gezerken insanın aklına bir şehrin her köşesinde mi bir çeşme, bir heykel, bir kalıntı olur sorusunu akıllara getirir. turistik yerlerin hemen hepsi birbirine çok yakın olduğu için yürüyerek gezilmesi tavsiye edilir. via condotti'de dünyanın en ünlü ve en pahalı markalarını bulabilirsiniz. en lüks restoranda dahil bir pizza veya makarna söyleyecekseniz servis süresi en az 30 dk'dır, italyan garsonlar inanılmaz rahatlar.
venedik meydanında gördüğünüz o yüksek yapı var ya, işte onu italyan'lar hiç sevmez, turist eğlencesi olarak görür. önünde fotoğraf çekilirken bunu göz önünde bulundurun.
mutlaka tiramusu yiyin, çünkü orada yiyeceğiniz tiramusular burada yediğimiz tiramusudan kat kat daha lezzetlidir.
garsonlara "bu makarna bildiğin çiğ yahu." diye bağırmayın, onlar öyle seviyor.
gezdiğim 5 italya şehrinden en güzeli. bir kere her yerde bir çeşme var, susuz kalmıyorsunuz. avrupa da nedense su hayvani fiyatlara, e zaten öğrenci adamız 3 kuruş arttırarak geziyoruz. bu yüzden benden bir artı aldı roma. ayrıca ulaşımı çok kolay. ama termini metrosunda yoğunluk ve sıkıntı var. anladığım kadarıyla yenileme ve yeni bir metro ağı açma girişimleri var. günlük biletler alınan günün 23.59 saatine kadar yalnız. bastığın andan 24 saat geçerli değil aman dikkat. gezilecek yerler o kadar büyüleyici ki, ispanyol merdivenlerinde erkek erkeğe dondurma yemek bile koymadı bize. o derece havasına kapılıyorsunuz. içimizdeki tek ukte, vatikana şortla gidişimiz yüzünden içeriye giremeyişimiz. biz de diyoruz bu sıcakta niye herkes kotla sırada bekliyor. uyarı levhasına gelince ancak uyandık. motorlar, bisikletler deli gibi yaygın. trafik kurallarına uyulduğu kısmen doğrudur. benim içinde bulunduğum 4-5 avrupa ülkesinde yaya yoluna yaklaşınca arabalar dururken italya da yok öyle bir dünya. kendini yola atmazsan siksen durmazlar. velhasıl, insana uyumak üzereyken " lan uyumak yerine gezse miydik biraz daha, eksik bi şey kaldı mı acaba" dedirten, dünya üzerindeki ününü hakeden çok güzel bir şehir.
yılın her ayında bir çok turist barındıran, haziran ve temmuz aylarında resmen turist ile kaynayan şehirdir. gece hayatı çok renklidir, barlarına gelen turistlerin çok büyük ihtimalle aklından sex geçirdiği rahatça söylenebilir. tarihi yerleri harikadır, brüksel, budapeşte, paris, amsterdam, barcelona gibi yerlerden farklıdır roma. kokusu, yapısı daha bir orijinaldir. boş yere vatikan'ın dibinde değildir.
turistik olarak gezilecekse sonbahar veya ilkbahar dönemleri tercih edilmelidir. bu dönemlerde bile çok kalabalıktır, yaz döneminde işin içine bir de sıcaklık girince çok fazla tad alamayabilirsiniz.
Özel günlerde iki caddenin başından sonuna kadar bir çantanın on defa açılabildiği bir şehir. Telefon, cüzdan, pasaport, para, vb çantalardan başka her yerde bulunabilir.
dünyanın gelmiş geçmiş en büyük eski medeniyetidir. avrupa, asya ve afrika kıtalarında kalıntılarını bulunmaktadır.
ekonomisi burjuvanın ve askeri kanadın ihtiyaçlarına dönüktür. tarım ekonomisinin işçi kesimi ise kölelerdi.
bu anlayış roma impartorluğunu 5. yüzyılda bölünmeye ve çöküşe götüren en önemli sebepler arasındadır.
Yok kardeşim yok, benim gibi istanbul, New York, Berlin gibi dinamik metropolleri seven biriyseniz boşverin Roma'yı gitsin.
Ne veriyim abime. Roma alıyım. Yok, Roma vermiyim abime.
Dedikleri gibi, açık hava müzesi, fazlası değil.
4 koca gün gezdik, inanılmaz tarihi yapılar ve turistler başbaşa. Geceleri hiç söylemiyorum bile. Kuzey Avrupa ülkelerini şikayet ederiz ama Roma gecelerinin ruhsuzluğu onlarla yarışır.
Öte yandan pahalılık, yemek seçeneklerinin az olması ve turistleri genelde pek iplememeleri de cabası.
Bir gerçek var o da şu ki, italya haliyle turiste doymuş bir ülke ve bunun yavşaklığını yapıyor.
Bu gaflete ispanya da düşecek diye çok korkuyorum, çünkü dünyada gezmeyi en çok sevdiğim memlekettir kendileri. Her haliyle italya'dan fazlası var onda.
Velhasıl Roma'yı tarih meraklılarına tavsiye edebilirim, he illa göreceğim içimde bir ukde olarak kaldı diyorsan, ben abime bi Floransa veriyim, abim oradan Romayı bir buçuk saattlik trenle günübirlik gezip görsün. Zannımca italya'da harcanan her vakit ve paranın buna paralel olası bir ispanya ziyaretiniz için büyük kayıplar olduğunu belirtmek isterim.
Romayı orta sınıf insanları merkez alarak anlatan bir film.Genelde Romanın sadece güzellikleri gösterilir.Fellini ise Romanın hayat kadınlarını,genelevleri,napoli taraftarını,metro işçilerini,sıradan halkı,komünistlerini ve şehrin içine işleyen tarihini göstermiş.Otobiyografik bir film.18 yaşında Romaya giden genç Fellininin gözünden Romayı anlatıyor.Ayrıca Fellini, Papaya ve Mussoliniye dokundurma yapmadan geçmemiş.Romayı en doğal haliyle anlatan filmlerden biri diyebilirim.Fellini Amarcord ve La Dolce Vita filmlerinde de yaşadığı yerleri çok güzel tasvir etmişti.Bu filmlerle beraber üçleme sayılabilir.