ne saçma, velev ki; sınav tarihi konusunda hata etseler bile, â benim aklı evvellerim, herkes aynı şartlarda sınava giriyor. bir kısmınız 1 ay sonra sınav olmayacak. ancak solcuların kendini kaybeden tepkileri bunlar. hayatını ve kendini önemseyen dersleri gevşetmez çalışmaya devam ederdi.
ve evet çalışanlar bu şartlarda bile tıp kazanacak, mühendislik okuyacak.
tembelliğe bahane uydurmayacak.
edit: düşündüğümde gerçekten komik. ve umuyorum bunu bile idrak edemeyen çocuk, ülkemde "üniversite mezunuyum." diye gezemez.
demokratik tepkidir. LAkin bu çocuklara birisi en demokratik ülkelerde bile youtube videosuna dislike yaparak beğenmediğiniz yöneticileri değiştirilemeyeceğinizi söylemeli.
ayrıca şöyle bir durum var;
erdogan ve ekibinin yillardir uyguladigi ve bugune kadar tutan bir strateji vardi. din ve ekonomi uzerinden rakiplerini dusmanlastirip kendi secmenini konsolide etmek. bu taktik ozellikle baby boomer kusaginda etkili ve basarili oldu. zira bu kusak ve y kusagi gecmiste basarisiz koalisyon hukumetleri, basortusu sorunu, 28 subat sureci, devlet kurumlarindaki, ordudaki, universitelerdeki dindarlara yonelik yapilan hak mahrumiyetlerini gorduler. Baby boomer kusaginin aksine Y kusaginin bir kismi AKP'ye kayarken bir kismi Anap, DYP, MHP gibi partileri tercih etti. Tabi burada sag gelenege sahip aileler ve onlarin cocuklarindan bahsediyorum. Zamanla ANAP ve DYP yok oldu gitti ve merkez sag siyasette de alternatif kalmadi. Merkez sol ve sol siyaset ekolunde de durumlar benzerdi aslinda. Zamanla orda da alternatifler yok olup gitti.
Yukaridaki yazdiklarimi bariz bir ornekle yani 2002 secimleri ile kanitlayayim;
2002 secimlerinde siyasal islamci olarak nitelendirebilecek tek parti Saadet Partisidir. AKP o donemde liberal bir partiydi. Sag gelenekte daha fazla cesitlilik varken solda malesef bu olmamistir. Bu ayri incelenmesi gereken bir konu. Mesela su soruyu sormaliyiz Ingiltere'deki sol ile Turkiye'deki sol ayni midir?
Ingiltere'de Labour Party genelde gocmenleri, onlarin orada dogan cocuklarini, 4-5 kusaktir ingilterede yasayan afrikalilari ve toplumdan dislanan diger unsurlari temsil eder. Partinin sahada calismlarini bu insanlar yurutur. Peki Turkiye'de CHP benzer bir konumda midir ?
Bu ulkede ezilmeyen kesim yoktur arkadasim. Alevi ezilmistir, kurtler ezilmistir, ulkuculer ezilmistir, devrimciler ezilmistir, muhafazakarlar ezilmistir o yuzden siyasetin kirli alanina fazla girmeye gerek yok insanlar ile muhabbet ve bag kurar iken sadece insan oldugu icin bag kur.
Konumuza geri donecek olursak AKP ayni mahalleden kendisine rakip olarak gordugu suleyman soylu, numan kurtulmus, mustafa destici gibi alternatif sag parti liderlerini ise yanlarina cektiler. ak parti'nin butun propagandasi dini degerler ve gecmisteki istikrarsiz ve krizlerle dolu ekonomi yonetimleri uzerinden yapildi. buyuk zaferler elde ettiler ve zafer sarhosu oldular. vesayet sisteminden sikayet ettiler, mazlum ve magdur idiler lakin zamanla kendileri vesayet sistemi oldular ve uzerlerindeki magduriyet ortusunu rovans ve intikam hirsi nedeniyle kendileri kaldirdilar.
ak parti'nin basarili olmasinin bir diger nedeni ise kaliteli ekonomi kadrosu ile liberalleri etkiliyebilmesiydi. ozellikle merkez sagdaki dyp, anap, ldp hatta beklenmedik bir cikis yapan genc parti oylarini bence ekonomi politikalari sayesinde aldilar. bu secmen kitlesi genelde ege'nin ic taraflari ve karadeniz'in bazi sehirlerinde ve tabiki buyuk kentlerde yasayan demirel gelenegini bilen zamaninda ona oy veren kesimdir. su anda nispeten ıyı parti'nin ulasabildigi kitle.
AK Parti'nin bir diger basarisi ise genis kitlelere hitap edebilmesiydi. ozellikle muhafazakar kürtler'i yanlarina cekmeyi basardilar. bolgelerinde etkili olan kürtleri parti bunyesine kattilar. said-i nursi'nin ve 15 temmuz'a kadar feto'nun kürtler uzerindeki etkisini iyi kullandilar. hatta zaman zaman seyh sait uzerinden de propaganda yaptilar. kurdistan'in osmanli'da eyalet olmasi, "guclu bir devlette eyalet sistemi sorun olmaz" cikislari ve cozum sureci ile beraber kürtleri tamamen yanlarina cektiler.
milli gorusculer de ak parti saflarina katilinca turkiye'deki sag kanadin buyuk bir cogunlugunu elde ettiler.
tabi bu kadar basariyi elde etmek icin cok iyi bir butce ve sahada iyi bir teskilatlanma gerekiyordu. erdogan'in yurtdisi baglantilari son derece gucluydu. soros ve kissinger ile gorustu. ozellikle amerika baglantilarindan oturu erdogan o donemlerde amerikanciydi diyebiliriz. amerika'nin destegi ile de bir cok sorunu astilar. feto'nun de amerika etkisi altinda oldugunu ve ak parti'li vekillerin amerika'ya ziyaretlerini de bildigimize gore bu reddedilemeyecek bir gercektir.
zamanla oylarinin dusmesinin bircok sebebi var tabi ama hamaset ve otekilestirme uzerinden olusturulan bir propaganda dili y ve z kusaginda etkili olmadi. surekli tekrarlanan tup kuyruklari y kusaginin umrunda degil bircogu o donemde cocuktu hatirlamiyor bile. z kusaginin ise hic umurunda degil. dolayasiyla ak parti pazarlamanin kurallarindan birisi olan segmentasyonda basarisiz oldu. hangi kitleye nasil hitap edecegini ve neler vaad edecegini tam olarak beceremedi. egitim seviyesi arttikca ak parti'nin oylarinin dustugu de herkesin malumu. ak parti degisime ayak uyduramadi. digital devrimi gormezden geldi. 15 temmuz'dan sonra feto'culerin tasfiye edilmesi ile beraber ellerindeki yetismis kadrolari kaybettiler. ak partin'nin elinde yetismis kadro yoktu bu yuzden feto ile beraber yuruduler burasi da cok net. dunyadaki gelismeleri ve degisimleri iyi analiz edemediler. gerekli reformlari yapamadilar. kurumsal bir parti iken tamamen lider partisine donustuler. degisime ayak uyduramayan ve gerekli reformlari yapmayan, yapmak istemeyen veya yapamayan bir diger parti ise mhp'dir.
propaganda dilini degistirmeyi hic dusunmedi erdogan. ona gore onun dusundugu gibi yasamayan kitleler degersiz ve otekiydi. dolayisiyla surekli sert bir dille bu kitle uzerine gitti. bu kitle uzerine sert bir sekilde gittikce kitle de reaksiyon gostererek zamanla sevmedigi erdogan'dan nefret etmeye basladi. zaten baktiginiz zaman erdogan'i asiri derecede sevenler ve nefret edenler vardir ortasi pek yoktur. bu secmenlerini de etkiledi. ak parti secmeni daha ilimli bir secmen iken zamanla agresif ve otekilerden nefret eden bir secmen kitlesine donustu. bu propaganda dilinin artik tutmadigini yerel secimlerde net bir sekilde gorduk. toplum bu kadar agresiflikten artik bikti. gencler arasinda liselerde, universitelerde bu kadar keskin ve agresif ayrimlar olmadigi icin de gencler ak parti'ye oy vermiyor. gencler arkadaslarini ideolijilere gore secmiyor. yani muhafazakar bir gencin her gorusten arkadasi olabiliyor. fakat baby boomer kusaginda bu boyle degil. bes vakit camiye giden bir amcanin cevresi genelde cami cemaatinden olur. raki icen alemci amcalarla arkadaslik yapmaz * . bu kusakta bu sekilde ayrimlar vardir fakat dedigim gibi genc kusakta bu kadar keskin ayrimlar yok.
velhasil, ak parti bir ideoloji ve doktrin uzerine kurulan bir parti degil tam tersi konjonktur partisi oldugu icin anap gibi dyp gibi misyonunu tamamlayacak gibi duruyor. genc nesillerden oy alamiyorsa bir parti kendisini gelecege nasil tasiyacak?
200 bini bulmuş. unutmayın sadece bir kere eksileyebiliyorsunuz.
şu tesbiti yapmazsam karnım ağrır: sözlükteki akebelilerin (trol değiller onlar normal akebeliler, aralarında bir farklılık olmadığı için siz karıştırıyorsunuz) karması hep eksidir, en büyük akebelide tayyip olduğu için en büyük eksilenin de o olması tabi ki normaldir.
e hadi başlasın o zaman.
Başaramayacaksınız. Milletimizi bölemeyeceksiniz. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Vatanımızı parçalayamayacaksınız. Devletimizi yıkamayacaksınız. Ezanlarımızı susturamayacaksınız. Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz. Bu halka boyunduruk vuramayacaksınız.