olası bir davutoğlu nun düşürülmesi ve akp olağanüstü kongresinde gerçekleşecek hadise. la hani sen %50 muhabbeti yapıyordun bu vesayet anlayışı nedir.
bazı arkadaşlar 'diktatör diyonuz ama anayasada var' demişler ve anayasa 104. madde b bendini öne atmışlardır.
öncelikle anayasa 104 e iyi bakmak gerek.
cumhurbaşkanı bir başbakanı görevden alamaz ! istifayı kabul edebilir. hikaye şu şekilde olabilir ancak: hükümet 45 gün süreyle kurulamazsa cumhurbaşkanı meclisi erken seçime götürebilir. ancak meclis, kendi kendisini istediği zaman seçime götürebilir. hükümeti denetleme görevi meclisindir. meclis soru gensoru meclis araştırması soruşturması yöntemleriyle hükümeti denetler ve kontrol eder. ancak cumhurbaşkanı başbakanı falan görevden alamaz. meclis seçime gider, seçim sonuçlanır ve yeni meclis oluşur. cumhurbaşkanı milletvekilleri arasından birisine 'hükümeti kurma yetkisi' verir. olmaz ise, yeniden başkasına o yetki verilir. bir şekilde hükümeti kurma yetkisi cumhurbaşkanının ağzından çıkan kelimelerdir. ama kurulan hükümeti cumhurbaşkanı yıkamaz ! ancak ve ancak meclis hükümeti düşürür. cumhurbaşkanı sadece istifaları ve oluşturulan bakanlar kurulu listesini kabul eder.
kaldı ki anayasa 104 e göre cumhurbaşkanı partiler üstü ve tarafsızdır. bunun hakkında binlerce yazı var. ancak bir cumhurbaşkanının bir siyasi parti iç işlerine karışması, gerek bir parti lideri, gerekse de bir başbakanı vesayet altına alıp 'şunu yapın şuraya gidin şunu söyleyin, başa şunu atayın, o yetkileri ondan buna verin' gibi direktifler vermesi eşi benzeri olmayan birşey. anayasaya da suçtur. kaldı ki, davutoğlu kanımca gurur yapmış ya da koltuk sevdalısı olmadıgını göstermek istemiştir. eğer istifa ederse bu erdoğan'ın baskısı ile olmayacaktır. çünkü bu baskılara bir şekilde göğüs gerip 'gitmiyorum lan var mı ?' diyebilir. ama demiyor. erdoğan da diktatörsü tavırlarıyla anayasaya aykırı işler yürütmüş ve gerek bir partinin iç işlerine gerekse hükümetin başbakanına vesayet kurarak anti demokratik ve anayasa karşıtı bir suç işlemiştir.
istifa değil görev değişimdir. davutoğlu geldiği günden beri varlık sorunu yaşamıştır. herkes onun bir piyon olduğunu ve rte tarafından oraya bir onay makamı olarak konduğunu biliyordu. şu an belki bunun ezikliğinden dolayı fevri davrandı, iradesinin var olduğunu kanıtlamaya çalıştı ama olmadı. çünkü onu oraya koyan zihniyet ipleri elinde tutuyordu ve zaten göz açtırmazdı. zaten beni kovdular bile diyemeyecek kadar pasif veya dese bile dikkate alınmayacak kadar gereksiz olduğu için istifa etti süsü verilecek.
ha ben neden böyle dedim?
eğer kendini ortaya koyup cumhurbaşkanına dur deseydi olurdu. mesele parti başında ben varım, benim de fikirlerim var, her şeyi onaylamak zorunda değilim, kendim de bazı şeylerin farkına varabilir ve yanlış olduğu konusunda hüküm verebilirim deseydi bu yönde bir algım olmazdı.
ve son olarak, davutoğlu gitse akp seçmeni gittiğini bile anlamaz çünkü onlar halen daha partiyi tayyip yönetiyor sanıyorlar. o yüzden bir kuklaydı ve vakti doldu şimdi sıra diğer kuklalarda.
rte'nin akp'nin oylarını artıracak bir mevzu bulamadığı sürece başkanlık rüyasında kendi ayağına kurşun sıkmasına neden olacak olaydır. ayrıca devlet bahçeli koltuğunu kaybederse yandı gülüm keten helva.
