snooker gibi ağırbaşlı, sosyete bir oyunu atış kaçırınca masayı yumruklayarak oynayan ve kimseyi iplemeyen edasıyla "ben de sizin gibiyim" mesajı veren, nişan almadan seriye bağlayan atışlarıyla gaza getirip soluğu bilardo salonlarında almamızı sağlayan insanoğlu (!) şampiyon bilardocu; o ronnie, o sullivan, o fenomen.
namı diğer: (bkz: rocket)
dün kazandığı şampiyonluktan sonra snooker'a 6 ay ara vermiş olan dehadır. umarız ki böyle bir yeteneği 50'li yaşlara kadar izleriz. şimdi bu sporu bırakırsa hayranlarını çok üzecek.
en son german masters ı kazanmış olmasından çok mutlu olduğum fakat amansız bir hastalıkla pençeleştiği için çok üzüldüğüm kraldır. snooker ın kralıdır.
uzun zamandır masters kazanamıyordu hatta ilk 16 dan düşme tehlikesi baş göstermişti. dünkü kazandığı masters iyi oldu. isteka tuttuğu sürece snooker'ın kralıdır.
yarın german masters 2012 finalinde stephen maguire ile karşılaşacak olan oyuncu. tabii ki, şu sırada oynanan 11 framelik mücadelede 5-0 geride olan shaun murphy bir mucize yaratamaz ise...
rocket lakabının ona takılma hikayesi ise ne kadar çok hak ettiğini gösterir. snooker'da masayı temizleyerek, rakibe hiç puan vermeden kazanmanın değeri toplam 147 puandır ve bunu 5 dakika 40 saniye gibi efsanevi bir sürede tamamlamayı başarmıştır.
ilk olarak hakeme soruyor 147 yaparsam extra para vereceklermi diye. hakemde gidip organizatörlere danışıyor. organizatörler tamam diyor ve başlıyor show.
"her dahi biraz delidir" sözünün canlı örneğidir. aynı zamanda "zeki ama çalışmıyor" klişesine de uzaktan göz kırpar. snooker tarihinin en başarılı oyuncularından biri olmasına karşın canı istemediğinde hiçbir kuvvetin oynatamayacağı müthiş oyuncu.
(bkz: the rocket)