türkiye' yi amerika' nın yönetmediğini sanan genç. amerika' nın türkiye' yi neden bölmesi gerektiğini anlamıyorum, hayır hali hazırda türk silahlı kuvvetleri' ne bile "höt" deyip ırak' tan döndürmüşlüğü varken, neden bölerek ele geçirip rs ne la gibi "vatansever" insanlar ile uğraşsın?
ayrıca teröristlerin sünnetsiz olduklarını falan da çok iyi bilen bir yazar arkadaşımızmış kendisi. santimetre de verirse daha kanıtsal olur, daha çok inanırız.
nedenbir bilmem, ne zaman "üye girişi" düğmesine tıklasam, bu arkadaşın kişisel resmi önüme çıkıyor. [seçilmiş gibi]
resimde baş parmağı kalem olan bir el görünmekte. ben bu resmi ne zaman görsem, x-men'deki wolverine'i aklıma getiriyorum. tek fark, wolverine'in demir pençelerini çıkarırken, rs ne la'nın parmağının kalem olması. aradaki tek fark kültürel gözükmekte.
umarım bir gün v ile de karşılaştırırım. (v for vendetta)
muhtemelen ne kendisine ne de diğer yazar arkadaşlara pek inandırıcı gelmeyecek ama moderatörlüğü bırakmasana gerçekten üzüldüm.
kendisini sözlükte en fazla eleştirenlerden biriydim. rs ne la nın adalet ve iktidar anlayışı başlığını açıp, içimdeki kurdeşini döktüğüm dahi oldu. ama bu eleştrilerin hiç biri kendisini yermek, karalamak amacı güdmemişti. hepsi yapıcı eleştrilerdi. özel mesaj yoluyla bunu paylaşmıştım da kendisyle. yani tüm bu eleştrilerin altında bir nevi gaarip bir sempati yatıyordu. nedenini çözemediğim bi sempati.
ve kim ne derse desin bu adam kendisini geliştiriyordu. moderasyonun gösterdiği zaafiyeti bu adamın üzerine yıkılması gibi bir durum varsa yazık oldu. zira böyle bir durumda olması gereken; rs ne la'nın moderasyondan alınması değil, zall'ın çekip gitmesiydi. hele hele yazarlara sus payı olarak 5. nesil birinin moderatör yapılması söz konusuysa sokayım böyle işe. nokta
bu yazıyı yazmak için çaylaklığımın bitmesini sabırlılıkla bekledim,ilk defa bir moderatör hakkında yada eski bir moderatör hakkında entry giriyorum.
rs ne la ile sohbetim yok sadace şikayet dilekçeleri,istekler gibi yada haksızlıklar gibi mesajlaştığım konular dışında
aslında bahsetmek istediğim konu rs ne la nın moderasyona katıldıktan sonra sözlük içinde olduğum için kendiliğinden gelişen gözlem sonucu edinimlerimi aktamak.
rs ne la moderasyona katıldıktan sonra beğenen olur beğenmeyen olur (girilen entrylere bakınca beğenildiği ortaya çıkıyor)yaptığı işlerle sözlük moderasyonun adil davranma konusunda bir hayli yol almıştır.
kurduğu dengeler,herkese adil davranması,yazarlarla kurduğu ego yoksunu diyoglar ve herşeyden önce yapıcı ve kırıcı olmayan bir dili benimsemesi.
kendisinden önce bu sözlükte olanları az çok bilirim,(o geldi herşey değişti demiyorum)ve rs ne la katıldıktan kazanılan ivmeyide bilirim.
bu arkadaş moderatör olduktan sonra kabul edilen gerçek şu olmalıdırki sözlük içi huzur daha çok sağlanmış,yazarlara karşr daha adil davranılmıştır.
bir derdim vardan şikayetlere bir haftada cevap geldiği günler,özel mesajlara iki gün sonra gelen cevaplar...
yani açıkcası ben kendisinden oldukça memnundum ve bırakmasına çok üzüldüm,kendisi hakkınız helal edin demiş,hem helal olsun hem de helal etsin...
sonralıkla: espri ve eğlenme tarzı açılmış başlıklara sıçıp sıvamayıp ^^sözlüğü eğlendirmiştir, komik hede hededir^^ tarzı entryler girerek ne kadar bizden ve ne kadar anlayışlı olduğunu anladığım baba insanı.
bizlerin çok kahrını çektiğinin bilincinde olarak benden yana hakkım helaldır. yeni yaşamında başarılar ve mutluluklar dileğiyle. oğlunu iyi bir yazar yap.
sözlükleri hep okurdum. yazmak nedense aklıma hiç gelmemişti. bunu öğrencilik anlayışıma bağlıyordum. kopya kağıtlarını mesela hep okurdum, hazırlamak hiç aklıma gelmemişti.
ekşi sözlük'e üye olmuştum. siklemediler. uludağ ile anlaştım. henüz yeni başlamış olmama rağmen yüksek maaş alıyordum. zall ile bakışıyorduk, beni gözleriyle taciz ediyordu. aldırmıyordum.
ismail yk içerikli saçma sapan bir başlık açmıştım. amacım nabız ölçmekti. yaşam felsefemin içinde tansiyon aleti de vardı. mesaj kutum yandı, çok heyecanlanmıştım ve anında tıklayıp susamışcasına okudum. defalarca okudum. mesaj atan rs ne la'ydı ve; "ben sana onu bulucam hacı az bekle" diyordu. bekliyordum, zall beni kesiyordu. aldırmıyordum.
duymuştum. rs ne la moderatör olmuştu.
sözlükle ilişikliğimi arttırmıştım, neredeyse her gün giriyor onlarca entry'ye boğuyor birikmişliklerimi boşaltıyordum. bir kaç yazar ile msn verişmiştik.
memelerimi sıvazladığım sıradan günlerden bir gündü, bir kıpraşım aldım. hayır, msn kıpraşımıydı. ardından şunlar yazıldı, yazıldıkca okudum; "gel lan gel radyo yayını var, garı gız o biçim alnını dillim ki". heyecanlanmıştım. linki adeta kökledim. dil deyince tüylerim daykın daykın olurdu, olmuştu.
saipsiz adlı bir yazar radyo yayını yapıyordu. sesi o kadar dinlendiriciydiki, adeta dillendiriyordu insanı. hemen soyundum, notaların alevli ruhuna bıraktım kendimi. çılgınlar gibi eğleniyor, şen kahkahalar atıyorduk. saipsiz bana poposunu değdiriyordu. bir şey yapamıyordum, zall aklımdan çıkmıyordu. o sıra rs ne la geldi ve hemen soyundu. neler olduğunu anlamadık "çok sıcak aliminyum" dedi. sadece bir flatcast ortamındaydık.
sahibi olmak istenilen, hunharca kırbaçlayıp pis fantezilerin baş kahramanı yapılmak istenilen saipsiz; o şuh sesli çıplak adam yorulmuştu. "oturalım mı?" dedi. oturduk ve koyu bir sohbete giriştik. kendisi yurt dışında d-slr makinelerin 90 $ gibi uçuk bir fiyata satıldığını iddia ediyordu. ben hayır dedikce iddia ediyor, iddia ettikce o hayır diyordum bu sırada rs ne la bizi izliyor, zall çağrı atıp duruyordu. kontör, aldırmıyordum.
o gün mekandan ayrılırken msn veriştik.
ilişkimiz ilerlemişti rs ne la ile. artık birbirimiz açkitom ve ciciklim yerine "öpücük(oynat)" olarak sesleniyor, seslendikce oynatıyorduk.
oturduğu şehre geleceğimi ve onunla çok görüşmek istediğimi söyledim. nedensizce soyunduk, sonra giyindik.
gitmiştim. yüreğimin götürdüğü yerdeydim. kendisiyle half life oynayacak olma ihtimali nirvana'ya ulaştırırken beni ismail yk çınlatıyordu kulaklarımda. bu arada zall beni öpüyordu ama aldırmıyordum, kaşlarımı.
iki kişilik bir buluşma olacağını sanıyordum. ama yanında bir başka yakışıklı getirmişti. "obj kanka bak bu cok gicik yaa" dedi. adam çok gıcıktı. bu ihtimali düşünmüştüm ve yanıma 2 adet kuzenle birlikte 3 adet arkadaş almıştım. cebimden çıkardım, tanıştırmadım.
hırslanmış, sinirlenmiş, tutkuyla donanmış, saipsiz kalmış bir şekilde half life'a girdik. server shutdown oldu. aklıma zall geldi.
oyunu tekrar kurdum, hepsini tek tek vurdum. cok gicik yaa'nın kıcına levyeyi değdirip durdum. rs ne la, o ise yanımda oturuyordu.
yeşile çalan mavilikte gözleri, kumrala bakan sarılıkta saçları, trene bakan öküzlükte köz atanı vardı. güzel oynuyordu, hoşuma gidiyordu.
rs ne diye sormuştum sana o gün ve sen "söylemim siktir et" demiştin. işte o an bir kez daha sevdim seni..
öpüştük, cok gicik yaa kıskanmış olsa gerek ki, "dondum amlorenkima hadi la" dedi. benimse içimde kaynar sular yükseliyordu. görmüyordün.
gittin ve her şey sana benzedi. ankara duvarlarına rs yazıp kalp içine aldım. bazı yerlere rs <3 obj bile yazdım da öpücük bile kondurdum. sen hiçbirini bilmedin. çünkü zall'a tembihlemiştim söylememesi için.
şimdi kalkmış bana moderatörlüğü bıraktım diyorsun. bilmiyorsun, moderatör olduğun için sevmedim seni.
"pipisine kurban oldumuma iyi bak" dedim. tamam kanka deyip moderatörlüğü bıraktı.
en iyisini yaptığını düşünüyorum, eminimki üstüne gelindiği için istifa(?) ettiğini düşünen yazar arkadaşlar olucaktır. onlar bilmezler ki fenerbahçe seneye şampiyon olucaktır. gitti olm aragones, uyuyun siz.
aldığı kararda yanında olduğumu belirtmekten çekinmeyeceğim adam. sen aile babası olmuşsun ne işin var sanal ortam kabadayılarıyla. evinde en güzel zamanlarını çocuğunun büyüdüğünü, ağladığını, apaladığını, konuşmaya çalışırken çıkartacağı sesleri sanal ortam için kaybetmeye değmezdi.
aldığı görevi daha öncekiler gibi başarıyla idame ettirdi. helal olsun demekten başka birşey düşmüyor bize. geyiğini de özlemiştim hani moderatör olduk diye geyik yapılma mı yaw! *
