tartışmamız kişisel bir hal aldığı için, nick altında cevap vermek istediğim yazar. diyor ki;
--spoiler--
sonuç olarak
- muhammed zamanından çok önce, tuzlu ve tatlı suların karışmakta geciktikleri biliniyordu. bu suların hiç karışmadıklarını söylediği için kuran'da mucize değil hata bulunmaktadır.
- deniz suları ve tatlı sularının karışmasını tamamen ve kesin olarak engelleyen bir perde yoktur. yüzey gerilimi burada belirleyici değildir.
- eğer rahman ve furkan surelerinde bahsedilen olay aynı olay ise kuran tatlı sularda mercan yaşadığını iddia ederek bir hata daha yapmaktadır.
- kuran'ın ilahi ilhamla yazılmış olması olağanüstü bir iddiadır ve iki denizin karışması hadisesi daha olağan bir şekilde açıklanabildiği için bu olağanüstü iddiaya kanıt teşkil etmekten uzaktır.
bir mucizenin daha sonuna geldik. bir dahaki mucizede görüşmek üzere, esen kalınız.
- Bilinebilir. Bu islama aykırı değildir. hazret-i musa ve yuşa'nın kıssasında geçer mesela: "iki denizin birleştiği yer"... sadece bu kavramla ilgili ciltler dolusu kitap yazılmıştır islam tarihinde. çok uzun hikaye. buraya girmeyeceğim. yalnız burada sığ bir anlayış var. şöyle:
- karışmakta gecikmek diye bir şey yok, karışmamak vardır. karışmamak da şudur: tatlı suyun talı su olarak kalması ve tuzlu suyun tuzlu su olarak kalması. mesela deniz suyu ile nehir suyunun sürekli akıntı halinde birbirine karışması gerekirken, birbirinin özelliklerini almaması.
- pek bu mucize değilse nedir? bilimsel izahı yapılabilir. efendim, farklı yoğunlukta kütleler, şu, bu. evet ama, bu izah onun mucize olmasını değiştirmez ki? farklı yoğunlukta su kütlelerinin birbirine karışmaması, ya mucize, ya tesadüftür. bundan başka bir "anlamı" yoktur.
- islama göre, hayatın kendisi bir "mucize"dir. ama tabii müslüman olmayanlar böyle görmek zorunda değildir. mesela "güneş ve ay allahın iki ayetidir" diye geçer. ayet, müfessirlerin çoğuna göre "mucize" anlamında kullanılmıştır. şimdi buna karşı diyebilirsin ki, hayır efendim, güneşin nesi mucizedir, o bir tesadüftür. buna ben itiraz edemem. senin için öyledir.
- benim için tatlı suyu, tuzlu suyu bırak, "su"yun kendisi bir mucizedir. sebep fikriyle bakınca su, h2o'dur. oluşması tesadüf sayılabilir. ve bu tesadüften bütün bir hayatın doğması da, öyle... hikmet gözüyle bakınca, su, allah'ın nuru'dur. su, bu nurun bir haidir ve her şey, bütün varlık, bu nurdan doğmuştur.
sonuç: konu çok geniş ve uzayacak. onun için ben burada kaçınıyorum. ama farklı su ve tuzlu suyun ilişkisini illa bir mucize olarak kabul etmek de gerekmez. neyse odur. kim nasıl görüyorsa öyledir. dediğim gibi, müslümanlar için mucize, başkaları için tesadüf olan şeydir çoğu zaman. kimsenin aldırmadığı, şaşırmadığı şeyler, müslüman için mucizedir. onun için tasavvufta en üstün makam "hayret"tir.
gene çok uzadı. ama yeterince basit ifade edebildim sanıyorum: mucize mi, tesadüf mü? işte bütün mesele!
facebook'tan mesaj atmıştı kaldı öyle orada. mal gibi telefon da edemedim sonra da aklımdan çıkmış. bir ara benim fotosniper'ı kullandırsam affeder mi acaba :P
(#10505458) birinci nesil yazar. zeki. sanırım yakışıklı da; ki bu kadar popüler... bundan dolayı, kendisiyle tartışırken dikkat etmek gerekir; sevenleri saçımızı başımızı yolabilir... neyse;
eski bir konuyu açmış. büyük konuşmuşum, gitmişim, gelmişim, kendime bir süre ceza vermişim, mesele kapanmış... buna cevap vermeyeceğim.
fakat;
--spoiler--
fosil kayıtlarına göre anatomik olarak çağdaş insan tanımına uyan en eski fosiller 130.000 yıl öncesine aittir ve afrika'da bulunmuşlardır. çağdaş tipte homo sapiens altürünün ilk ırkı olan cro-magnon insanı ise zamanımızdan 50 bin yıl önce ortaya çıkmıştır. (vikipedi)
--spoiler--
farklı kaynaklarda 200 bin yıl falan olarak gösterirler. daha ileri gitmez. "6.5 milyon yıl" evrimcilerin bir varsayımıdır. 6.5 milyon yıldır insanla şempanzenin birbirinden ayrı evrildiğini falan söylerler. bilimsel verilerden desteksiz bir tartışmadır, girmeyeceğim.
benim ilk insana ilişkin "310 bin yıl" ifademse, tasavvuf kaynaklarında geçer. muhiddin-i arab'nin beyanıdır ve bilimsel araştırmaların da 1000 sene kadar önünden yürür.
mod nedir? sözlüğün çöpünü toplayan çöpçü. neden bu kuruma yazarlar tarafından(!) "yazarlara örnek olma" gibi bir görev daha eklenmiştir ki? bu görev yüzünden mod olan yazarlar enry bile yazamaz, geyik yapamaz eğlenemez. sırf bu yüzden fake hesap alan bile olmuştur.
bu modlar modluktan ayrılır bu sefer "eski mod" olduğu için yine o toplumsal görevine devam edileceği sanılır.