parktaki banklarda ya da ağaç diplerinde sevgili ile masumca sarılıp otururken birden bire dudaklar kavuşur. bırakmak istenilmez ama biri görücek die mecburiyetten bırakılır. ara ara tekrarlanır fakat parkta yatak olmadığından güzel bi tat olarak ağızda kalır. bu tarz öpücük de çok mutlu eder insanı.
en dikkat edilesi öpücüklerden biridir bu sevgili hanımlar, güzel yazarlar. biz erkek milleti çok yaparız, pek yaparız bunu.
önce bir 1787 Chateau Lafite. yanında da keçi peyniri. yumuşarsınız kollarımızda. yaklaşır vucütlar birbirine, sarmalar kollar bedenleri. şarabın sıcaklığı bütün ruha yayılır ve o romantik öpücük erkekden kadına doğru minik bir serçe edasıyla süzülüverir.
ayrılamaz dudaklar birbirinden. bu arada adımlar yatağa doğru gider. engelleyemez bünye o sık adımları. şehvet üst düzeye ulaşır.
yataktasınızdır artık. soyunmaya başlar giysiler. tek tek ve narin bir şekilde çıkartılır, katlanmadan fırlatılır odanın ortasına. iki vücut hasret duyar birbirine, tez kavuşmak ister. çırılçıplaktır erkek, kadına şöyle bir bakar, süzer onu içine çeker. her bir santimetre karesini ebedi ruhuna gömer iken gözleri takılır ve iç çeker; bir çift yandan çizgili renkli çorap.
bir küfür savurur hercai, "bu sefer de olmadı auna koim", uzaklaşır gider oralardan...