--- alıntı ---
başbakan ile ekibi, yeni zelanda ve avustralya seyahatinden döner dönmez, yeni zelanda'da deprem oldu, avustralya'da ise şiddet olayları başladı. türkiye yine iyi dayanıyor.
--- alıntı --- http://www.milliyet.com.t...005/12/16/yazar/asik.html
bahtsızdırlar.
ayrıca sadece rte nin ziyaret ettikleri değil onu ziyarete gelenler de bu uğursuzluktan (!) nasiplerini almışlardır.
30 Eylül 2012 tarihinde yapılan AKP 4. Olağan Kongresi'nin onur konuğu olan Muhammed Mursi'ye darbe yapıldı. Şimdi tutuklu mursi yanlıları ile darbe yapanlar (ordu dahil) kapışmaya başladılar. mısır iç savaşa doğru sürükleniyor.
mahvolmayanı var mı ki... bir tek geçenlerde kırgızistan'a gitti. orda henüz bir şey yok ama yakındır orta asyada da sorunlar çıkar, ya kırgız devlet başkanı koltuktan düşer, ya halk ayaklanır vs vs...
bahtsızdırlar.
rte ülkemizde olduğundan bağışıklık kazandık belki ama ne zaman abd başkanları ile görüşmeye yurt dışına çıksa ülkemiz terör haberleri ile sarsılmakta. mazallah abd de ikamet etmeye başlarsa ülkemizde de bir "bahar" yaşanabilir!
ilginç bir tesadüf!
zeynep gürcanlı tespiti
--------- alıntı ---------
Başbakan Erdoğan'ın, ABD ziyaretleri ya da dünyanın herhangi bir köşesinde uluslararası bir toplantı vesilesiyle ABD Başkanı ile görüşme dönemine denk gelen bu saldırı ilk değil. (ABD Başkanı Barack Obama'nın davetlisi olarak Washington'a yapacağı ziyaret öncesi (bkz: 11 mayıs 2013 reyhanlı patlaması ilk değil) ).
Bu konuda pekçok örnek var:
-Başbakan Erdoğan'ın, 8 Haziran 2004'te G-8 Zirvesi'ne katılmak üzere ABD'ye gitti. Erdoğan'ın dönemin ABD Başkanı George Bush ile görüşmesi sırasında PKK 5 yıllık ateşkesi bozduğunu açıklayıp, terör eylemlerine başladı.
-Ekim 2008'de Başbakan'ın Türkmenistan - Moğolistan gezisi sırasında Aktütün saldırısı gerçekleşti. Teröristlerin kalabalık bir grupla yaptığı baskında 1 astsubay, 6 uzman erbaş ile 8 erbaş ve er olmak üzere 15 asker şehit oldu.
-Başbakan Erdoğan 7 Aralık 2009'da bir çalışma ziyareti için yine ABD'ye gitti. Tam da Başkan Obama ile görüşmesine saatler kala, terör saldırısı haberi geldi. Teröristler bu kez Tokat Reşadiye'de vurdular. Kontrol görevi yapan askeri araca açılan ateş sonucu 7 asker şehit oldu.
-13 Nisan 2010'da bu kez Nükleer Güvenlik Zirvesi için Washington'a giden Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile görüştü. 17 Nisan 2010 tarihinde Ladik'te polis otosuna saldırı düzenlendi ve 2 polis şehit oldu.
-20 Eylül 2011'de Başbakan Erdoğan'ın bu kez BM görüşmelerine katılmak üzere New York'a gittiği günlerde art arda terör saldırıları gerçekleşti. 20 Eylül'de Ankara Kumrular sokakta patlayan bomba 5 kişinin ölümüne neden oldu. Aynı günün gecesi Siirt'te 4 genç kızı ölüme götüren terör saldırısı gerçekleşti. Teröristler durmadı. Başbakan, ABD'de Başkan Obama’yla görüşmeyi de kapsayan temaslarına devam ederken bu kez 24 Eylül 2011'de Siirt'in Pervari ilçesinde Belenoluk Jandarma Karakolu'na uzun namlulu silahlar ve roketatarlarla saldırdı. Çıkan çatışmada 6 asker şehit oldu.
-Başbakan'ın G-20 Liderler Zirvesi için bulunduğu Meksika’da, yine Başkan Obama ile görüştüğü günlerde, Haziran 2012'de Dağlıca saldırısı meydana geldi.
rte nin sağlıklı insana baksa kanser edecek güçte olduğunun işaretidir.
Aynı yıl (13 Eylül 2005) yeniden gittiği ABD'de, Dış ilişkiler Konseyi (CFR) toplantısına katılan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin aldığı "BOP'un eşbaşkanlığı görevi"ni, "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika girişimi içinde önemli bir rol oynuyoruz. Amerika'nın Ortadoğu'da oynayacağı önemli bir rol var, onun bir parçasıyız" açıklamasıyla sürdürdü...
"ayağı uğurlu gelmemek" deyiminin canlı örneğidir.
Yine 7 Haziran 2005'te ABD yolculuğunda Zaman gazetesine verdiği röportajda, "Biliyorsunuz GOP, bir alt biriminin eşbaşkanlığını üstlendiğimiz bu proje. Olay sadece Ortadoğu'yu kapsamıyor... Bu konuda yapacağımız çalışmalara komşu ülkelerden başladık. Suriye, Lübnan, Fas, Tunus gibi ülkelere geziler düzenliyoruz. Yakında Cezayir'e gideceğiz, Ürdün'e gideceğiz" dedi.
Nitekim bir gün sonra ABD'de Wıllard Otelde düzenlediği basın toplantısında "'Sea Island' sürecinde Türkiye, italya ve Yemen geniş büyük Ortadoğu projesi'nde bir görev üstlendik ve eşbaşkanlık bu üç ülkeye verildi" diye bildirdi. Peşinden 10 Haziran'da Amerikan Dış Politika Derneği (FPA) toplantısında, "Biz Türkiye olarak bildiğiniz gibi, Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifi çalışmalarında rol aldık. Eşbaşkan olarak bu süreci işletmeye devam ediyoruz" diye konuştu.
Ardından da 12 Haziran'da ABD dönüşü Esenboğa havaalanında, "Biz Büyük Ortadoğu Projesi'ne bu seyahatte başlamadık. Biliyorsunuz adı değişti, 'Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifi' olarak belirlendi. Bunun içerisinde Türkiye, italya ve Yemen, eşbaşkan olarak çalışmaya başladık" bilgisini verdi.
Üç gün sonra 15 Haziran'da Esenboğa’dan Lübnan'a hareketinden önce de "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifi çerçevesi içerisinde Türkiye eşbaşkanlık olarak paylaştığı bir görevi yürütecek" tekrarında bulundu.
7 Temmuz 2005'te ABD Dünya iş Konseyi (World Affaırs Councıl) toplantısında "Türkiye'nin ABD'yle yapabileceği çok şey var. Türkiye'nin Sea Island sürecinde, Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifi'nde eşbaşkan olarak yer almış olması bundan kaynaklanmaktadır" izâhını yaptı.
ilk açıklama, Erdoğan'ın 16 Şubat 2004'de Fatih Altaylı'nın "Teke Tek" programında, "Şu anda Amerika'nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lâzım.
Peşinden 28 Temmuz 2004 günü gittiği iran'da, basın mensuplarının sorularına, "Demokratik ortak olarak geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesi içinde, bu projenin eşbaşkanları arasındayım" diye konuştu. Bu sözleri, partinin internet sitesine de konuldu.
Erdoğan, 8 Haziran 2005'te ise bir soru üzerine basına, Geniş Büyük Ortadoğu Projesi'nde demokratik ortak olarak bir görev üstlendiğini ve bu görevle birlikte eş başkanlığın verildiğini hatırlattı. "Bizim sınırdaşımız, komşumuz olan örneğin bir Suriye, bir Ürdün, bir Lübnan, Kuzey Afrika ülkeleri, Fas, Tunus, bunlara yaptığımız ziyaretler, hepsi bunun birer adımıdır ve bu da devam edecek" dedi. Bu cevap da "akparti.org.tr"de çıktı. Keza 27 Temmuz 2006'da CNN Larry King Show'da, "Daha önce Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika girişimi içerisinde zaten yer almıştık. Burada eşbaşkanlık görevi üstlenmiştik" beyânı bunlardan biri.
Çırağan Sarayında, 25 Haziran 2005'de "ABD-TESEV-Alman Marshall Fonu Toplantısı"nda, "Üstlendiğimiz misyon gereği" diye başladığı cümlesini "eşbaşkanı olduğumuz genişletilmiş Ortadoğu projesi için" diye devam ettirdi. Aynı gün Yeni Şafak gazetesinde istanbul NATO Zirvesi öncesi, "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin katılımı"ndan bahisle, "eşbaşkanlar olarak Türkiye, italya, Yemen üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışacağız" taahhüdünü dile getirdi.
Erdoğan, 8 Haziran 2005'te ise bir soru üzerine basına, Geniş Büyük Ortadoğu Projesi'nde demokratik ortak olarak bir görev üstlendiğini ve bu görevle birlikte eş başkanlığın verildiğini hatırlattı. "Bizim sınırdaşımız, komşumuz olan örneğin bir Suriye, bir Ürdün, bir Lübnan, Kuzey Afrika ülkeleri, Fas, Tunus, bunlara yaptığımız ziyaretler, hepsi bunun birer adımıdır ve bu da devam edecek" dedi. http://www.yeniasya.com.t...01/21/yazarlar/cilhan.htm http://istanbulagent.com/...ahar-carpmasi-arap-bahari
hadi adımların sonuçlarına bakalım.
14.01.2011 : Ürdün'de protestolar başladı.
01.02.2011 : Ürdün'de hükümet görevden alındı.
30.01.2011 : Sudan'da protestolar başladı.
30.01.2011 : Fas'da protestolar başladı.
25.01.2011 : Mısır'da protestolar başladı.
11.02.2011 : Mısır'da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek istifa etti.
04.02.2011 : Bahreyn'de küçük çapta bir protesto düzenlendi.
18.12.2010 : Tunus'da protestolar başladı.
14.01.2011 : Tunus'da hükümet düştü.
15.03.2011 : Suriye'de Beşar Esad aleyhine ayaklanma başladı.
22.06.2012 : Suriye jetimizi düşürdü, 2 pilotumuz şehit oldu. (kurban edildi)
19.03.2011 : Libya Birleşmiş Milletler'in aldığı karar doğrultusunda bombalanmaya başladı.
18.01.2011 : Yemen'de protestolar başladı.
rte nin bop açıklamaları aşağıdaki entry lerde devam edecek.