33 yaşından sonra asla yaşlanmazmış yani 90 yaşındaki bir adamın ruhu gene 33 yaşında olurmuş ama bedeni hovardalığa el vermezmiş bende bir ansiklopediden öğrendim.
Bedene hayat veren, bedenin içindeki saydam şeffafımsı ve fizik kurallarından bağımsız şey. Filmlerdeki insan suretindeki hayalet figüleri uydurma değildir bir çıkış noktası vardır.
Ruh'u hayalinde canlandırabilmen için renk ayarlarınla biraz oynamak gerekir. Dünyada gördüğünüz tüm o cıvıl cıvıl renkler 3 ana renkten doğmaktadır.
Lakin ruh sonsuz sayıda ana renkten meydana gelmiştir.
Gözünün önüne getirememen çok doğal çünkü görme duyun 3 renkle sınırlandırıldı...
Yaratıcı kendisini sana göstermediğinden değil sen algılayamadığından göremiyorsun...
Tek bir ruh'un sonsuz renkliliğini sonsuzla çarparsan cevap sana yaratıcıyı verecektir...
Zaten yaratıcıyı görmen herşeyi hatırlaman olur ki bu tekamulde erken finaldir.
Bunun yerine Allah, algılayabildiğin renklerdeki eserleriyle kendisini sana hatırlatıyor...
insanın öldükten sonra 15-20gr kaybetmesi verdiği son nefes oranıdır.
Ruh enerjidir madde dünyada ağırlığı olmaz, cinsiyetsizdir girdiği bedende cinsiyet kazanır...
ama aslında herkestir ve hiçkimse...
Tekamul macerandaki duraklardan biridir bu dünya...
ve en cesaretlilerin seçimidir, bu nedenle herkesi kutluyorum...
Ruhun varlığı bazı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. insan öldükten sonra 15 20 gr kaybettiği söyleniyor. Peki bu ruha ateistler inanıyor mu. inanıyorlarsa bu ruh nereye gidiyor. Ateistlerden cevap bekliyorum.
Ruh'un sınırlarını öğrenmek istiyorsanız öncelikle epifiz bezinin özelliklerini öğrenmelisiniz.
Ruh girdiği bedende cinsiyet kazanan bir enerjidir.
Ruh tanrısaldır, çünkü yaratıcı ruhu kendinin üfürdüğü nefes olarak tanımlar...
Ve tüm amaç onu bulmaktır...
bize verilen materyal dışında bir de ruh vardır elbette. lakin bunları birbirinden bağımsız düşünmek ruhun varlığı konusunda tereddüte düşmeye sebep oluyor. ruh ve beden bir bütündur aslında. etki- tepki meselesi vardır, mesela ruhta alınan en küçük darbe bedende etkisini gösteriyor yahut tam tersi bedenen hissedilen acı biz de ve bizim icimizde bazı yaralar açıyor (ruh hastaliklari vs.) bunun gibi ruhun veya duyulmaz bir varlığın kesinliği bence göz ardı edilemez.
Vücutta işlevi olmayan var olduğu sanılan şey.
Tamamıyla eski insanların ölen kişinin verdiği son nefesi zamanla metafizikleştirmeleri sonucu ortaya çıkmıştır.
Bakıldığında sebepsiz ölen kimse yoktur. Bir kaza, hastalık, yaşlılık, hayati organları kaybetme gibi her ölümün bir sebebi vardır.
Aniden ölen insanların da sebebi birden gitmişler gibi gözükse de kalplerinde filan gizli sorunları vardır.
insanı oluşturan şeyler bellidir. Bunlar elementler, bileşiklerdir. insan bunların birleşiminin bir ürünüdür.
Canlılık dediğimiz şeyi de yorumlayan biziz. Yani canlılık bize göre canlılık cansızlık bize göre cansızlıktır.
Yani tanımlayan da biziz tanıma kendimizi oturtan da.