Biraz garip bir başlık ama şunu belirteyim..
Hayatımda her konuda paylaşımcı bir insan oldum bir şey hariç.
Romanlarım.. Net hayırı çok net söylerim bu konuda..
Ben roman okurken ortalama 75°açık olur ve hiçbir kırışıklık olmaz..
fiziksel adabı (fetişliği) bi kenara bırakırsak okuma süreci hakkında ben de bi şeyler yazayım:
1- öncelikle, okumak istediğimiz kitap sıkıcı gelebilir ama ne olursa olsun -atıyorum 400 sayfalık bir romana başlamışsak- 100-150 sayfa dişimizi sıkıp yine de okuyacağız, yazar bu kadarını hak ediyordur. hem öyle romanlar vardır ki sonradan arap atı gibi açılırlar.
2- romanın biçimine ve üslubuna yabancılık çekmemek gerekir. şöyle ki; atıyorum bir faulkner romanı okuyorsak faulkner'ın tarzından biraz haberdar olmamız yararımızadır yani ufak da olsa kitabın tekniği hakkında bilgimiz olması kitaptan soğumamıza engel olabilir.
3- gerçekten edebi bir birikim ve sağlam bir okuma alışkanlığı gerektiren kitaplara bi hevesle saldırıp "ühühü bu ne yaa ne annatıyo bu yeaa" diye saçmalamamalıyız. örneğin: broch'un vergilius romanı gibi romanları okumak için biraz daha bekleyeceğiz.
4- keyif almaya ve romana dahil olmayı bilmek gerek. roman'ın olay örgüsüne iyice konsantre olmak ve kitabı mümkünse 2 en fazla 3 oturumda sonlandırmak en doğrusudur (3 bile çok da neyse savaş ve barış gibi romanları göz önünde bulundurmak gerek).
5- mal gibi bi elimizde telefon diğer elimizde kitap olmayacak. mümkünse bilgisayar kapalı telefon sessizde olacak eğer amacınız şekil şükül değilse, okuma konusunda samimiyseniz böyle yaparsınız. feyste kafka paylaşmak bi boka yaramaz.
6- okurken not almak, kitabın altını çizmek hafızanıza ve hayal gücünüze ve bilgi dağarcığınıza fazlasıyla katkı sağlayacaktır.
