bu mektup aynı zamanda ülkemizin ne hale geldiğinin ve demokrasi diye bize yutturulmaya çalışılanların ispatıdır.
sabah gazetesi gibi tirajı yüksek bir gazetede "hocam bu ülkenin sorunlarını sadece siz ve sizin hizmet erleriniz çözer" falan diye bir yazı yayınlanıyor, gazete köşelerinden ilkokul mezunu bile olmayan hacı hocalara yalvarışlarda bulunuluyor ve bu herkesin gözü önünde yapılabiliyor. sözün bittiği nokta bu artık. dibe vurmuşuz, daha fazla rezilleşemeyiz.
bu ülkede bir cemaat liderine ''hocam gel sen hallet şu işe bunlar ortalığı bok etti'' ya da ''bizi sen kurtarırsın ey yüce mehdi'' edasında yazılar yazan gazeteciler var oldukça bu trajik durum karşısında herhangi bir tanım bulmak çok zordur. yani rasim ozan'ın bu yazısı nereye sığar, nereye konumlandırılır?
buradan hareketle ülkesine çoğunlukla tiksinen bir eda ile bakan ve rasim ozan'ın tam karşıtı ama rasim ozan zihniyetinin pratikte aynısı olan kesimin şeriat vs. gibi bilindik ama samimi olmayan ''korkularının'' haklı olduğunu savunmuyorum dolayısı ile kemalist kesiminde ne menem bir yapı olduğunu bildiğim için bu yazının rezaleti onları da haklı çıkarmıyor.
genellemeci olarak yaklaşıyorum ve diyorum ki; halka endeksli bir anlayıştan çok tek adam kültü üzerinden ''bizi sen kurtarırsın hocam'' ve bir zamanlar ''kabe arapların olsun bize çankaya yeter'' gibi anlayışlardan dolayı ve bu ülkedeki siyasetin, eğitimin, ''aydınlarının'' geçmişten bugüne yozlaşı içinde olması sebebi ile muz cumhuriyetine hoş geldiniz diyorum.