her 4 seçmenden birisinin oy vermediği bir seçimde oyların %33 ünü alarak meclisin %65'ini ele geçirmiş bir partiyi, onun başındaki adamı çekebilmek zor iştir.
işinize gelince demokrasi işinize gelmeyince yobaz laikler, yok öyle bir şey. çekememek değildir bu his.
"ya müslüman olacaksın ya laik" diyen bir adamı ülkenin başında görmek istememek GâYET doğal bir istektir...
zamanında "minareler süngümüz..." diye rejime meydan okumuş bir cumhurbaşkanı görmek istenmeyebilinir.
danıştay'ın türban kararı için "efendiler, bu sizin işiniz değil, bu konuları ulemaya sormak gerek" diyen çağdışı düşünceli birinin mecliste görülmesi çekilemez.
kör olanlar için "çekememek" olarak adlandırılan, gerçekte ülkesinin son sürat götürüldüğü yeri anlayan sağduyulu vatandaşlardır.
vatanının kıymetini bilen, laikliğe önem veren ve asıl demokrasiyi ve eşitliği isteyen kişilerdir. onların bu yaptıkları çekememezlik olarak tanımlanır bazı ''yoz'' beyinler tarafından. demokrasiden bahsedip yüzde 10 luk barajın altında kalanların tayyeep kadar oy aldığını unutan onları hiç önemsemeyen kişinin dediği laflardır. demokrasi de azınlıklar da temsil edilmelidir. buna karşı olan birisi birde demokrasiden söz ediyor ''kendince''. yani sonuçta ortada bir mücadele vardır. kim kimi çekemiyor ortadadır.
-3 yılda dünyanın en zenginleri listesine giremeyenler..
-demokrasi ve laiklik kelimeleri kendisi için anlam ifade edenler..
-akp belediye başkanları, aileleri ve akrabaları dışında kalanlar..
-onun bunun ta*aklarına bal sürüp yalayan, aynı dille vatandaşına hakaret eden başbakan istemeyenler..
-vs.. vs..
(bkz: bu böyle gider)
akp ye oy verenlerin yuzde 70 i fetullahci ve ilkokul mezunlari oldugu dusunulunce insanin icini sizlatan ve cekilemeyen seydir. ve bu insanlar ulkenin sadece yuzde 34 u.
demokrasi denince sanılıyor ki oyla biri seçilir o ömür billah başta kalır. demokrasiyi böyle bi şey olarak düşünenler de "niye çekemiyorsunuz ki" der. oysa demokrasi, başa geleni halkın çekememesi durumunda geri gönderebilmesi demektir. yani insanların başa geleni çekememesi hakkı her zaman saklıdır. anlamı zaten "people's rule" - "demos kratos"'tur. yani, "halkın yönetimi". seçilen kişi diktatör olarak gelmez. egemenlik erkinin yürütme kısmının(hükümet) başkanıdır sadece. egemenlik erkinin tamamı halka aittir. bunun ancak küçük bir kısmını seçimle temsil eder başbakan. halk bu kişiyi çekmek zorunda değildir.
zaten bu çarpık mantık doğru olsaydı, bir kere seçim olur, o da ölene kadar başta kalırdı diktatör olarak, hoş birçok embesilin de istediği o ya. sonuç olarak, kimse kimseyi çekmek zorunda değil. zıt fikirler kapışır, çok oyu olan bir müddet yönetim temsili kazanır. ama bu demek değil ki iktidardan başka düşünenler iktidarı desteklemelidir. zaten çekememe durumu hep var sayıldığı için seçimler yinelenir belli sürelerde.
peşkeş çekilen devlet istemiyorum gücünü kendinden değil dış güçlerden alan birini hiç istemiyorum haliyle çekemiyorum da evet efendim bende oyum haliyle.
(bkz: #4850085) seri eksi verenler buyrun.
demokrasinin %10 barajı aşan 2 parti olmasından mütevellit, oyların toplam seçmen sayısının %26'sının, oy kullanan seçmen sayısının %34'ünün bir parti tarafından alınıp, %65 çoğunlukla tek başına iktidara gelmesininin olmadığını bilen kişilerdir... evet çekilemeyen bir durum var ancak bu hasmane bir çekememek değildir... bu kahrını çekememektir... yasalara göre; iktidar da meşrudur, muhalefet de... ancak demokrasi kelimesine göre; ne iktidar meşrudur, ne muhalefet partisi... biri %18 almış, öteki %34 geri kalan %42 yok mu bu ülkede? öldü mü? işlerine gelmeyince yok 82 anayasa'sı antidemokratik, işlerine gelince de anayasa'ya göre meşru... demokrasi lastik mi ulan istediğiniz yöne çekesiniz? bu millet artık tayyip erdoğan'ın kişisel inatlaşmasını ve %34'ün dışında kalan kişileri hiçe saymasını ki, şu andaki oy oranı %25 civarındadır çok mu iyi görmekte? %75'i hiçe sayarak hareket etmek midir demokrasi? cumhurbaşkanını "meclis olarak biz seçeriz" cümlesi yerine, "cumhurbaşkanını ak parti olarak biz seçeriz" cümlesinin zikredilmesi mi demokrasi? kraldan çok kralcı olmak, böyle bir şey...
ben çekemeyenlerdenim... çekemiyorum ancak, kahrını çekemiyorum!