"...Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayâle.
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten var
ve âsi bir su gibi teslim oluşun ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile...
Öptü beni: "Bunlar, kâinat gibi gerçek dudaklardır" dedi.
"Bu ıtır senin icâdın değil, saçlarımdan uçan bahardır" dedi.
ister gökyüzünde seyret, ister gözlerimde:
"körler onları görmese de, yıldızlar vardır" dedi.
Bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemin kokusu, bu mehtaplı gece
pırıldamakta devâm edecek ben basıp gidince de,
çünkü o ben gelmeden, ben geldikten sonra da bana bağlı olmadan vardı
ve bende bu aslın sureti çıktı sadece.
"Paydos" diyecek bize bir gün tabiat anamız
"gülmek ağlamak bitti çocuğum..."
Ve tekrar uçsuz bucaksız başlayacak
görmeyen, konuşmayan, düşünmeyen hayat.
Ayrılık yaklaşıyor her gün biraz daha,
güzelim dünya elvedâ,
ve merhaba
k â i n a t . . .
Balla dolu petek
yani gözlerin güneşle dolu.
Gözlerin, sevgilim, gözlerin toprak olacak yarın,
bal başka petekleri doldurmaya devâm edecek..."
ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok.
ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok!
hayyam, devrinin matematik ve astronomi bilginidir. fakat ona sevgim astronomi bilgisinden kaynaklanmıyor. hayyam çok güzel farsça rubailer söylemiş. ona sevgim şiirinden de kaynaklanmıyor. hayyam bilgin şair iyi kalpli hem kendi dinini hem bütün insanlığı seven fakat bütün samimi iyi insanlar gibi sahtekar ve sözde iyi insanları görünce hadlerini bildiren bir bilge. benim hayyam'a sevgim bu özelliklerinin bütününden kaynaklanıyor.
Yapma kadın! şiire vurursun beni.
ben de çıkarır, şiirle vururum seni!
zaten yemişiz aşktan müebbeti,
hele biraz da mısralar deştimi,
Yapma kadın! şiirle vurursun beni.
"Hem sana el değdirmeğe elim varmaz,
Hem sensiz aldığım nefes, nefes olmaz:
Bir garip dert bu, kimseye de açılmaz:
Bir zehir zakkum ki tadına da doyulmaz."
içimde karıncalanan şiir var senden gelen,
dilimde bir sen var; benden öte benden ziyade...
aklıma durup durup hatta garip garip düşmesen,
anlatılmıyor sözden öte histen ziyade...