halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle açılan davada Türk Ceza Kanununun 312. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezasına çarptırılmış ve 4 ay hapis yatmıştır.
behiç kılıç'ın, 21.09.2010 tarihli yazısında açıklık getirdiği meseledir.
buyrun;
--spoiler--
Başbakan Erdoğan,gazetecilerle yaptığı toplantıda onlara hitap ederken de mahpusluk günlerini andı ve şöyle dedi;Ben mahkum oldum. Okuduğum bir şiir yüzünden mahkum oldum, başka suçum yoktu benim. Ben ne yaptım ki?..
1999 da girdiği Pınarhisar Cezaaevi kapıları ona Siirtte okuduğu şiir nedeniyle açılmıştı..Son referandum mitinglerinde de Siirtlilere hitap ederken şöyle konuşmuştu..
''28 Şubat..Demokratik kazanımları bir bir geri aldı, milletin ve memleketin
üzerine karabasan gibi çöktü. Bu kardeşiniz, 12 Aralık 1997'de Siirt'te, Siirtli kardeşlerinin arasında bir şiir okudu. Siirt'e, Siirtli kardeşlerime bir şiirle seslendiğim için yargılandım, hüküm giydim ve Pınarhisar Cezaevinde yattım..''
Tayyip Erdoğan,1997 de Siirt Meydanın da o ünlü dizeleri okumuş;
Minareler Süngü
Kubbeler Miğfer
Camiler Kışlamız
Müminler Asker..
Demişti..Ardından hemen olanlar..
istanbul Belediye Başkanlığı görevinden alınmış,yargılanıp mahkum olmuştu..
Şimdi hem kendisi için,hapse giriş nedeni bu şiir dizeleri..
Hem de halk arasında yaygın kanı bu,Tayyip Erdoğan şiir yüzünden hapse düştü..
Peki gerçekten durum bu mudur?!..
Erdoğan ,gerçekten bir şiir yüzünden mi hapse düştü..
O devir,28 Şubat devri..
Cunta,PKKyı bile öncelikli konu olmaktan çıkarmış,her köşede irtica tehdidi olduğunu dayatıyor..
Onlara göre Türkiye irticai saldırı ile burun buruna
Erbakanın tasfiyesi yeterli değil,partisinin bütün kurmayları da acil tehlike..
Hele hele Tayyip Erdoğan..
Bir de üzerine bu şiir,işte tuz biber!..
Görüntü,çizilen yaygın imaj,teslim alınmış medya ile dayatılan bu..
Gelgelelim,derinde daha büyük bir ayrıntı var..
Tayyip Erdoğan ,istanbul Belediye Başkanı olunca,Türkiyenin krema tabakasını oluşturan malum egemen medyanın tekerine taş sokulmuş oldu!..Bir devlet bütçesine sahip olan istanbul Belediyesinin bütün ihaleleri,alım satım işleri bu egemen sermayenin elindeydii.
Hemen vurgulayalım,egemen sermaye de dönemi kilitleyen 28 Şubat Cuntasının en önemli müttefikiydi!..
Tayyip Erdoğan Başkanlığındaki istanbul Belediyesi,bu parababalarının belediye ihalelerini de istanbuldaki ayarsız teşebbüslerini de setlemeye başladı..
Yani inceden inceye savaş çıktı..Hakim sermaye Tayyip Erdoğanı yeme hesaplarına başladı..
Bardağı taşıran damla,Maltepedeki bir çimento fabrikası ile oldu..
Bu fabrika Fransızlar tarafından işletiliyordu..
Fransız şirketinin burada işlerini gören yönetici avukata gelince..
O da o dönemin en tepede oturan siyasetçinin yakınıydı..
işin içerisinde bir takım akrabalarında adı geçiyordu..
Gelgelelim,söz konusu fabrika,dumanı-atıklarıyla etrafa ölüm saçıyordu..
Modası geçmiş bir yapıydı..Fransızlar,fabrikanın bu haline hiç aldırmıyorlar,yapılan uyarıları dinlemiyorlardı!..Çünkü,temsilcileri olan avukat,Babam gibi dediği siyasetçi ile engellerin aşılacağı teminatını veriyordu..
Tayyip Erdoğan,bu fabrikayı yıkma kakararı aldı,tebligatını yaptı..
Ortalık ayağa kalktı..
Söz konusu siyasetçi,Burayı yıkma diye kendisine telefonj edip,inceden inceye,Senin için iyi olmaz uyarısında bulunudu,Tesadüfen Tayyip Erdoğanın yanındaydım,bu konuşmaya şahidim..
Birkaç gün sonra yıkım başladı,zehir saçan fabrika yerle bir oldu..
Şimdi ben heep şüpheliyimdir..!
Erdoğan ,sırf şiir yüzünden hapse girmedi diye..
O zaman okuduğu şiir hem cuntanın hem de cuntanın yağdanlığı malum güç odaklarına fırsat yaratmıştı..
şiir okumayla değil, okuduğu şiirden dolayı ceza aldı. Şükür akepe geldi de kitaplar, şiir sesbest kaldı diyen dingilden, daha kitabı basılmadan kitabından dolayı tutuklananlar, daha yakın tarihte tivitırda paylaştığı hayyam şiirinden ceza alan fazıl say sorulur.
Kemalist düzenin getirdiği, ateist görüş nedeni ile olabilir. cami, minare, allah, kuran kelimelerini söylemek yasaktı bir zamanlar bu ülkede. Şimdi bakmayın üç beş çapulcu çıkmış ne mutlu türküm diyene kelimesi yasaklandı diye hikaye anlatıyor. Bizim nelerimizi yasakladılar.
ayrıca 261 değil 216 dır o. ki tayyip 312/2 den ceza aldı. sonra o madde yeni tck ile 216 olarak revize edildi bunuda bilmiyorsunuz onun için de ayrı aydınlatayım.