para kaynakları bulmak için yapılan özelleştirmeler sonrası bir ormanlar kalmıştı.
ormanların değeride en yüksek 10 milyar dolar.
ondan sonrada satacak bir şey kalmıyor.
başbakanlık bir nevi ceo luk olduğundan para bulunması için başbakanlığın özelleştirilmesi yapılmasını beklediğim eylemdir.
madem dış güçler türkiye yi bu kadar yönetmek istiyor.
yönet kardeşim yıllık başbakanlık ücreti 200 milyar dolar.
her boku özelleştirmenin son noktasıdır bu.
özelleştirmelerin gideceği, sosyalistler tarafından belirlenmiş son nokta.
sosyalistlerin özelleştirmeye karşı olmalarını gayet iyi anlıyorum aslında. daha devletçi bir yönetim istiyorlar. ancak devlet sosyalist bir devlet değil.
sosyalizm de tüm kurumlar devlet tekeline alınır. ve insanlar bu kurumlarda eşit haklara sahip olarak çalışırlar. amaç; daha sonrasında komünizm yönetimine geçiş aşamasında bir köprü görevi görmesidir. yani devletleştirilen kurumlar halkın ortak malı olarak, kısacası sahipsiz ve tekelsiz olarak düzenlenir.
liberal, ya da kapitalist sistemlerde ise; özel sektör ana üretim kaynağıdır. devlet ise özel sektörün karşılayamadığı yada halkın ihtiyaçları doğrultusunda gerekli üretimi yapmak için belli kurumları tekeline alır. bir de halkın gereksinimleri için özel olarak devletin el attığı kurumlar vardır. mesela sağlık konusunda özel sektör yeterli olabilecekken. devlet de hastane açmaktadır. çünkü sağlık halkın özel gereksinimidir. yada yaşaması için gerekli ihtiyacıdır diyebiliriz.
kapitalist sistemde devlet tüm kurumlara sahip olmadığı ve yalnızca belli görevleri olduğu için elindeki kurumları mümkün olduğunca az tutmaya çalışır. sebebi ise kaynaklarının sınırlı olmasıdır. devlet kendisine bağlı bulunan kurumlarının kar etmesini amaç edinmediği için kendisine zarar ettirebilecek ve temel gereksiim de olmayan kurumları özel sektöre bırakır.
türkiye cumhuriyeti olarak birinci dünya harbi sonrasında neredeyse hiç özel sektörü olmayan bir ülke olmamız sebebi ile devletçiliği çok büyük oranda uyguladık. devlet sanayi, ensdüstri oluşturabilmek için kendi kolları sıvadı. fakat günümüz türkiyesinde bu kurumların pek çoğu devlete kambur durumdadır. ve özel sektörümüz de bunları gayet iyi işletebilecek ve kar yaptırabilecek durumdadır. hal böyleyken. sosyalist bir bakış açısı ile kapitalist bir devletin yönetilmesini beklemek kısıtlı kaynakların daha önemli olan hastane, yol, okul gibi yatırımların yerine zarar eden önemsiz kuruluşların zararını karşılamaya harcanır.
fakat eleştiri yapılması gerekirse eğer. türk telekom satılmaması gereken bir kurumdu. ve satılması türkiyenin stratejik, güvenlik yönlerinden ülkeyi zaafa uğratabilecek bir durum yarattı. şu anda telekom kar ediyor mu? hem de nasıl. ama yine de satılmamalıydı.
edit; vay arkadaş yaa. uzun diye eksici arkadaşım bile okumadı giriyi. sonra da "abi niye ayar veriyorsun" veririm tabi. bilgilenin diye yazıyoruz okumuyorsunuz. cahil kalıyorsunuz. göt!
