öyle kovmakla olacak iş değildir, zira
(bkz: vatandaşlıktan çıkma) başlığına bir göz atmadığı her yerden belli.
bundan farklı olarak kişinin rızası olmadan vatandaşlıktan çıkma ile ilgili olarak şunlar var: 403 numaralı kanun'un 26. maddesi uyarınca doğumla türk vatandaşı olan şahıslar ancak türkiye savaş halinde olduğu zamanlarda belirli şartlar dahilinde vatandaşlıktan çıkarılır. öyle senin tipini beğenmedim git diyemezsin.
34. ve 35. maddeleri uyarınca hiç bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı, vatandaşlıktan çıkarılamaz veya sınır dışı edilemez.
ancak vatandaşlığı 25. ve 26. maddelerde belirtilen vatana bağlılıkla uyuşmayan eylemleri sergilediği halde kaybettirilir. onda da kişi yurt dışında bulunmalıdır.
yahu ben burda ukalalık yapmıyorum da yani allah aşkına hükümetin başındaki bir şahıs bunları bilemeyecek mi? bunları bilmeden ha deyince "o zaman çık git" nasıl der, çıkıp gitmek kolay mı öyle sen izin versen de adam çıkamıyo haberinde değil nasıl başbakanlık, neyin başbakanlığı, hangi devletin hükümetinin başbakanı, adamlar gülmez mi, nerde devletin uluslararasında karizması?
komik gerçketen komik!
utangaç faşist'in akıl almaz hezeyanıdır . konu bence de bekir coşkun'un ne kadar iyi olduğu ve onun yanında saf tutmamız gerekliliği değildir . nerede faşizan bir tavır , bier eylem , bir saldırı varsa ona direnmek gereklidir. daha üzerinden çok geçmemiş, anadoluda vakit gazetesi manşetini de unutmuş değiliz. Sezer için "bizim cumhurbaşkanımız değil " manşeti atılmış idi . maçası yiyorsa onlara da aynı yolu gösterseydi el tayyip ! Bekir coşkun un ifadelerine türlü hakaretler yağdıranlardan anadoluda vakit için de aynı hakaretleri bekleyelim mi ? yoksa faşist olsun çamurdan olsun diye, onu görmezdenmi gelecekler?
bu yapılan olay ali desidero yu hatırlattı bir an. ve dediki ali;sen nerdeydin be abi seçimden once. seçimden once seçim meydanlarından sayın cumhurbaşkanımızı yuhalatan rte, şimdi çıkmış gül abdullah' ı istemeyen s.ktirsin gitsin diyor. seçimden once yuhalattığın o kalabalıklar ve sizler niye o zaman yuhaladınız. bi s.ktirip gitseydiniz ya o zaman. o zaman yuhalattığız o kalabalıklar sayın cumhurbaşkanımızı yuhaladı. imamın eşeğini değil!! o zaman nerelerdeydiniz sen ve senin gibiler.
(bkz: dağdan gelip bağdakini kovmak)recep tayyip zamanında laik türkiye yi nasıl yıkarız planları yaparken bekir coşkun bu ülkenin tek bir dalı için hararetli ve ince yazılar yazıyordu.. şimdi tehlike baştayken asıl gercek adamların eline harita tutusturulmaya çalışıyor..
demokrasi zaten budur. seçilirsin ülke senin olur istediğini kovar istediğine arsa satar şirket satar alırsın ülkeye at koştursunlar diye. ne var bunda kovdu işte başbakan bekir coşkun adı altında bizi.
başbakan olmadan önce akp genel başkanı sıfatıyla çıktığı her platformda voltaire'in meşhur söylediklerinizi onaylamıyorum ama düşüncelerinizi açıkça beyan etmeniz için gerekirse canımı bile veririm lafını ağzına sakız etmiş rte'nin eyyamcı olduğunun yeni bir kanıtı olan durum .
Lafı cımbızla çekenler içinse çok aptalca bir söylem.
Erdoğan şunu söylemiştir ;
"Bazıları çıkıp, 'Benim cumhurbaşkanım olamaz' gibi ifadeler de kullanıyor. Onu diyebilen insanın önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkması lazım. Git nerede kimi istiyorsan seç. Çünkü cumhurbaşkanı kim olursa olsun hepimizin cumhurbaşkanıdır. Senin değilse o zaman çık buranın vatandaşlığından. Ama bu ülkenin vatandaşıysan buranın cumhurbaşkanı senin cumhurbaşkanındır, başbakanı da başbakanındır. Hizmet alırken ayrım var mı; yok. O zaman nasıl kalkar da 'Ben seni tanımıyorum' dersin. Oyunu vermeyebilirsin ayrı olay, siyasi tercihtir. Ama biz bir kurumun başındayız. Sen bu kurumun başını reddedemezsin, birlik, beraberlik böyle oluşur. Milliyetperverlik, vatanseverlik budur."
bakın kardeşim götünüzden element uydurmayın, bekir çoşkun denilen şahıs, abdullah gül benim cumhurbaşkanım olamaz demiş, tayyib erdoğan da o zaman başka ülke de yaşasın demiş, ne olacaktı, bekir çoşkuna ayrı cumhurbaşkanımı seçeçekler? tamam o zaman herkes kendine bir cumhurbaşkanı seçsin. benim ki abdullah gül! bekir çoşkun'unkide margaret techer.
kimsenin şikayet etmemesi gereken olay. çünkü bu ülkede yaşayan iki kişiden biri bu üslubu ve söylemi 22 temmuz gecesi peşinen kabul etmiştir. üstelik o iki kişiden biri sizin amcanız, dayınız, arkadaşınız, bakkal amcanız, belki sevgiliniz, eşiniz... bundan sonra hala bu üslüba isyan etmekte olan bizler, yani artık azınlık olanlar, elimizden gelen hiçbir şey yok. ben istememiştim bu aşağılanmayı, ben istememiştim ülkemden kovulmayı, hem de ülkemin başbakanı tarafından. fakat ne yazık, mukadderat...
diyorlar ki, tayyib ve eşi hanfendiler; gül'ü vazgeçiremediklerinden rahatsızmış. hele emin hatun "hayruş benim üstümde mi olcek şimdi" diyerek (böyle ince söyleyemiyor da benzetim yaptım simultane) tayyib efendinin beynini yiyormuş.
tayyib ondan dolayı çok hassasmış bu aralar. tüm bu mesele de bundan imiş.
hassas, kanamalı bir durum yani. ağrılı bir dönem olacak.
kovmasına kovdu da, ortada bir problem var.. hangi ülke böyle bir adamı kabul etmek ister.. adam su katılmamış abazan yahu.. düşünsenize fransa'ya gittiğini, le monde'da köşe yazdığını.. elysse sarayına başörtülü afrofransız çıkarttırmaz alimallah.. bence kendisine en uygun ülke ingiltere, en uygun gazete de the sun dır.. mesela avam kamarasında kaç kişinin eşi yazın tanga giyiyor hangimiz biliyoruz? bilmiyoruz, oraya bir bekir coşkun şart.. uçak bileti benden, güle güle bekir, allah yolunu açık etsin diyecem ama biliyorum soracaksın, hangi allah diye, o yüzden ben sana başş baaşş diyorum..ya da naşş naaşş mı demeliydim? neyse sen anladın zaten..
"tiz başı vurula" buyruğundan bir kaç adım öncesidir.
sözlükteki haketmişti anlamına gelen yorumlara bakılırsa işlerine geldiğinde demokrat kesilenlerin aslında nasıl da totaliter bir rejime hazır olduklarının görülmesine neden olmuştur.
eee hani daha fazla düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü, demokratikleşme istekleri. geçiniz. bunların aklına ifade özgürlüğü deyince atatürk'e rahat rahat hakaret etme özgürlüğü gelmektedir önce.
bekir çoşkun'un cevabı "amerika'da evim, barkım, okuyan çocuklarım filan yok ki onların yanına gideyim veyahut ne bileyim gemicik de yok bineyim gideyim." şeklinde olmuştur.
gelip geçici hükümetine ve nasıl olsa cumhurbaşkanı seçilecek abdullah gül kardeşine güvenip, * gereği * aksi seda çıkartmak en doğal hakkı olan herhangi bir vatandaşını öz memleketinden kovabilme gücünü kendinde görebilen rte klasiği. enteresan olan azınlık düşüncenin oyları ile gelen hükümetin başbakanı olup, çoğunluk düşünceye mensup birini nasıl vatanından kovma teşebbüsü gösterebiliyor hayret doğrusu.
