- yahu şu kanalın sağ alt köşesinde ne yazıyor?
+ pop müzik, ne oldu ki?
- ne olduğumu var, popun yanına bir o ekle ne oldu?
+ popo! vaşşş, gençlerin zihinsel ve bedensel gelişimi tehlikede. çabuk kapatın bu rezilliği! kanala 750 bin lira ceza kesin.
Medya haberi "soğukkanlılıkla" verdi:
Samsun'da Ahmet Türk'e yumruk atan kişi 7 bin TL'ye mahkum oldu.
RTÜK ise bu görüntüleri yayınlayan Star Haber'e 250 bin TL ceza kesti!
Peki, bu durumu nasıl yorumlamamız gerekiyor?
Hiç lafı sözü dolandırmayalım; olan ortada: RTÜK aslında bu cezayı Uğur Dündar’a kesiyor.
Ve bu büyük cezayla diyor ki:
--"Uğur Dündar artık habercilikten vazgeç; AKP Hükümeti'ni öven, Başbakan'ı göklere çıkaran haberler yap. Yoksa...
Yoksa bu yandaşlık cezaları daha çok başını ağrıtır".
Bakınız...
Samsun'daki yumruk olayı haberdir. Bu haberi sadece Star Haber mi yaptı; hayır. Tüm kanallar günlerce bu görüntüleri verdi. Vermelerinin nedeni haberciler değildi; yumruk olayı Türkiye'nin gündemi oldu, her parti, politikacı bu konuyla ilgili görüş belirtti. Olay sürekli gündemde iken haberciler bu görüntüye yer vermeyecek miydi? Verecekti ve verdiler de.
O halde ceza niye Uğur Dündar'ın başında olduğu Star Haber'e kesildi?
Üstelik... Uğur Dündarbu haberin hemen ardındansürekli sağduyu çağrısı yaptı; kimsenin kişisel hukukunu uygulayamayacağını, söyledi.
Öyleyse...
Tekrar soralım bu fahiş ceza neden sadece Star Haber'e kesildi?
Onca TV yorumcusu neden bu konunun üzerine gitmiyor? Demokrat, liberal yazarlar RTÜK'ün bu korkutma, bezdirme amaçlı cezasını neden bir özgürlük sorunu olarak ele almıyor?
Bu ceza siyasidir.
Biz duyuralım...
RTÜK yeni yayın dönemini (referandum nedeniyle) erken açtı. ilk ceza biletini de Uğur Dündar'a kesti.
bir demokrasi ayıbı. bu kurul öyle bir üst kurul ki bir dizide iki erkeğin aynı yatakta kalkmasından kelli diziye uyarı verebilmiş bir üst kurul. dünyada artık eşcinseller evlenebiliyorken sen tutup dizide sahneye sansür koymaya çalışıyosun, hay ben senin aklına.
üç beş andropoz olmuş emmiyle, menopoz olmuş teyzeden oluştuğunu tahmin ettiğim karın ağrısı.
sigara ve benzeri maddeleri mozaiklettiren, gizli reklam bahanesiyle nice yeşilçam filminin içine eden*, türk milleti hiç küfür etmezmiş gibi küfürü bipleten*, kısacası, benim paşa keyfimin içine sıçan ve türk filmlerini adama zehir eden kurumsu.
verdiği hafif para cezaları ile kanal sahiplerine sinek ısırığı gibi gelen kuruluştur.
denetleme konusunda rezil olan , gerek duyulmaması gereken bir kuruluştur.
öyle sigara göstermemekle bir yere varamazlar.
öncelikle biraz objektif olmayı öğrensinler.
bu çalışma stratejisine bakılacak olursa, her şeyden önce kendi kendisini sansürlemesi hatta kendi kendisine yasak getirerek göze girmesi gereken kurulumsu şey.
radyo televizyon üst kurulu nun baş harfleridir. Radyo ve televizyon yayınlarını bir düzene koymak için kurulduğu iddia edilse de, filmleri ahlakımız bozulmasın diye anaokulu öğrencilerinin el işi kağıdına döndürmek, ortalığı karolamak, programları uyarmak gibi "ulvi" görevleri icra etmektedirler.
kanalların dizi embesili yayın akışı, iğrenç içerikli programlar, siyasi propaganda dolu objektif olmayan yayınlar, bir türlü düzenlenemeyen reklam politikaları dururken, alem fm de günde iki yayın yapan ve ikisinde de dünyanın en pahalı benzinini kullanma kutlaması yapan nihat sırdar ı uyarmayı akıl etmeleri, ne denli muhteşem bir iş yaptıklarını ve işe yaramamaya ne kadar özen gösterdiklerini bir kez daha kanıtladı.
somut değer yargıları ve düzenlerden bu kadar habersiz salt iğrenç ve basit politikaların yardakçılığını yapmak için para alan insanlardan kurtulabilecek miyiz acaba bir gün?
dünyanın en pahalı yakıtını kullandığımız için radyo programında eylemce isimli bölüm hazırlayarak protesto eden nihat sırdar'ı uyarmış ve 400.000 lira ceza vermekle tehdit etmiş aşağılık kurum.
yeni reklam uygulamasıyla tv başındakileri delirtmiştir.
ulan zırt bırt reklam mı olur?
sevdiginiz bir programı yada diziyi takip etmek tamamen işkence haline gelmiş durumda.
özellikle canlı yayınlar için tam bir rezalet. canlı yayını futbol gibi düşünürsek, oyunda olan sakatlıklar, yapılan fauller oyuncuyu nasıl etkiliyorsa canlı yayın ekibini ve sunucuyu zırt bırt çıkan reklamların etkiledigini düşünüyorum.
stüdyoda bulunan seyircilerle ve konuklarla olan baglantısı kopar, yayın konsantrasyonu düşer vs vs vs...
acilen el atılması gerekmekte yada canlı yayınlar için farklı bir uygulama yapılmalı.
yeni reklam uygulaması tv izleyicisini çıldırtan kurum.
eskiden ilk özel televizyonlar açıldığında, reklamla ilgili bir kural yoktu, ve televizyonlar hemen hemen 3 dakikada bir uzun reklam kuşaklarına girer, izleyiciyi çıldırtırdı. dizi veya filmden çok reklam izlerdiniz.
sonralarda rtük duruma el koyarak, 20 dakikadan önce reklam kuşağı yayınlanmasını yasakladı. iki reklam arası min. 20 dakika olmalıydı. ve bu durum uzun süre, geçen haftaya kadar böyle devam etti.
bu dönemde türk dizilerinin altın çağı yaşandı ve yükselişe geçti. zira ikidebir reklam yayınlanmayan diziler daha çok izlenmeye başladı, izleyici dizilere daha konsantre bir şekilde bağlandı. ve yine bu yüzden aralara daha sık reklam alabilmek için dizi süreleri uzadı.
ama geçen hafta itibari ile bu 20 dakikalık reklam yasağı 10 dakikaya düşürüldü. tam reklamdan çıkıyorsunuz, diziye tam konsantre oluyorsunuz, yine reklam giriyor.
bu durum kime ne yarar sağlayacak merak ediyorum. hangi akla hizmet yapıldı. kanallara bir yarar sağlayacağını düşünmüyorum. tamam daha sık reklam alacaklar ama, bu durumdan sıkılan izleyici bir süre sonra internetten bu dizileri reklamsız izlemeye başlayacak. aslında reytingler azalacak.
reklam verenler yarar sağlamayacak. zira reklam kuşağı çıkar çıkmaz küfürü yiyecekler.
kısacası son bir kaç gündür tv'lerde izilediğim dizilerdeki reklamlardan acayip sıkılmaktayım, ve bu durum bana 90'ların başındaki o acayip dönemi hatırlatmaya başladı.
çeşitli tartışma programlarında kullanılan "kürdistan", "özerklik", "ayrı devlet" gibi kavramlara ifade özgürlüğü kapsamında onay veren ve cezaya gerek görmeyen kurumdur.