rosenberg ve abelsonnun bilişsel dengeleme kuramı

entry1 galeri0
    1.
  1. ROSENBERG VE ABELSON’NUN BiLiŞSEL DENGELEME KURAMI

    Rosenberg ve Abelson’un Bilişsel Dengeleme Kuramı da,

    denge kuramı gibi, bireylerin bilişsel ve düşünce yapılarındaki elemanlar arasında ahenk ve uyumu sağlama çabasında olduklarını ileri sürer.

    Bu kuramda ilişkilere ek olarak birbirleriyle ilişki halinde olan 3 öğe olumlu ya da olumsuz olarak da nitelendirilmektedir.

    Bu durumda denge kuramında olduğu gibi P (kişi),

    X (diğer) ve O (obje) ilişkisini üçlü olarak gösterme gereği ortadan kalkmıştır.

    Ayrıca öğeler, olumlu (+) olumsuz (-) ve nötr (ilgisiz=0) bağlarla bağlı olabilirler.

    Bu durumda denge kuramında olduğu gibi sadece sevme-sevmeme gibi iki türlü bir ilişki değil,
    sadece bunları kapsayan birleştirici (+) ve ayırıcı (-) tutum ilişkisi üzerinde durulmuştur

    (Tavşancıl, 2006, 83; Kağıtçıbaşı, 2010: 165; Arslan, 2009: 85; Gelibolu, 2011; Insko, 1999: 129).

    Bu modele göre, eş işaretli öğeler olumlu ya da nötr bağlarla bağlı oldukları zaman (+) + (+) (-) + (-);

    (+) o (+);

    (-) o (-) ve ters işaretli öğeler olumsuz

    ya da nötr bağlarla bağlı oldukları zaman (+) – (-); (+) o (-) denge söz konusudur.

    Bunların dışındaki durumlarsa dengesizdir.

    Burada nötr bağlar ya da (o) ilişkiler,
    iki öğe arasında + veya – hiçbir bağ olmadığını gösterdiği için hep dengeli bir durum oluşturmaktadır. Çünkü bir bağ olmadığı için bir dengesizlikte yoktur

    (Kağıtçıbaşı, 2010: 166).

    Örneğin, Ali’nin en iyi arkadaşı Veli şiddete karşıdır.
    Ancak şiddet yanlısı bir tutum sergileyerek, birisine zarar vermiştir.
    Bu durumda Ali açısından dengesiz bir durum ortaya çıkmaktadır.
    Heider’in denge kuramı bu durumun dengelenmesi için ya Veli’ye karşı beslenen olumlu tutumun olumsuz hale gelmesini ya da şiddete karşı duyulan olumsuz tutumun olumlu hale gelmesini önermektedir.
    Sonuç olarak, denge kuramında dengenin sağlanması için tutum değişimi, dengesizlikten kurtulmak için ana yoldur.

    Rosenberg ve Abelson ise tutum değişimini denge sağlamak için yeterli olduğunu kabul etmekle birlikte, başka yollar olduğunu da söylemektedirler. Bu yollar (Kağıtçıbaşı, 2010: 167-168; Bilgin, 2011: 135; Taslaman 2011: 76);
    Reddetmeyle dengenin sağlanması,
    Ayrıştırmayla dengenin sağlanması ve
    Öğelerden birini güçlendirme yoluyla dengenin sağlanması.

    Örnekten devam edilecek olursa, Ali arkadaşının gerçekte şiddet uygulamadığına inanabilir ya da bu durumun üstünde durmayıp düşünmemeye çalışır veya olayı tamamen reddeder. Böylelikle Ali, Veli’ye şiddet arasındaki olumlu ilişkiyi nötr (o) ilişki haline çevirir ve kendi zihninde tekrardan bir denge durumu kurmuş olur. Bu duruma reddetme ile dengenin sağlanması denilir. Bilişsel dengeleme kuramıyla herhangi bir öğeye karşı tutum değişimi oluşturmadan denge sağlamak mümkündür.

    Dengeyi sağlamak için kuramın önerdiği bir başka yol ise ayrıştırma ile dengenin sağlanması yoludur.
    Bu yol ise bir öğenin ayrıştırılmasıyla sağlanır.
    Aynı örnekten devam edilecek olursa,
    Ali şiddet öğesini kendi içinde haklı gerekçelerle uygulanmış şiddet ya da uygulanması hoş karşılanmayan şiddet olarak yeniden oluşturabilir. Bu durumda tek bir öğe olan şiddet, iki ayrı öğe haline gelir ve Veli’nin davranışı eğer haklı gerekçelerle uygulanmış şiddet öğesine uygun kabul edilirse, yeniden denge sağlanır.

    Dengeyi sağlamak için kuramın önerdiği üçüncü yol ise öğelerden birini güçlendirmektir.

    Şiddet örneğinden devam edilirse, Ali, Veli’nin bu davranışını kendini korumak için yaptığını, eğer şiddet göstermeseydi zarar görebileceğini düşünerek, şiddet öğesinin olumlu tarafını güçlendirebilir. Böylelikle Ali dengesiz durumun önemini azaltmaktadır ve denge yeniden sağlanır.

    Bilişsel dengeleme kuramı, dengesizlikten kurtulmak için herhangi bir öğeye karşı; sahip olunan tutumu tamamen değiştirmek, dengesiz ilişkiyi reddetmek, ayrışma tepkisi ya da güçlendirme tepkisi olanaklarını ortaya koyduğu için denge kuramından daha esnektir. Böylelikle çözüm yollarından hangisinin kişi tarafından seçileceği konusunda, hangi yol daha kolay bir denge sağlayacaksa o yol izlenilebilir.

    Abelson’a göre (Le Flocah ve Michel 1996’dan akt. Bilgin, 2011: 136)

    bilişsel kaynakları kullanmada öncelikle en düşük yol yani reddetme ile başlamaktadır.
    Ancak bu ilk strateji başarılı olmadığında birey, diğer yolları da sırasıyla denemektedir.
    Tutum değişimi olasılığı, reddetmenin başarısı halinde azalır, başarısızlığı halinde ise artış gösterir.
    Ayrıca bilişsel dengeleme kuramı, denge kuramında yer alan P-O-X üçlüsünün dışında daha çok sayıdaki ilişkileri de içermektedir
    (Kağıtçıbaşı, 2010: 170).
    Jordan (1963: 124),
    bilişsel denge kuramının, insanlarının yaşadıkları dünyayı ve bu dünya üzerinde yer alan nesneler ve diğer insanlar ya da kuruluşlar arasındaki mevcut ilişkilerden oluştuğunu belirtir. Eğer bu şeyler arasındaki ilişkiler doğru ve sorunsuzsa bilişsel bir denge mevcuttur ancak tam tersi bir durum söz konusuysa bu durumda bilişsel dengesizlik vardır.

    Dengeli bir bilişsel yapı siyah-beyaz bir tutumu temsil etmektedir. Bu bireysel bakış açısı doğrultusunda bazı unsurlar iyi olarak değerlendirilirken diğer unsurlar kötü olarak görülür. Tüm iyi elemanlar arasındaki tüm ilişkiler pozitif (veya nötr);
    tüm kötü unsurlar arasındaki ilişkiler pozitif (veya nötr); iyi ve kötü unsurlar arasındaki tüm ilişkiler ise negatiftir (veya nötr)

    (Scott 1963: 67).

    iletisimde denge kuramı ve rosenberg
    Notları.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük