunanistan da fiyasko ile sonuçlandığını mevcut sql yazılımı ile servera iletilen bilgilerin hile karıştırılabilmesi için ancak bağlantının bir süre kopması(!) gerektiğini öğrendik.
her pazar öğlen vakti olmak üzere,chp zihniyetinden insanları bir araya getirip tek yanlı program yapmayı, sunucu olarak sahip olması gereken tarafsızlığını daima bir kenara atıp, kendi politik görüşlerini alttan alta seyirciye empoze etmeye çalışan ve bütün bunları "demokrasi" adı altında yaptığını söyleyen, "Allah'ım şeriat geliyor, vatan millet sakarya" demekten başka birşey bilmeyen son derece gereksiz insandır. akp karşıtlığı olsun diye olur olmaz herşeye muhalefet etmeyi bir marifet sanar, ergenekoncuları savunmasıyla ünlüdür. kocasının da bundan pek bir farkı yoktur. (bkz: güngör mengi) alın birini vurun ötekinedir. ikisinden de tiksinmekteyimdir.
seyirciden gelen bir iletiyi okudu ve ,ileti şöyle idi:
türkiye de akp nini seçilmesini sağlayan şey fosfor eksikliğidir. fosfor zeka gelişimini sağlar. o da balıkta buknur. türk insanına balık yemesini tavsiye ediyorum. kıyı insanı bu sayede akp yi seçmedi. gibisinden bir şeylerdi.
bunu gönderen kişi kıyı kesimi insanın süpersonik zekaya sahip oldupunu böylece chp ye oy verdiğini iç kesimlerin ise gerizekalı olduğunu bu yüzden akp ye oy verdiğini kastediyordu.
bu kadar saçma bir iletiyi ruhat hanım gülerek okudu ve konuğuna siz ne diyorsunuz diye sordu.
benim itirazım şu :
ben iç anadoluda yaşıyorum ve bu bölge halkının ülke sorunlarına daha duyarlı olduğunu düşünüyorum. kaldı ki sahil insanının zekası buradan fazladır demek pek mümkün değil. bozkırda insanlar ekmeğini taştan çıkartıyor. burada liman filan yok. sınıra yakın değiliz ki ticaret canlansın. bir çukurova gibi verimli topraklar yok burada. turizm de yok hem de. ama buralarda insanların derdi içki yasaklanıyor, muhafazakarlaştırıyorlar ülkeyi değil. daha reel politikle ilgileniyorlar.
bir an için iç bölgelerin insanını gerizekalı olduğunu farzedelim. ruhat hanım bu iletiyi keyifle okuyarak buna niye iştirak ediyor? iç anadolu ve doğu anadoluya hiç gelip de buraların niye gerizekalı olduğu üstüne o güzel ve zeki beynini yordu mu acaba? ne derdi var bu insanların dedi mi?
daha neler söylenir ama işte...
edit: neden kötülendiğini bu entry nin anladığımız an var ya işte biz ogün tükenenceğiz.