kendisine ikinciliği bile garipsemiş biri olarak üçüncü olduğunu görmek büyük hayal kırıklığı olmuştur. bir efsane daha mı bitiyor diye düşünmeden edemedim. inşallah kötü başlayan sezonu önündeki 3 grand slamde yakalayacağı başarılarla bize unutturur.
hadi be fedex. son bir kez daha bir sıçrama yap, al şu 1 numarayı tekrar, sonra da ister emekli ol, ister bodrum da domates yetiştir. yazın gelipte o domates fidelerini sulamayanı siksinler olm.
vakur duruşun sembolü olan tenisçi. oyun disiplininden bir an olsun kopmuyor. bileği bükülene kadar pes etmek yok. efendiliği ise ez cümle tarafından adeta tasdiklendi. rallilerde seyretmesi en zevkli nadir oyunculardan. ace ondan sorulur zaten.
yalnız benim de dikkatimi celbeden bir durum var. o vakurluktan ve centilmenlikten asla taviz vermiyor. sevinçlerini bile öyle haykırmadan yaşıyor. adam kız istemeye gitmiş damat adayı gibi efendi. tabi herkesin hir duruşu var da, bu adamın ayrı bir payesi var sevenlerinde.
hangi yıldı hatırlamıyorum ama kaybettiği wimbledon finali sonrası çocuk gibi ağlaması sonucu gözümden düşmüş tenişçi. he maçlarını izlerim o ayrı fakat benim için asla bir efsane değil o günden sonra.
not: 2009 avustralya açıkta nadal a kaybettiği maç sonrası ağlamış. lord nubunagaa ya bilgi için teşekkürler.
nadal hayraniydim ama uzdun bizi federer.. bilmem ust uste kac mac kazanmis djokovic in maclari heyecanlandirmiyor bizleri. gun itibari ile teniste artik teknigin biraz daha guce ve mucadeleye dayandigini ogrettin yenilmenle. olmadi fedex
nadal gibi düz ve kalasça vuruşları olmayan, son derece estetik vuruşlar yapan, teknik raket. ayrıca en zevkli tenis maçları şüphesiz içinde roger'ın olduğu maçlardır.
Lan tüh be adamın bu sene bi tane bile wimbledon maçını izleyemeden elendi finalde izlerim diyodum şaşırttı herkesi. bu adam da olmasa erkek tenisi de izleyeceknkaliteli adam yok lan.
--spoiler--
yaşlanan "her" sporcu, bakınız tenisçi demiyorum, sporcu diyorum, gibi çöküşe geçmiştir. doğanın kanunu budur arkadaşlar. "koskoca tenisçiye koyan tsonga" diye gezmeyelim ortada. "nadal federer'den daha iyi" diye de gezmeyelim. aynı yaşlarda ne yapmışlar ne etmişler ona bir bakalım. değil mi? daha adil bir kıyas olur belki.
sen kalkar ronaldo luis nazario de lima'nın son halini cristiano ronaldo dos santos aveiro'nun (boris becker yahut andre agassi falan demiyorum, hani futbolu çok seviyoruz ama tatil oldukça wimbledon'a takılıyoruz ya, daha rahat anlarız diye) güncel haliyle kıyaslarsan ne çıkar ortaya? ama bak ikisinin de kariyerlerinin zirvelerinde oldukları dönemlerine, hangisi daha şey?
not: yaşlanmaktan kastımız 50sine gelmek değil, yapmakta olduğu spor dalının yaş aralığında sonlara doğru yaklaşmış olmak.
--spoiler--
tekniğini konuşturan, güce dayalı oyundan ziyade estetik ve bitirici yani göze hoş gelen oyun oynayan ama karşılığını alamayan efsane tenisçi. son zamanlarda bir düşüş yaşıyor ama eski federer'in yerinde yeller esiyor diyemeyiz. rüştünü ispatlamış bir oyuncu nihayetinde. diğer tenisçilerin efor ve dirayetini onda göremiyoruz. maça asılmıyor değil, ama gardını düşürdünüz mü gerisi pamuk ipliği gibi geliyor. kariyerinde 2-0 öne geçip verdiği maç olmamıştır. 29 haziran 2011 tsonga federer maçında gördüğümüz gibi oyunu domine ederken bile maçı verdi. tsonga'nın insan üstü çabasını da görmezden gelemeyiz ama elleriyle hediye etti maçı. ama tenis dünyasının efsanelerinden biri olduğu tartışılmazdır, asla tefe koyulamaz.