halihazırda aynı fikirleri savunuyor olmaktan utanç duyduğum hanım abla,cahil cühela takımından. cumhuriyet mitingleri'nde özellikle türbanlıları seçerek, sorularıyla sıkıştırması, akli dengemi yitirmeme neden olmuştu. kimsin sorguluyorsun? kadın, değer addeddiklerinin peşine düşmüş; "türbanlıyım ama, bunun sömürülmesine müsaade etmeyeceğim." mesajını vermişken, orada bulunuşu başlı başına çağdaşlığı * özümsediğini gösterirken, hangi titr ile "neden burada olduğunuzu biliyor musunuz?" gibi ucuz sorular soruyorsun? eee, tam olarak karşılığı olmasa da nepotizmin türkiye'deki geçerliliğinin ispatıdır, ruhat mengi. ah ulan, türbanlı olmasa da örtünmeyi tercih eden, felsefeden politikaya geniş bir yelpazede bilgi birikime sahip bizim valideyle karşılaşacaktı ki bu sorup sorgulamaya, alacakaranlık kuşağını o dakika yaşardı billahi. kendini okutup da bir şeyler öğreteceklerden değil yani, zaman kaybı.
dün vatan gazetesinde garip bir koku vardı meğerse ruhat mengi sifonu çekmeyi unutmuş;
yazısının sonunda 5 maddeden oluşan bir not vardı aynen aktarıyorum 4. maddeye dikkat, bu madde ruhat hanım'ın ıq'sunu gösteriyor.
NOTLAR:
1- Bundan sonra bana bulaşacak olanlardan IQ testi istiyorum, aptalca yazılar pek zor okunuyor.
2- Adanalı gençlerden telefon geldi: "Abla, tetikçiye anında "Hemşehrimiz Ruhat Mengi'ye dil uzatanın dilini koparırız" mesajı gönderdik" dediler. Yazıdan öyle haberim oldu.
3- Başka bir ülkede "bir siyasi partiye üye ya da danışman olanların" yazısını kimse okumaz, kendine yer de bulamaz. Her 'parti sözcüsü' gazeteci olsun o zaman.
seyirciden gelen bir iletiyi okudu ve ,ileti şöyle idi:
türkiye de akp nini seçilmesini sağlayan şey fosfor eksikliğidir. fosfor zeka gelişimini sağlar. o da balıkta buknur. türk insanına balık yemesini tavsiye ediyorum. kıyı insanı bu sayede akp yi seçmedi. gibisinden bir şeylerdi.
bunu gönderen kişi kıyı kesimi insanın süpersonik zekaya sahip oldupunu böylece chp ye oy verdiğini iç kesimlerin ise gerizekalı olduğunu bu yüzden akp ye oy verdiğini kastediyordu.
bu kadar saçma bir iletiyi ruhat hanım gülerek okudu ve konuğuna siz ne diyorsunuz diye sordu.
benim itirazım şu :
ben iç anadoluda yaşıyorum ve bu bölge halkının ülke sorunlarına daha duyarlı olduğunu düşünüyorum. kaldı ki sahil insanının zekası buradan fazladır demek pek mümkün değil. bozkırda insanlar ekmeğini taştan çıkartıyor. burada liman filan yok. sınıra yakın değiliz ki ticaret canlansın. bir çukurova gibi verimli topraklar yok burada. turizm de yok hem de. ama buralarda insanların derdi içki yasaklanıyor, muhafazakarlaştırıyorlar ülkeyi değil. daha reel politikle ilgileniyorlar.
bir an için iç bölgelerin insanını gerizekalı olduğunu farzedelim. ruhat hanım bu iletiyi keyifle okuyarak buna niye iştirak ediyor? iç anadolu ve doğu anadoluya hiç gelip de buraların niye gerizekalı olduğu üstüne o güzel ve zeki beynini yordu mu acaba? ne derdi var bu insanların dedi mi?
daha neler söylenir ama işte...
edit: neden kötülendiğini bu entry nin anladığımız an var ya işte biz ogün tükenenceğiz.
ilkokul 5 seviyesindeki bir münazara takımındaki cartlak kız edasında kendisi.
"ama şimdi hayır efenim" diye tartışmanın ortasına girer ve giriş o giriş..
fatih altaylı'nın eş durumundan köşe yazarı diye betimlediği kişi. pekala bir bonus kard reklamına konu olabilir. Güngör Mengi'yi transfer eden gazete patronu ertesi gün gazetesini açtığında ruhat mengi'nin köşesini görüp şaşırır ve hışımla yardımcısına sorar: "Bu kim be!" Cevap hazırdır: "Patron Güngör Beyi bonus kartla almıştık bu da bedavaya geldi."