oğlum olduktan sonra sözlüğü 2 aydır geri plana atmıştım ve bu daha uzun süreceğe benziyor. bilirsiniz bebekler çok uzun yaşar ve bu süreçte moderatörlük yapmak kolay olmuyor. kısa vadeli sözlüğü boşlama olsa sorun olmayacaktı ancak bu bir dönemin başlangıcı. sözlükte modluk yapmıyorsam sıfatım moderatör olmamalı ve kendi özgür iradem ile istifa dilekçemi Zall'a ulaştırdım. o da diğer mod arkadaşlarım gibi "gitmeni istemem ama aile mevzubahisse sözlük teferruattır" temalı laflar ettiler. saolsunlar.
şu zamana kadar bir çok forumda adminlik ve modluk yaptım. bir dönem bir sözlükte adminlik dahi yapmışlığım oldu.uludağ sözlük ekşi sözlük üstüne getirdiğim kumamdır. Uludağ sözlük'ü en çok eleştirenler arasındaydım sonra mod oldum. eleştirilerim eyleme dönüştüğünde ise yeni sorunlar çıktı, bu sefer o sorunlar eleştirilmeye başlandı. bu süreç bu şekilde sözlük kusursuz olana kadar (sonsuza kadar) devam edecektir.
moderatörlük zor zanaat ve beni askerlikten sonra hayatta sabır sınırlarımı zorlayan ikinci vazifemdir belki de. sabırlı olmasaydım keyfi hareket edebilirdim, sırf bana alenen sövdüğü için çaylak yapmadıklarım kendilerini iyi bilir. o sövgüler herhangi bir yazar'a yapılmış olsa çoktan çaylak olacaklarını zaten söverken biliyorlardı, neyse ağzımızın tadı bozulmasın... bazen de beni pc başında güldüren en iyi şeydi modluk. yönetmenin ne kadar zor bir görev olduğunu anladım. kimsenin memnun olmadığını görerek sürekli içsel savaş verip daha iyi hizmete ulaşmaya çalışıyor insan. modluğumun ilk günü ile şu günleri arasında dağlar kadar fark olduğunu gördüm. kötü eleştirilmek insanın en çok işine yarayacak şeydir.
Sözlüğün benim için büyük değeri vardır. bir çok yerde gevelediğim gibi bu değer entrylerimi torunlarıma miras olarak görmemden kaynaklıdır. bu nedenle yazar olarak sözlük yaşantıma devam edeceğim.
moderatörlük görevim süresince bir çok yazarla tanıdım, onlardan bazıları beni tanımasa da ben onları çok iyi tanıdım, beni tanıyanlarla güzel şeyler paylaştım. madalyonun arka yüzünde ise bir çok yazarla arkadaşlığım soğuma sürecine girdi. bunun nedeni mod olmadan önce beni tanımalarıydı. moderatör olduktan sonra bana yalakalık olarak görünmesin diye (insanlık hali, belki ben de aynısını yapardım) selam vermeyen ya da muhabbeti kısırlaşmış arkadaşlarımı kaybetmeye yaklaştım bu da modluğun kötü yanı. umarım düzelme yönünde hareket eder.
Moderatör'lerin içeride neler yaptığını, kimlerle uğraştığını ve hangi sorunlara ne gibi çözümler bulduklarını dışarıdaki bir insanın düşünmesi biraz zor. sadece dışarıdan gelen mailler bile ayrı bir dert. ne davalar açılmış, kimler şikayetçi olmuş, kedisinin ismine açılan başlıkta küfür olduğu için sözlüğü dava edeceklerini söyleyeler... yeni mod olmuş kişi "abi biz size çok yükleniyormuşuz" demesi geçmişe bakılınca çok fazla tekrarlanmış bir laf. ilk mod olduğumda bu işi beceremeyeceğimi düşünmedim değil. çünkü modluk entry silmek, çaylak yapmaktan ibaret değil, zaten bu iş o kadar eğlenceli değil. adil olmak bu işin anahtarı ve bazen nasrettin hoca gibi herkese "sen de haklısın" demek zorunda kalıyor insan. modluk sözlüğün çöpçülüğüdür, sözlüğün yasalara karşı yükümlülüğünü sağlayan kişiler olmaları dolayısıyla göte girmesi mümkün bir çok entry'i silmelilerdir.
bana "mod olmayı gerçekten başardın mı?" diye sorarsanız, cevabım; "evet" olurdu. o konuda bir şüphem yoktur ancak bu sözlük dediğimiz zamazingoda binlerce insan bulunmakta ve ister istemez belki de hiç farkında olmadan birilerine hakkınız geçiyor, onların hakkı da size geçiyor. bu nedenle yazarların bende kalan tüm hakkı helal olsun ve hakkı bende kalanlar haklarını inşallah helal ederler.
bu sözlük burada olduğu sürece buradayım. burayı seviyorum.
sağlıcakla.
- iyi günler. -
beni taraflı moderatör olarak görenler için biraz konuşayım artık diyorum,
sözlükte uzun zamandan beri varım. bu işe uludağ ile başlamadım. ilk yazarlığım ekşidedir.
şuanda ekşi sözlüğe haftada - ayda bir entry giriyorum. oranın düzenini iyi bilirim, nasıl yazılacağını, sistemini çok iyi bilirim. Populerizm sistemi içerisinde iyi bir yazar değilim, genelde bilgi içerikli girerim ama bazen ateşli siyasi tartışmalalı başlıklara entry'ler de girer(d)im.
rs ne la bir insandır, okumuştur, hayata bakışı ve vizyonu vardır. hayata bakışı tarafsız değildir. tarafsız olduğumu düşünenlere buradan şunu demek istiyorum; "sensin ot"!
rs ne la bir moderatör olarak tüm fikirlere saygısı vardır, moderatör butonlarını kullanırken tarafsızdır. olması gereken bu olduğu için değil yönetim'in ne olduğunu bilmesindendir.
uludağ sözlük kamu malı değildir. götümüze girmediği sürece her türlü fikri içerisinde barındıracaktır ve aynı zamanda yönetim işlemlerinde özgürdür. kimseye bir şey taahhüt etmemiştir, hiç bir belge altına imza atmamıştır ve sözlüğü format dahilinde boka batırmak isteyenlere söyleyeceklerini önceden hazırlamıştır.
sözlük'teki entrylerim benim için torunlarıma bırakacağım bir hatıra, hikayedir. bu yönden sözlük benim için çok önemlidir. diğer yandan hayatımı buna adamayacak, buradaki olaylara canımı sıkmayacak kadar da önemsizdir. zaten bu önemsizlik nedeniyle şuana kadarki eleştirilere bir yanıt vermek istememişimdir. hatta nick altıma "pis moderatör, kaka moderatör" deyip eğlenceye katılmışımdır. aslına bakarsanız sözlüğü ciddiye alıp silindiği için mahkemeye başvuracağını bize söyleyen yazarlar gibi bir çok örneği de gördüğümden bana çemkirenlere bıyık altından güldüm çünkü "hakkettim ben bu çaylaklığı" diyen yazar yoktur, hapisanedekilerin hepsi "kader" mahkumudur.
bıyık altından gülerken bazı yazarlar "canını sıkmaması gereken moderatör" temalı entryler girdiler nick altıma. birden sırıtışım bozuldu, sinirlendim. kendimi savunamadığımı düşünmeleri beni sinirlendirdi. çünkü savunacak bir taraf bulmadığım için savunmadım.
moderasyon dışarıdan görüldüğü gibi değil. çok zor ve çok eğlenceli. içeride (moderasyon arasında) çok güleriz, eğleniriz, tartışırız. derdim var'a "nasıl konu açarım" diye gelen bir yazara uzun uzadıya açıklama da yaparız. anne gibiyiz. üzerimizde baskı hiç ama hiç hissetmedik. yalandan çelme takılmış gibi yapıp çimlere kendini atan futbolcuyu savunan tribünlere de yalancı futbolcuya da sarı kartımızı çıkartmışızdır.
kimseye "beğenmiyorsan git!" demedik, kimseye burayı beğendirmeye çalışmadık.
Moderasyon duyurusunda "ne mutlu türküm diyene" yazdığım için pişmanlık duymayacak kadar da kişiliğim oturmuş durumdadır.
bu entry'nin konusu kendimi savunma değildir sadece aynı kısır döngü içinde dönen yazarlara biraz yardımcı olmaktır. bundan sonra da eski suskun rs ne la moduna tekrar geçeceğim. bu entry moderatör sıfatıyla yazdığım son entry'dir.
edit: "abi bıraktın mı modluğu?" gibi sorular geldi. "bu entry moderatör sıfatıyla yazdığım son entry'dir." dediğim şey artık moderatör sıfatına bürünüp girdiğim son entry'dir demek istedim. yazmaya devam edeceğim elbet.
neden mod yapıldığı bariz ortada olan moderatör. kendisi hem kemalist, hem ülkücü, hem ateist, hem tayyibist, hem faşist, hem gay, hem lezbiyen, hem fenerbahçeli hem de galatasaraylı, hiç polemik yaratacak entrysi yok. adam gibi adam.
o kadar dedim gel bana kay abi ama gitme.. ı ıh dinlemedi.
yahu şaka bir yana, bu sözlük ne zaman adam olacak? vallahi ben umudu kestim aga, bir cacık olacak gibi görünmüyor uludağ'dan. ama işte ilk göz ağrımız, nedense duygusal bir bağ oluşmuş aramızda, tuhaf bir şekilde burdayız. peki nereye kadar?
rs ne la gibi bir adam da küsüp gidiyorsa, bir cenabetlik var demektir arkadaş. lan bu adamı nasıl küstürdünüz be? vallahi billahi anlamıyorum, gerçekten, nasıl lan?
hiçbir şey yapmadıysa, o kadar emek verdi. şimdiki moonlight neyse rs ne la da o idi bir zamanlar. elinde olmayan sebeplerden ötürü moderasyondan ayrılması gerekti. fakat her zaman sözlüğün yararına bir şeyler yapmaya devam etti, her taşın altına soktu elini.
nasıl oluyor abi, nasıl küstürüyorsunuz bunca güzel insanı? anlamıyorum lan.
bir değil, beş değil. herkesin bildiği o malum isimler.. şimdi kimi ekşi'de, kimi itü'de. bunun son örneği de rs ne la. ama korkarım ki, şimdilik son örneği...
baktım bir adam entry girdi çok beğendim mesaj atayım dedim, sohbet koyulaştı oda ne adam askerim demezmi, şuan nerdesin dedim askerdeyim dedi, vay be dedim adama bak askerden giriyor sözlüğe, ayrıca adminlik yapmış bulunduğundan türkçenin ebesini hollandacanın yengesini, rusçanın amca kızını çok iyi bilir.
şimdilerde, iş hayatına hızlı bir giriş yapmış sözlüğe çok az uğruyor, ne diyelim başarılar ankaralı yazar.