sene 2012 rte o zaman başbakan: Suriye’nin kuzeyinin terör örgütüne teslim edildiğini belirterek “Burada PKK ve PYD yapılanmasını kabul edemeyiz. terör örgütünün olduğu yerlerden türkiye'ye saldırı olursa, sıcak takip yaparız. terör örgütünün konuşlandığı yerlerden türkiye'ye bir saldırı olursa hemen harekete geçeriz. bu en doğal, en tabii hakkımızdır. biz aynı şeyi kuzey ırak'ta da yapıyoruz. bizim oralara gidişimize oradaki yönetim bir şey diyemiyor" yanıtını verdi. http://www.gazetevatan.co...-hakkimiz--467816-gundem/
hey gidi aslan parçası be.
e aylardır kilis bombalanıyor.
her gün 3-4 füze atılıyor.
50'ye yakın vatandaş öldü!
koca türkiye sınırdan dışarı burnunu bile çıkaramıyor!
neden?
bu sefer terör örgütünün pyd de değil de işid olması yüzünden mi?
hayır!
zira aptal gibi rusya uçağını düşürdük.
şimdi adamlar planlarını yaparken biz ceremesini çekiyoruz.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar "Şimdiye kadar bin 300 IŞiD'li öldürüldü" derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise aynı toplantıda "IŞiD'in verdiği kayıp bizim onlarla mücadelemizde 3 bine ulaşmıştır" dedi. http://www.yenicaggazetes...rkli-rakamlar-137220h.htm
uzay konusunda sallamalarını bugünkü yazısında yılmaz özdil anlatmış.
--- alıntı ---
2004 senesinde, iktidara gelir gelmez “astronotların kurtarılması ve uzaya fırlatılmış araçların geri verilmesi hakkında kanun” çıkardılar. inanmayan, internet arşivinde bulabilir, Resmi Gazete’de yayımlandı. Hatta “başka işiniz yok mu birader” dediklerinde… Asrın liderimiz izah etmişti, “uzay faaliyetlerimizin hukuki zemine oturtulması büyük önem arzediyor” demişti.
*
Bilahare, 2005 senesinde, asrın liderimiz Savunma Sanayi icra Komitesi’ne başkanlık yaptı, tarihi kararlar alındı, bütün gazeteler manşetten verdi. Buna göre… 2008’de yüksek irtifa uçağı geliştirecek, 2009’da milli fırlatma sistemiyle roket geliştirecek, 2014’te milli roketle uzaya uydu gönderecek, 2015’ten itibaren Türk astronotlarını uzaya gönderecek, 2020’de uzay gemisi yapımına başlayacaktık.
*
iş o kadar ciddiydi ki, 2006 senesinde Türk Dil Kurumu başkanımız ciddi ciddi kafa yordu, Amerikalıların astronot dediğini, Rusların kozmonot dediğini, Çinlilerin taykonot dediğini belirterek, bizim de uzay adamlarımıza “gök-men” dememiz gerektiğini izah etti.
*
2010 senesinde, asrın liderimizin emriyle, tıpkı Türk Hava Kuvvetleri gibi, Türk Uzay Kuvvetleri’nin kurulacağı müjdelendi. Türkiye’nin en geç 2020 senesinde milli ve bağımsız uzay gücüne sahip olacağı duyuruldu.
*
2011 senesinde, asrın liderimizin talimatıyla “Ay’da ve diğer gök cisimlerindeki faaliyetleri düzenleyen anlaşma” imzalandı. Birleşmiş Milletler Anlaşması’na göre, Türkiye Cumhuriyeti ay’a inebilecek, isterse Satürn’e bile inebilecekti, gezegenlerde maden arayabilecekti, kaza olursa, bir başka devletin uzay aracı bizim uzay aracına zarar verirse, hasarı ödeyecekti. Hadi canım olur mu böyle saçma şey diyenler… 11 Haziran 2011 tarihli, 27961 sayılı, birinci mükerrer Resmi Gazete’ye bakabilir, karar numarası 1843.
*
2011 senesinde, asrın liderimiz “Ankara uzay başkenti olacak” dedi. “iki sene içinde faaliyete geçmesini planlıyoruz” dedi. Yani bu hesaba göre, Ankara’da üç senedir uzay üssümüz var!
*
Gene 2011 senesinde, Türk Hava Kurumu başkanımız “sloganımız var, gelin hep beraber uzayda yeni bir Türkiye kuralım, arkamızda hükümetimiz var, hayaldi gerçek oldu, en geç 2023’e kadar uzay mekiği yapacağız, uçacağız, gideceğiz, döneceğiz, 2023’ten önce test uçuşlarına başlayacağız” dedi.
*
2012 senesinde, asrın liderimiz pilot montu giydi, burundan pırpırlı yerli malı eğitim uçağı Hürkuş’un kokpitine oturdu, başparmağıyla tamam işareti yaptı, “hamdettim, şükrettim, bugünleri de gördük” dedi, fotoğraflar çekildi, canlı yayınlar yapıldı, tören bitti, uçağı ittire ittire hangara götürdüler, çünkü, uçaktı ama, sadece kaportası uçaktı, henüz uçmuyordu, hâlâ uçmuyor.
*
2013 senesinde, ulaştırma bakanımız Binali Yıldırım, uzayda elektrik üreteceğimizi açıkladı, “2023 hedefimiz uçak yapımı ve uçurtulmasıdır, 2018’de kendi imalatımız olan uyduyu yörüngesine göndereceğiz, 2035’e kadar uzaya güneş panelleri yerleştireceğiz, bunlarla elektrik üretip, enerjiyi radyo frekans dalgalarıyla yeryüzüne ulaştıracağız” dedi.
*
Geçen sene… Ahmet Kiziroğlu “milli uzay ajansı kuruyoruz, sadece semalarımızda değil, artık uzayda da herkesle rekabet edeceğiz” dedi.
*
Geçen ay… Ahmet Kiziroğlu “en geç üç aya kadar milli uzay ajansı kuruyoruz” dedi.
*
Netice kardeşim?
*
Başbakanlık Afet Koordinasyon Başkanlığı, Kilis için “bilinçlenin” başlığıyla özel broşür hazırladı, Kilis’te yaşayan vatandaşlarımıza hava savunma sistemimizi tarif etti: “Saklanın!”
--- alıntı --- http://www.sozcu.com.tr/2...fet-koordinasyon-1215050/
biraz kibar olun kuru sıkı atma deel
tabanın sırtını pışpışlama hafif hafif gazını alma
la bi düşünsenize, o taban için putine atar yapmak ne anlama geliyor.
bu sefer de iran ile ilgili sallamış! anında yalanlanmış!
Türk-iş'in 22. Olağan Genel Kurulu'nda Ankara-Moskova gerginliğinden ve Putin'in kendi ailesine yönelik iddialarından söz ederken, “Daha önce iran televizyonları yaptı. iran Devlet Başkanı ile bunu konuştum, dedim ki 'Bak, siz çok büyük bir yanlışın içindesiniz, eğer bu böyle devam ederse bunun karşısı çok ağır olur, bedelini siz iran olarak çok ağır ödersiniz'. On gün filan sürdü, daha sonra sitelerinden bunu kaldırdılar. Niye Çünkü iftira, yalan, takiye üzerine kurulu sistemler bu işi daha çok kullanıyor" demişti.
Fars Haber Ajansı'na göre dün akşam Ruhani'nin ofisinden yapılan açıklamada, Erdoğan'ın sözlerinin şiddetle reddedildiği belirtilerek, iddianın temelsiz ve gerçekdışı olduğu kaydedildikten sonra, “Erdoğan ve Ruhani arasındaki hiçbir görüşmede ya da telefon konuşmasında bu tür konular gündeme gelmemiştir” denildi. http://odatv.com/iran-erd...yalanladi-0412151200.html
rte: Vatikan'ın özel uçağı var. Sıradan bir ülke miyiz, ne yani bizim dini liderimiz tarifeli uçağa binecek" demişti.
Doğan Haber Ajansı'nın Roma temsilcisi gazeteci Esma Çakır konuya dair, "Sn. Erdoğan’ı danışmanları yine yanlış bilgilendirmiş. Papa’nın özel uçağı yok, hiç de olmadı. Papa, seyahatlerinde kendisine Alitalia’dan tahsis edilen 1 uçağı kullanıyor. TR ziyaretindeki foto ve videolardan da görülebilir." dedi.
haberin özeti şu:
o değil de 2014'te biteceği söylenen bir Fatih projesi vardı noldu?
--- alıntı ---
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan ve AKP Genel Başkanı iken “Fatih Sultan Mehmet, istanbul’u fethederek Ortaçağ’a son vermiş, Yeniçağ’ı başlatmıştır. işte biz de bugün FATiH Projesi’yle sadece eğitim sisteminde değil, eğitimin etkilediği her alanda bir çağı kapatıyoruz.” ifadeleriyle tanıttığı proje, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın işbirliğiyle yürüyor. Buna dair altyapı çalışmalarının evveliyatı 2010’a (Ömer Dinçer’in MEB’i yönettiği döneme) kadar gidiyor. Bizzat Erdoğan tarafından projenin 2014’te tamama erdirileceği taahhüt edilmişti.
Okullara 18 milyon yerine 730 bin tablet dağıtılabildi. 2015 bütçesinden 4,3 milyar ayrılan projede, yazılım ve donanım altyapısı yüzde 6’da kaldı. Toplam gerçekleşme oranıysa yüzde 10. Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, projenin 1,5 milyar liraya mal olacağını açıklamıştı. Hesap burada da şaştı. Şimdiye kadarki maliyet 8 milyarı buldu.
MEB’in son verilerine göre, 55 bin 224 okuldan sadece 3 bin 362’sinde (yüzde 6,08) donanım ve yazılım altyapısı nihayete erebildi. 3 bin 657’sine (yüzde 6,62) doküman kamera ve çok fonksiyonlu yazıcı dağıtılabildi. Yine okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki tüm okullardaki 620 bin dersliğe etkileşimli tahta temin edilecekti. Bu da 84 bin 921 derslikte pratiğe dönüşebildi. Akıllı tahta ihalesine 23 Kasım 2011’de çıkıldı. 2013’ün sonuna dek iş bitecekti. 2015’teyiz, hedefe henüz varılamadı. ihale iptalleriyle iyice çıkmaza girildi.
--- alıntı --- http://www.sozcu.com.tr/2...-projesi-coktu-mu-836808/
rte nin koltuk emanetçisi de aynı yolda ilerliyor!
suriye uçağını / helikopterini düşürdük diye mitinglerde atarlandı!
mangalda kül bırakmadı!
sonuç?
bilgi çağı ne yazık ki kolayca açığa vurduruyor böyle yalancıları!
kameralı bir telefon bir foto!
"kahramandan" "yalancıya" çevirir bir anda!
--- alıntı ---
SON günlerin en umut verici haberi şuydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizzat arayarak, kaset iftirasına uğrayan Meral Akşener'e destek verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan kasetçi Latif Erdoğan'ı telin etti. Bu telefonun anlamı büyük.
Bir de RTÜK'ün. Kasetçi Latif Erdoğan'ın bu lafları söylediği televizyona ceza vermesi önemli.Neden mi? Gelin 24 Mart 2014 gününe dönelim.Yer Ordu...Başbakan Tayyip Erdoğan, boynunda Orduspor atkısı, konuşuyor.idris Naim'in de şantaj kasedi var...Ertesi gün ne oluyor...Hiçbir şey...RTÜK bu sözleri yayınlayan televizyonlara ceza veriyor mu...Hayır...Peki bundan ne sonuç çıkaracağız...Mesela şöyle görünmez bir fetva mı...Türk siyasetinde erkekler için "Kaseti var" iftirası atmak serbest. Kadınlar için yasak... Yok... O da tutmuyor...Gelin 24 Mart 2014'e dönelim...Yer Türkiye Büyük Millet Meclisi AKP Grubu.Başbakan Tayyip Erdoğan konuşuyor.TÜSiAD'cıların da şantaj kasetleri var...TÜSiAD'ın son dönemdeki başkanlarından üçü kadın.Yüzlerce kadın üyesi var...Ertesi gün ne oluyor...Ortalık ayağa mı kalkıyor...RTÜK bu sözleri yayınlayan televizyonlara ceza üstüne ceza mı kesiyor...Hayır.
ertuğrul özkök söyleyememiş ama ben söyleyeyim.
siz yetkili olarak içi boş olan, çamur at izi kalsın mantığında insanlara iftira atarsanız, sizin yardakçılarınız daha da fazlasını yapar.
atasözü: imam osurursa cemaat sıçar!
--- alıntı ---
Libya yakınlarında bir gemi denizden ve havadan saldırıya uğradı. Mürettebattan bazılarının Türk olduğu, Türk vatandaşı olan üçüncü kaptanın saldırıda öldüğü anlaşıldı.
Ancak gemi Türk Bayrağı değil, Cook Island Bayrağı taşıyordu.
Yaralı gemi Fethiye’ye geldi.
Olayın hemen ardından Tayyip konuştu:
“Gemide bizim bayrağımız olsaydı durum çok farklı olurdu. işin takipçisiyiz. Bu işin faillerini de (suçlularını) inşallah ortaya çıkaracağız!”
Bizim bayrağımız olsaymış ne yapacakmış!
Bundan birkaç yıl önce Suriye, sınırını geçen Türk jetine ateş açtı ve iki pilotumuz Akdeniz’in sularına gömülüp şehit düştü.
Uçak ve pilotlar bizimdi… O zaman ne yapabildi?
Hiçbir şey!
Peki bu gemi işinin faillerini nasıl ortaya çıkaracak?
Biraz zaman geçsin, kendisine “Böyle demiştin, ne yaptın” diye soracağız.
Boşa konuşuyor… Göreceksiniz, hiçbir şey yapması mümkün değil.
Kamuoyu önünde bunları söyleyip kendisini sanki bir şey yapacakmış gibi gösteriyor!
Böyle olur olmaz konularda hiç konuşmasa daha iyi…
--- alıntı --- http://www.sozcu.com.tr/2...n-hic-mi-sucu-yok-831575/
başbakanlık koltuğu emanetçisi ahmet davuroğlu da aynı yolda ilerliyor.
Gayrisafi yurt içi hasılamız neredeyse 800 milyar doları geçti. Kişi başına düşen milli gelirimize baktığınız zaman bu da 19 bin doları geçti.
(bkz: milli gelirin 19 bin dolar olması)
geçen hafta TÜSiAD Başkanı Cansen Başaran-Symes: Artan enflasyonu, aynı dönemlere denk gelen, bozulan güven ortamının, itibarı zedelenmiş Türkiye hikayesinin bir sonucu olarak da görmek mümkün demişti.
rte buna cevap verirken coşmuş: "Şunu da çok açık söyleyeyim. Ben bazı konularda çok hassasımdır. Her şeyi belki somut olarak ortaya koymam ama kendisinin düşünmesi lazım. TÜSiAD başkanının geçmişte Türkiyeye ne tür bedeller ödettiğini gayet iyi bilen birisiyim. Değerli arkadaşlarımın inceleyip ortaya çıkması mümkündür. Hangi işle iştigal etmişse, yaptıkları ve ödettikleri bedeller ortadadır. Hangi denetim kurumunda ne gibi görevler yaptılar, oralardan ne tür bedeller ödettiler bunun üzerine iyi durulması lazım. Bundan sonra bu tür yeni bedellere biz fırsat vermeyeceğim. Sorumluluğunun bilinciyle hareket etmeyen bunun hesabını verir." http://www.diken.com.tr/e...-dogrudan-hedef-gosterdi/
"Her şeyi belki somut olarak ortaya koymam" ama ne demek?
desteksiz sallıyorum demek!
eğer tusiad başkanı kanunsuz ve/veya ülke aleyhine herhangi bir şey yapmışsa onu ortaya çıkarmak ve adalet çerçevesinde cezalandırmak göreviniz zaten!
ama "ekonomi hakkında olumsuz konuşursan hesabını verirsin" türü yaklaşım demokrasilerde olmaz. olmamalı!
--- alıntı ---
Hatırlarsınız italyan Başbakanı, Charlie Hebdo saldırısından sonra Paris'te yapılan yürüyüşe katılan Başbakan Davutoğlu için şöyle demişti:
Mesela Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan örneğini alalım. Aralık ayında bazı gazetecilerin tutuklanması ve yayın kuruluşlarının kapatılması emrini verdi. Bu açıkça bir bilgi verme (basın özgürlüğü) problemi idi. Sen ise (Davutoğlu) bilgi verme özgürlüğünü savunmak için oradasın, çünkü bazı kaçıklar bir dergi binasına girerek, o bildiğimiz eylemi yaptılar. Yani bu biraz sırıtıyor.
Davutoğlu ise o şöyle kükremişti: italya Başbakanı'ndan acilen izahat istedik. Yaptığı açıklamayı asla kabul edemeyiz. Eğer italya Başbakanı çıkıp izahat yapmazsa çok sert şekilde mukabelede bulunacağız.
O günden bu yana tam iki ay geçti, italya'dan beklenen "izahat" gelmedi, artık "çok sert mukabele" zamanı!
baktılar taktik tutuyor hem yeni bir mağduriyet yaratmak hem de yeni bir öcü göstermek için suikast yalanına sarıldılar yine!
hatırlayalım 5 sene önce seçimlerde bülent arınç'a suikast haberini ortaya atmışlardı!
--- alıntı ---
Yandaş medya tam da seçim arefesinde Başbakan ve kızına suikast iddiasını ortaya attı. 19 Aralık 2009 günü de Türkiye, Bülent Arınça suikast iddiası ile çalkalanmış, aylarca bu iddiaya ilişkin senaryolar gündeme getirilmişti. Genelkurmayın kozmik odası da 26 gün süreyle aranmıştı. Aradan tam 5 yıl, 2 ay, 4 gün geçti. Ortada hala ne ne şüpheli ne de dava var. Arınç bile artık suikast iddiasına inanmıyor.
--- alıntı --- http://www.sozcu.com.tr/2...urmayi-hatirlatti-750255/
***
dün (20.02.2015) basında yer alan "Sümeyye Erdoğan'a suikast girişimi" iddialarına değinen Erdoğan: Bir hafta önce, benim ve ailemin tehdit aldığını söylemiştim. işte dün bir şeyler ortaya çıktı. http://www.yenisafak.com....diasina-ilk-yorum-2087293
konuşmasnın devamında twitter fenomeni fuat avni'ye meydan okuması ve delikanlıysan ortaya çık demesi ayrı bir komedi!
***
artık zaytung bile dalga geçiyor!
--- alıntı --
1 Yıldır Devam Eden Fuat Avni'nin Kimliğini Deşifre Etme Operasyonunda ''Delikanlıysan çık ortaya!'' Aşamasına Gelindi
Gelişmenin ardından partiye yakın kaynaklar Fuat Avni'nin bu hamle karşısında çok büyük ihtimalle kendini deşifre edeceğinden kuşku duymadıklarını belirtirlerken, adının açıklanmasını istemeyen bir Cumhurbaşkanlığı danışmanı ise operasyon sürecini şu sözlerle aktardı:
"Bu konuyla yakından ilgileniyoruz. Aylardır tabiri caizse Fuat Avni ile yatıp onunla kalkıyoruz. Bu süreçte Fuat Avni karakterini derinlemesine analiz ettik. Kullandığı kelimeler, terimler, sıfatlar, noktalama işaretleri vs detaylarıyla uzman ekiplerimiz tarafından incelendi. 'Delikanlıysan çık ortaya' işte tüm bu titiz çalışmaların, emeklerin, uykusuz gecelerimizin bir sonucudur..."
B ve C Planları da hazır
Yapılan teknik analizler sonucunda Fuat Avni'nin en zayıf noktasının delikanlılık damarı olduğunu tespit ettiklerini ve çok yakında "burdayım ulan var mı diyeceğiniz" ya da "adres veriyorum delikanlıysanız gelin" noktasına gelmesini umduklarını belirten Cumhurbaşkanlığı Danışmanı, düşük bir ihtimal olarak bu operasyondan sonuç alınaması halinde B ve C planlarının hazır olduğunu da sözleine ekledi.
Adının açıklanmasını istemeyen Danışman, istihbarat zaafı doğmaması açısından yedek planlar hakkında konuşmaktan kaçınırken, "Ancak şu kadarını söyliym, delikanlılıktan yakalayamazsak çocukluğuna inip sorunu kökünden halledeceğiz. Daha fazla ayrıntıya girmiycem, sadece operasyon isimlerinin 'Elma Dersem Çık' ve 'Söz Bi Şey Yapmıcam' olduğunu bilin yeter." sözleriyle operasyonlar hakkında da detaylı bilgiler verdi.
--- alıntı -- http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=273510
artık dünya dalga geçiyor bu huyuyla!
bilgisi olmadan fikri olmanın ayaklı örneği!
--- alıntı ---
Cuba Encuentro Gazetesinde köşe yazan Yanez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın, Kübaya bakın. Sosyalizmden geliyor. Kübadaki saray beni adeta büyüledi. Beton yığınının içine girmiyorsunuz. Duvarlar arasında yürümüyorsunuz. Bu saray çok muhteşem sözleri ile Küba konusunda hiç bir bilgisinin olmadığını ortaya koyduğunu ileri sürdü.
Sarayın 1948-1952 yıllarında Devlet Başkanılığı yapan Carlos Prio Socarras tarafından Yargıtay ve Başsavcılık binası olarak inşa edildiğini yazan Eugenio Yanez, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Kübada gördüğü ve etkisinde kaldığı tüm binaların sosyalist devrim öncesi yapıldığını yazdı.
Erdoğanın üçüncü dünya ülkesi devlet başkanı gibi davrandığını yazan Yanez tüm devlet başkanlarının Küba tarihi ile ilgili her şeyi bilmesi zorunluluğu yok. Bu yüzden yanında danışmanları, diplomatları ve gazetecileri bulunduruyor. Madem bilgisi yoktu o zaman onlara danışsaydı eminim ki onlar bu tarihi hatayı yapmazdı açıklaması yaptı.
--- alıntı --- http://www.sozcu.com.tr/2...-saray-elestirisi-754219/