sanki günümüzde türban meselesi üzerinden laiklik hakkında atıp tutanların laikliği öğrendikleri ilk ve son yer ilkokul sıraları değilmiş gibi çemkirdikleri konu. sanki ortalama türk resmi ideoloji çocukları laikliğin gerçekten içi dolu bir tanımının fransızlarca bile yapılmış gibi addedip ona göre aksiyon almıyorlar mı komedi doğrusu. laiklik hakkında tek söylenmiş olan din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmış olması lafından başka bir şey görmemişken başkalarından fazla laiklik bildikleri gibi komik iddialarla gelip çıkıyorlar ya insanların karşısına, sekülerlikle laiklik nedir tam farkına anlamına varamadan. ha sahi, laiklik 250 yıl öncesinin, sekülerlik ise daha modern eğer kastınız modern olmaksa resmi ideoloji çocuklarımız.
öğrenemediği kişi mutlak mustafa kemal olsa da öğrendiği yerin mutlak surette tespit edilmesi gerekir.
balta girmemiş bir laiklik anlayışından ortya çıkan bunca sorun ve üzeri bu gibi sunni gündemlerle yok edilmeye çalışılan binlerce sorun, hergün acaba yeni bir ilerleme var mı diye bakerken hergün bir yeni sorunlarla uyanan bu millet artık ezilmeye alışmış gözüküyor.
aslında bu milletin en tanınan özellikleri arasında asla boyun eğmemesi yatar amabtarihe bakerken de bir türk devletini yine bir türk devleti yıkmıştır, safız kardeşim işte , yüzümüze gülene nasıl da kanıyoruz?
MADDE 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.''
