başbakan recep tayyip erdoğan ın arabada bayılıp kitli kalması ve başbakanı bir balyoz yardımıyla ordan çıkarılması durumudur, ya ^^kalp krizi geçiriyor olsaydı^^ ozaman ne olurdu? düşüncesi düşündürüyor insanları.
köy kahvesinden adam toplayıp istihbarat sağlamaya çalışan devlet zihniyetini değişmediğini göstergesi. sen yeğenini şoför yap sağdıcını koruma yap zamparalık arkadaşını bakan yap haa işte dünyayı güldürecek bir hal daha. tabi almazlar olum bizi aaaabbeeeeyyeeee, adam ölürken 1 trilyonluk devlet arabası balyozla parçalanıyor. sikeyim böyle orient zihniyeti, yeeetiş koooşşş amele kardeş mercedes s general i parçalıycaz da hastaneye kaldıracazzzzz heeeeeyyyy oooooohhhhhhh!!! Ülke sağa güveeeniiiiiiiiiiii.
allah' ın sopası yok mu acaba diye düşündüren hadise. haddini bildirmediği ne çiftçi kaldı, ne şehit kaldı, ne de şehit anası... bakın ilahi adalet önünde hepimiz eşitiz tayyip bey diyesi geliyor insanın. az daha tayyip'i nasıl bilirdiniz sorusuna yüksek sesle cevap verecektik...
türkiye cumhuriyetinin başbakanı şoförünün ahmaklığı sonucu az kalsın canından olacaktı . özel güvenlik sistemleri ile donatılmış olan makam aracının şoförün heyecana kapılıp anahtarı kontakta bırakması yüzünden arabanın kapıları otomatik olarak kilitlenmiş, hiç mi eğitim vermediler bu şoföre ? başbakanın başına bir şey gelseydi bunun hesabını kim verecekti ? ayrıca bu şoför recep tayyip bey'in taaa istanbul belediye başkanlığını yaptığı günlerden bu yana şoförüymüş.
ölmesi durumunda ülkenin düseceği durumları düsünmeyen beyinsizlerin sevindiği hadise. kim olursa olsun adı ne olursa olsun bir insanın sıfatı 'türkiye cumhuriyeti basbakanı' ise ölmesi durumunda ülke tekrar kriz dönemine döner bunu anlamayan beyinler oldukca daha cok sevinen cıkar adamın hastanelik olmasına.
ancak türkiyede olabilecek bir durumdur. aracın camı kırılamasa Türkiyenin başbakanı ölebilirdi. diğer taraftan aracın soförünün sn başbakanın yeğeni olması durumu da işin diğer bir ilginç yönüdür.. neresinden bakarsanız bakın türkiyeye özgü bir olaydır. başka bir örneği görülemez...
tabi ki önce geçmiş olsundur ama sonra...
arabanın camı 20 bin avro yani başbakanın maaşının 5 katı ki şoförünün maaşının 10 katından fazla...
açıklama yapıldı başbakanlıktan: koruma hatası yok şoför hatası yok.
nah yok..
nasıl yok...
nereye yok...
hani soruşturma, kimin cebinden çıkacak o para...
başbakanın yardakçıları bile bunu farkında ama onlarda da ses yok...
ayıp be kardeşim... adam ölse cenazesini de taşımaya gelir o şoför...
siyasi malzemeye çevrilen üzücü bir durum. türkiye cumhuriyeti başbakanı kaza geçiriyor; belkide ölümden dönüyor, o bile eleştiriliyor, yazıklar olsundur. eleştirilmesi gereken yıllardır yanında bulunan şöforün acemiliğidir. çünkü kendini geliştirmemiştir, kendisini bu konuda yeterli görmüştür. şu taktiği benimsemiştir: ' kapıyı açarım, arabaya binerim, inerim , kapıyı açarım, olağanüstü durumda ise ne yapacağımı bilmem, apışıp kalırım!.
"geçmiş olsun." dedirten olaydır. ancak bu olayda sorgulanması gereken önemli noktalar adamı küfrettirmeye çok yakındır. öncelikle bu şöförcan'ın araç dışında ne işi var? ek iş mi yapıyor? ek iş yapmıyorsa niye arabanın dışında? uzaktan kumandası mı var arabanın? yok tabii. o zaman bir arabaya kullan kardeşim! beyinsizlik betimlemeleri yüzünden güzelim cam gitti ya.
benim anlamadığım olay, bu arabalar alınırken her türlü terörist saldırıya karşı emniyetli, efendim roket saldırısından yara almaz, şöyle böyle zırhı var denmişti ve devletin bütçesinden yüzbinlerce euro harcanmıştı. ama gördükki bir kaç inşaat malzemesi, bir balyoz roketin yapamıyacağı şeyi yapabiliyor. yoksa birileri bizi mi kandırıyor ?