doğru şartlar altında doğru romanların seçilmesiyle bir çocuğa bir ömürlük deneyim yıllar içerisinde kazandırılabilir. hatta onlarca kişinin ömürlük deneyimleri aktarılabilir. fakat ülkemizde sıkıcı! romanlardan ziyade diyaloğu bol, sadece olay kurgularına dayanan 2-3 günlük çerez romanlar tercih edildiği için yanlış anlaşılan bir edebi türdür.
"romanda anlam ve yaşam birbirinden ayrılır, böylece özsel ve zamansal olan nesneler ortaya konur. Burada, romanın iç tutumu, zamanın gücüne karşı verilmiş bir savaştır."
roman gerçekten olayları ya da olayların içindeki dramatik anları saptayıp olabildiğince duygulandırarak anlatma sanatı mıdır ?
hayır !
çok iyi biliyoruz ki dünya romanlarının baş yapıtları ''savaş ve barış''ın, ''goriot baba''nın, ''anna karenina''nın ve daha nicelerinin anlattığı olayları uzun uzun özetlemek anlamsızdır, gereksizdir..
bunları üç beş satırla özetlemek mümkündür. çünkü onlarda olay sadece bir araçtır..
'' ilk gençlikte romanların sarhoş edici dünyasına dalarak Alaska'dan Hindistan'a Küba'dan Afrika'ya Sibirya'dan Kamçatka'ya uzanan bin bir serüvenin heyecanına kapılanlar, dünyada bununla karşılaştırılabilecek çok az zevk olduğunu bilirler. Mança'lı huysuz ihtiyar Don Kişot'un, kitaplardaki dünya ile gerçek dünyaya yer değiştirten hayal gücünün soluğunu hissetmişlerdir mutlaka. Rosinante'nin sırtında rüzgara meydan okumuşlardır. Bu tutkuya kapılanlar, bala düşmüş sinek gibi, ömürlerinin sonuna kadar kitap okumayı bırakamazlar. '' diyor zülfü livaneli. romanı bu kadar basit bir şekilde bundan daha iyi açıklayan bir yazıya henüz rastlamadım.
gelişmeye devam eden ve tamamlanmamış tek edebi tür.
roman sözcüğü romanice'den türemiştir.
romanın ataları;
petronius'un satyricon'u(1.yy) ve apuleius'un metamorphoseon'u(2.yy) sayılır.
birçok kaynağa göre ilk büyük roman cervantes'in don kişot'udur.
istikrarlı yazmayı beceremeyen öykücüler için yazması zor bir edebi türdür. yazmaya başlamak, fakat kelimeleri tüketmek ya da yazdıklarınızdan bir süre sonra sıkılıp da kendinize ihanet etmek. ayrıca bu uzun soluklu yolculuk boyunca aynı çizgide kalmayı becerebilmek.. kendimin de içerisinde bulunduğum bu istikrarsız yazarlar için en iyisi, roman karşısında kısa fakat bitirilebilen yazılar yazmak gibidir. herkesin uzun laflar söylemesine lüzüm yoktur ayrıca.
Bir edebi yazı türüdür. Türk edebiyatındaki ilk türü taaşşuk u talat ve fitnattır. Edebiyat ülkemizde, batı ya kıyasla fazla gelişmiş değildir. Rusya'da Dostoyevski, Tolstoy Fransa'da Victor Hugo, Emile Zola ingilitere'de Charles Dicken, Jane Austin önemli romancılardandır.