mükemmel bir melodiye sahip , sözleri harika ötesi olan tabi ki redd şarkısı. bu kadar güzel sözleri yazan kişilerin şarkılarının bilinmemesi bir yandan da acıtıyor insanı.
her şeyden bir parça yanlış anlamak bile birikim gerektirir. o yüzden de geniş bir yelpazede saçmalayabilen halihazırda başkaları da varken, üzerine fazla gidip paye vererek bu karakterin omuzundaki yükü artırmayın arkadaşlar. yaşam algısı tek bir mevzudan ibaret, kişisel gelişim trenini çoktan kaçırmış, hevesi kapasitesinin çok üzerinde bir insanın bu zaafını beslemeyin. bütün samimiyetimle söylüyorum; yazıktır.
bırakın, yüzüne sürdüğü rengarenk boyalar ve burnuna geçirdiği kırmızı plastik topla dolaşsın ortalıkta.
ben yazmanın cesaret istediği yazılarda cankurtarandır.
Düşündü roman kahramanı. hayatta şimdiye kadar çok istediğim bir şey olmadı dedi istediklerim oldu ama hep pay ayırdım olmasa da olura. Bu yüzden, kaybettim sayılmam. Ama; bugün dün ve gelecek önümde. Kazandığımı da söylemiyor hiçbir vaktim. Sonra eskiden okuduğu bir yazıdan 2 kelime düştü aklına. Tam benim durumum dedi yazdı bir kenara, varlığım yok. iç geçirdi. Neyse dedi ve devam etti işine. sayfalarda yaşamaya. yaşlanmaya.
bize elini tutabildiklerimizden daha yakin olan, bosluklari dolduran, can acitan, kalp kiran, aglatan, saydiranlar, hayali olmaktan ote gercek olanlar. hattat, mezarlik bekcisi, su perisi suada, can'im mehisti, yakici azam, yanici sofya. ama sofya, ille de sofya. "kahraman olmak lazim, illa ki."
Okuduğumuz romanlar da yerini aldığımız şahıstır. Yaşadığımız hayat sıkıcı geldiğinde roman okumak lazım, hele ki dan brown gibi yazarların romanlarını okuyunca romanı yaşıyor gibi olursun ve roman kahramanı da bir anda sen olursun.