sex and the city çakması olduğu aşırı barizdir. kesinlikle sinemada izlenecek bir film değildir. ilk filmi fazla vasattır. ikinci filmden beklentisi olanlar vardır ki hayal kırıklığıyla sonuçlanma ihtimali yüksektir.
(bkz: daha çok beklersin)
(bkz: ızdırap geri döndü)
tamamen kadın ütopyalarından oluşmuş ilk filmin devamı olacaktır. Hiç istemeye istemeye ilk filmi mecburiyetten atlaya atlaya izledim. Ben hayatımda böyle vasat bir film görmedim. O beğenmediğim yarısı sex içerikli gece kampta kalan 4 arkadaşı öldürmeye gelen adamın olduğu korku filmlerini arar oldum.
cidden senaryo fakiri ve sıkıcı bir film. o kadar para verdik boşa gitmesin diye yarısında çıkmadık. ha oyuncu hatunlar güzeldi en azından izlettirdi kendini ama fazlasını beklemeyin.
Vizyonda bulunan her sinema filminin güzel olmayacağını kanıtlayan film.iş bu gittik hata yaptık,ayıp olmasın diye yarısında çıkmadık,dayandık hata yaptık.kötü film.
hangover ile uzaktan yakından alakası olmayan film, öyle bi arak durumu falan varsa bile yine alakası yok. filmde gülünebilecek bütün sahnelerde gürgen öz var. spoiler bile verilecek bi film değil.
"bu kolçağı, bu koltuğu kiraladım, ben burada oturacağım, para verdim ben buraya" diyerekten; sırf parama kıyamadığım için salonu terk edemediğim filmdir. filmin kendisi berbattır, bu işi en son okeyleyen "evet bunu yayınlayalım, insanlar çok sevecek, biz çok para kazanacağız" diyen kişiyi gerçekten karşıma alıp, "yahu hangi akla hizmet böyle birşey yaptınız" diye sorasım var. gereksiz amaçsız bir film. konusu gayet saçma. keyif alınmayacak türden. *
ilkinden daha kötü olan film. anlayın yani ne kadar kötü olduğunu. Madem ilkini beğenmedin bunu izlemeye niye gittin diyen seslerinizi duyar gibiyim şimdiden.
Gitmemin iki amacı vardı. Birincisi gürgen özün yapacağı piçlikleri görmekti. Bu adam beni filmde eğlendiren tek şey olmuştur.
ikincisiyse tabi ki sedef avcıdır. öyle çok iyi oyunculuğundan falan değil sempatikliğinden. allahım o nasıl masumluktur o ne saflıktır. hiç oynamasa da olur dursun otursun bi köşede her filmine giderim ben bu meleğin.
sinem kobal'ın o iğrenç sempatik olma çabalarına rağmen izlediğim film. bu kıza böyle roller vermeyin arkadaş. bir de ciddi roller verin ağlasın bir annesi terk etsin babasını kaybetsin kardeşleri mafya falan olsun. birde öyle deneyin bir de bunu yapın? kız rol yapamıyor. bu kıza mala bağlayan ergen rolü verin bence film boyunca konuşmasın hareket etmesin. çok mu güzel de siz bu kızı illa filme sokuyorsunuz? ön dişlerini film afişinde düzeltmişler. çıta gibi. hiç bir seksi yanı da yok hani. neyse yine sinirlendim. yine birisini hunharca eleştirdim.
çekimleri istanbul-antalya da gerçekleşmiştir.
üstelik afiş yazısının hangi filmden çakma olduğunu çıkaramadığım film. kafayı yicem arkadaş, bilen beri gelsin?
(bkz: sex and the city) çakmasi olmuş. tek fark var onlarin hayati öyle gerçekte de ama bizim öyle değil. özenti değilde kendimiz olsak daha iyiymiş. 10/4 verebilirim. he benim puani kim sikler o da ayri tabi.birincisi daha bi içten samimi gelmişti ancak 2 biraz yapmacik olmuş. zor ölüm'e giremedik bari buna gidelim dedik, hata ettik.
eğlenceli bi film. türkiye'de bu tarz film pek yoktu romantik komedi dalında. yani türk filmlerinde kimse kimseye kocana vermezsen seni aldatır cümlesini rahatça söylemez. o yüzden biraz amerikanvari ama çokça eğlenceli bi film olmuş.
filmin bence tek sorunu sinem kobal. evet çok güzel deliriyor ama hep aynı mimik hep aynı mimik bu kadın oyunculuk kariyeri boyunca hep aynı mimiği kullandı amk.