90'lı yıllarda moda olan çikolatalı bir tatlıdır.
Genel kanının aksine dondurma içermez. Dondurmalıymış izlenimi verir.
internetteki yalan yanlış berbat tarifleri görünce ata yadigarı değerli antik tarifimi gelecek nesillerle paylaşmaya karar verdim.
Malzemeler şöyle:
2 paket kakaolu eti petit beurre
2 paket toz krem şanti
2 yemek kaşığı kakao
400 ml (2 su bardağı) süt
Keyfiniz ne kadar isterse badem, fındık vs kırığı, çikolata parçası
Öncelikle kalıbı nemlendirip, streç filmle kaplıyoruz. içine Bisküvileri ufak ufak kırıyoruz. Elimizde varsa Badem ve çikolataları da içine karıştırıyoruz.
Çırpıcı kabına soğuk sütü koyuyoruz. Kakaoyu ekleyip homojen bir kakaolu süt elde ediyoruz. Krem şantiyi de süte katıp kıvam alıncaya kadar karıştırıyoruz. Karışımı kalıba döküp, bisküvilerle iyice karıştırıyoruz. Çok kıvamlı bir karışıma ihtiyacımız yok. Çünkü bunu bisküvilere eklediğimizde, güzelce yayılıp bisküvileri de hafifçe ıslatması işimize geliyor.
Kalıbın üstünü spatulayla düzleyip buzlukta donmaya bırakıyoruz.
iyice buz tutunca çıkarıp buzdolabı kısmına alıyoruz. Kesilebilecek kıvama gelmesini bekliyoruz.
Kesildiği zaman içi hala donuk olduğundan dondurmalı, Dışı da gevşemiş olduğundan kremalı sanılacak.
Dahiyane. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1079456/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/1079458/+
1715 rejans dönemiyle başlayan ve XV. Louis'in krallık dönemini kapsayan sanat tarzı.
XIV. Louis'in mutlak monarşisinden ve baskısından bunalan aristokrasinin zevkini yansıtır. Zira XIV Louis memuriyetleri soylulara vermiyordu. Rejans döneminde II. Philippe ilk olarak aristokrasiyle olan sorunları çözmeye başladı. XIV Louis'in ağır törelerini uygulamadı. Rahat, zevk veren eğlenceli bir yaşam tarzını benimsedi. Rokoko da töredeki bu gevşemeden ortaya çıkmıştır. Sanatın törenselliği ve ağırlığı ortadan kalktı. Daha nazik, ince bir sanat anlayışı benimsendi. Rokoko bir iç dekorasyon üslubu olarak ortaya çıkmıştır. Sanatın patronları artık saray değil kendi konutlarına sahip, saraydan kısmen bağımsız aristokratlar olmuştur. Sosyete dediğimiz kavram 18. yüzyılda tam tanımını bulmuştur. Rokoko Barok'un formlarından türemiş olmasına rağmen Barok'un icra edildiği ortamlardan çok daha küçük ortamlarda varlığını göstermiştir. Büyük devasa saraylar değil "hoteller" tercih edilmiştir. Fransadaki 18. yy hotelleri bireysel konutlardır. Versailles'a nazaran oldukça küçük ve insancıldır. Barok'a göre daha hafif ve aydınlıktır. ince bezemeler rokoko mimarisinin en temel ögesidir. Rokoko dediğimiz tür bir bütündür. Resim heykel ve mimari bir aradadır. Ayrı mecralar değillerdir. Rokoko kelimesi "rocaille"den türemiştir. Rocaille istiridye kabuğu anlamına gelir.
tatlıların şahıdır kendileri. dondurma ve pastanın kavuşmasına bol çikolata sosu eklendiği vakit mutluluğun doruk noktasına ulaştırır insanı.
bu enfes tatlıyı deneyip de pişman olan bir insan görmedim daha. bu kadar da iddialıyım bu konuda.
mekan olarak da izmir Karşıyaka'daki 06 pastanesini öneriyorum. gerçekten bu konuda çok başarılılar.
iç mimarlık, mobilya, el sanatları dekorasyon gibi iç mekan işlevlerine göre ayrıntılar verilerek yapılandırılmasıdır.
Mekanın biçimini, boyut ve karakterini bezemeler belirler.
Duvarlarda babilen adı verilen desenli duvar halıları ve oval çerçeveli resimler kullanılır. Bezemeler açık renkli, aydınlık, hafif ve zariftir. iç mekanda C ve S kıvrımlı süslemeler kullanılır.
Rokay ve Pompadur olmak üzere iki tane üslup evresi varıdır.
avrupa sanatında barok'tan sonra oluşan üslup. yaklaşık 1720'lerde ortaya çıkmış, aynı yüzyışın sonlarına ulaşamadan yerini yeni klasik üsluba bırakmıştır. genel olarak, barok'un eğrisel ve bitkisel ögeleri yeğleyen anlayışını sürdürse de, renk düzeni açısından daha sadeleşmiş ve neredeyse, yalnızca beyazı kullanan bir tasarım geliştirmiştir. rokoko'nun daha çok dekoratif sanatlarda egemen olduğu, mimarlık, resim ve heykelde ise apayrı bir anlayış olarak belirmediği söylenebilir.
dondurmalı pasta. pandispanya ve beze arasına konulan çikolatalı dondurmadan oluşur. en üstte de krem şanti. isteğe bağlı olarak üstüne çikolata sosu da dökülebilir. son derece hafiftir, baymaz. istanbul'da, pelit'ten alınması farzdır, sünnettir. zira adamlar döktürüyor be hacım.
bu sanat koyu bir barok üslübunun uzantısı olarak düşünülebilir. mimari alanda fazla bir gelişme ( iç dekorasyon ve süsleme hariç) görülmemiştir. avrupa'nın en bohem, zengin ve savurgan olduğu dönemi kapsar. barok üslubunun ağır hantal ve kitlesel görüntüsünün dışında yapı ve yapıtlar, daha zarif , ince küçük figürlerle dolu neşeli duyuşsal bir görünüm sunar. resimlerde genellikle gösteriş, ihtişam, aristokrat yaşantı veya kırlarda başbaşa gezen çiftler bu sanatın başlıca k0onuları arasındadır. bu sanatın belirgin özellikleri için bakınız ressam;
(bkz: antuan vatteau)
(bkz: fransız komedisi)
sadece mimari değil müzikte etkilenmiştir.dinsel olmayan,hafif, oynak ama kibar müzik türü.seçkin bir anlatım yapılabilmesi için, yoğun tema kullanılması başlıca özellikleridir. etkilenen besteciler ise;e.bach,haydn, mozart,clementi ve beethoven'dir
18. yy avrupasında ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. barok sanatına göre daha gündeliktir, daha yumuşatılmış renkler kullanılır. çoğu yerde barok kadar süslüdür ancak süslemeleri daha detaylarda saklıdır ve daha küçük boyutlardadır. bir örnek için;