--spoiler--
Hiç gülümsemedi, hiç gülümsemeyecek gibiydi. iyi bir gün batımından beklenebilecek her şey vardı oysa gökyüzünde. Tüm o sıcak renkler, hafif bir esinti ve parfümünün kokusu. O anda bir örs düşse gökyüzünden, ancak dokuz gün dokuz gece sonra varabilirdi yeryüzüne.
Karmaşık. Yarım saat önce üzgündüm sonra abimle konuştum iyi hissettim. Şimdi o uyuyor. Gereksiz bir tribe girdim açtım sessiz gemiyi dinliyorum. Kimin acısını, neyin acısını çekiyorum onu da bilmiyorum. Aslında mutluyum. Sadece müziğe uygun davranmaya çalışıyorum. Ulan deli miyim neyim. Deliler güzeldir sevin.
Bu aralar verdiğim kararları sonuna kadar arkasında olmanın direnciyle boğuşuyorum.
"Ağaç değilim yer değiştirebilirim" mottosuyla direniyorum.
Kararlarım sıradan ama hayatımı değiştirecek cinsten.
Sıradanlıkları aşınca sanırım hayat rutinden kurtuluyor bir süreliğine sonra yine aynı düzen.
Ruh halım, tam anlamıyla bir kasenin içinde, bir araya gelmesi için mikseri bekleyen farklı türden maddeler gibi.
Birbiriyle uyumsuz ama işte mikserle ancak bir araya gelebilecek.
Mikser mi?
Tabiki benim direncim.
Yine ben.
Bana tek fayda yine kendimden gelir. Başkasından beklemek?
Aptalca.
Dinler geçersin son kararı ne de olsa sen veriyorsun.
Nice mikserli günlere.
"Her gün gururumun törpülendiğini, ruhumun yeni acılar keşfettiğini ve eski müreffeh halimin rıhtımdan uzaklaşan ve bir daha dönmeyecek gemiler gibi uzaklaştığını hissediyorum."
sabahın 5 i gibiyim; ne aydinlik, ne karanlik. degisigim bu aralar. bosluktayim. umutluyum. hayatta zevk almaya calissamda, yasadiklarim beni, damar muziklere sevk ediyor. biran once aydinlanmam, yeni gune baslamam lazim.