rodion romanoviç raskolnikov

entry30 galeri1
    30.
  1. Savunmasız yaşlı ve zengin kadınları öldüren cani pislik.
    1 ...
  2. 29.
  3. 28.
  4. Okuduktan sonra bazı okuyucularda gözlemlenen sendromu bile var.
    "Senin önünde değil, acı çeken bütün insanlığın önünde diz çöküyorum".
    Gelmis geçmiş en önemli roman karakterlerinden biri.
    1 ...
  5. 27.
  6. kendisiyle arkadaş olmak istediğim roman karakteri. cidden böyle bir arkadaşım olmasını isterdim.

    çok keskin fikirleri olan, ateş gibi bakışlarıyla etrafa öfke saçan ama bir o kadar da yufka yürekli biridir raskolnikov. her daim uçlarda yaşar. bir kişiyi çok sever fakat o kişiye sevgisini en son ana kadar belli edemez. kafasında kırk tane tilki koşar. iç hesaplaşmalarıyla nam salmıştır. çocuk yaşta gördüğü bir rüyadan dolayı friedrich nietzsche'yi akıllara getirir.
    kendi halinde bir üniversite talebesidir raskolnikov. vahşice işlediği cinayet yüzünden başlarda ön yargı oluştursa da, özellikle hikayenin epilog kısmında göz yaşartacak kadar sempati oluşturur. belki bir napolyon değildir; ama napolyon kadar amaçları doğrultusunda ilerlemekten de vazgeçmemiştir. suç nedir? bir suçun ardından uygulanması gereken kanunlar nedir? ya da inisiyatif nedir?
    işte bu karakterin yer aldığı hikayede tüm bu soruların cevabı vardır.

    dönüşümü yaşamıştır raskolnikov. bu dönüşüm onun için hiç de kolay olmamıştır. ıstırap dolu günler geçirmiş ama akıl sağlığını yerinde tutmaya çalışmıştır. baltayla biri yaşlı biri genç iki kadını doğrayan bu delikanlı, geçmişte yangından kendi canından olmak pahasına da olsa can kurtarmış, yaralar almıştır. üniversitedeki arkadaşının hasta babasına son rublesine kadar bakmış; vefatına kadar yanında kalmıştır.
    bu genç adamı ve sistemi tanımak çok önemlidir. tüyleri diken diken eder. kahramanımızın mimarı dostoyevski'ye rahmet okutur.

    raskolnikov'un porfiriy petroviç ile gerçekleştirdiği diyalog, belki de roman tarihinin en gerilimli diyaloğu olabilir. bu anlarda okuyucuyu tir tir titretir. ama benim bu hikayede en çok beğendiğim diyalog, yanlış hatırlamıyorsam razumihin ile gerçekleştirdiği diyalogdur. (bu diyaloğu tam olarak kiminle gerçekleştirdiğini hatırlamıyorum. belki svidrigaylov da olabilir)

    razumihin ile raskolnikov, "ağlamak" eylemi üzerine konuşurlar. razumihin coşkuyla ağlamaktan bahseder. insan tabiatında ağlamak gibi bir şeyin olmaması ne kadar güzel olurdu diye düşünür ve bu düşüncesini uzun uzun anlatır. razumihin'i sükunetle dinleyen başı öne eğik raskolnikov, en sonunda "sence raskolnikov, ağlamak olmasaydı nasıl olurdu?" sorusuna karşılık:

    - o zaman yaşamak çok kolay olurdu.

    cevabını verir. insanın ayağa kalkıp, alkışlayası gelir.
    1 ...
  7. 26.
  8. "O günü Sonya da heyecan içinde geçirdi, hatta gece yeniden hastalandı. Ama Öylesine mutluydu ki, nerdeyse korkuyordu mutluluğundan. Yedi yıl, yalnızca yedi yıl!
    Mutluluklarının ilk anında, her ikisine de bu yedi yıl bazen yedi gün gibi geliyordu. Hatta Raskolnikov bir yeni hayatın kendisine karşılıksız verilmediğini, buna, gelecekte kendisini
    bekleyen büyük Özveriler karşılığı, çok pahalıya sahip olabileceğini de bilmiyordu. Ama burada yeni bir Öykü başlıyor: Bir insanın yavaş yavaş yenilenmesinin, yeni bir hayat
    bulmasının, bir dünyadan başka bir dünyaya geçmesinin, hiç bilmediği yepyeni bir gerçekle tanışmasının Öyküsü... ve bu Öykü yeni bir kitabın konusu olabilir. Bizim şimdiki Öykümüzse
    burada bitiyor."
    2 ...
  9. 25.
  10. Suç ve ceza'nın kahramanı.

    Hep onunla ilgili bir şeyler yazmak istemiştim. Bugüne kısmetmiş.

    Yıl 2014. Üniversite tercihi dönemi başlamak üzere. Yıllardır hukuk okumak isteyen şahsım, başkentte bir devlet üniversitesinde hukuk okuyabilecek kadar puan almış ve tercih yapmayı düşünmüyor. Okumak istemiyorum diye tutturdum. Binlerce hukuk mezunu var bu ülkede, ben okumasam ne çıkar, üniversite okumak istemiyorum, kendimi başka alanlarda yetiştirir bohem bir hayat sürerim diye düşünüyorum. Salaklık diz boyu. Belki de öyle yapmadığım için salaklık diyorum ama şimdi konumuz bu değil. O zamanlar bütün gün hiçbir şey yapmayarak kendime eziyet ediyorum. Bir boşluktayım ama ne boşluk.

    Neyse yine o günlerde, nasıl olduysa edebiyat haberleri yapan bir sitede dolanırken "hukuk okuyacakların mutlaka okuması gereken on kitap" tarzı bir başlıkla karşılaştım. Merak edip açtım. Edbiyatla da işim olmazdı uzaktan yakından, en son iki sene önce kitap okumuştum, orada ne işim vardı bilmiyorum. Ama oldu bir kere.

    Listenin başına suç ve ceza'yı koymuşlar. Içimde inanılmaz bir okuma isteği oluştu, yine neden bilmiyorum. Hukuk okuyacağımdan falan değil. Evdeki üç bin kitabın arasından, bir yarım saatlik arama sonucunda buldum onu. Iki cilt, sert kapak ve mavi.

    Işte biz böyle tanıştık raskolnikov'la. Hayatımın en saçma, en anlamsız zamanlarında elimden tuttu. Ben onu sevdim, onu öyle sevdim ki, sırf o hukuk fakültesinde okuyordu diye gidip tüm tercihlerime hukuk yazdım. Onu öyle sevdim ki o, odasında ateşler içinde kıvranırken ben de satırları ateşler içinde okudum. Öyle sevdim ki ikinci cildi raskolnikov ölebilir diye bir ayda korka korka okudum.

    Bir kitap kahramanına böyle bir sevgi beslemek belki ruh hastalığıdır. Eğer öyleyse ben ruh hastası olmayı kabul ediyorum. Bu, onu çok sevdiğim gerçeğini değiştirmeyecek.

    Geçen gün metroda suç ve ceza okuyan bir kız gördüm, kitabı elinden çekip almak istedim. Raskolnikov'u kimseyle paylaşamazdım, kimse onu sevmemeliydi. Biliyorum, raskolnikov sadece benim değildi ve olmayacaktı. Raskolnikov, o güne kadar sevdiğim tüm insanların toplamıydı ve maalesef, sevdiklerimiz yalnız bizim değildi.

    Raskolnikov beni anladı. Ben de onu sevdim.

    Onu bize armağan ettiğin için dosto, sana binlerce kez teşekkür ederim.
    3 ...
  11. 24.
  12. 23.
  13. büyük bir davanın adamı olduğu dosto tarafından harıl harıl pişmanlık rolü dikta edilen yüce karakter. muhtemelen suç ve ceza'yı dosto yerine solcu türk bir aydın yazsaydı raskol ülkede devrim yapardı.
    2 ...
  14. 22.
  15. Suç ve Ceza romanının baş karakteridir. Ne yapacağı hiç belli olmayan, kitabın sonunda acaba Sonya ile evlendi mi diye merak ettirir.
    edit: kesinlikle insanı etkileyici bir karakterdir yoksa bu kadar zaman sonra tekrar neden bu entry i düzenleyeyim ki? *
    0 ...
  16. 21.
  17. tavırları açısından Türkiye'de gerçeği vardır. isteyen gidip baksın, adres veriyorum:

    Eskişehir'de Göztepe tramvay durağından inerken ılgaz park apart'tan sağa dönüyorsun. ileride bim var, bim'i geçiyorsun. orada seyhan erkek kuaförü var. işte oradaki berber, hal, tavırları ve mimikleri açısından tam bir raskolnikov.
    1 ...
  18. 20.
  19. Dengesizdir efendim. Hele sonya'yı terslediği zamanlar yok muydu.
    0 ...
  20. 19.
  21. onlarca raskolnikovdan, sadece birisidir. ismi rodion romanovich raskolnikovdur. raskolnikovun kelime kökünün manası dogramak dilim dilim kesmek kıymaktır.
    0 ...
  22. 18.
  23. 17.
  24. 16.
  25. ortaokulda tanıştığım bir adamdır, özünde iyi bir insan.
    0 ...
  26. 15.
  27. septik bir insandır.
    şöyle söylenmesi gerekirse, bir insan değildir.

    sembolik bir kişiliktir. binlerce insanı temsil eden bir ruhani liderdir.
    1 ...
  28. 14.
  29. yok kafam dumanlıydı, yok aklım başımda değildi ayağına sekiz seneyle yırtan çakal. hadi kocakarıyı öldürdün, zavallı kardeşinden ne istedin?
    4 ...
  30. 13.
  31. 12.
  32. acayip bir hak-hukuk anlayışı vardır. aslında mantıksız da değil ama neden sonuna kadar dayanamadığını tam anlayamadım. çünkü bütün ihtimalleri kendisi eledi. sonuna ana kadar vicdan azabı duymadığı da bariz. en mantıklı cevap şu entarideki gibi geliyor bana:(#3910960)

    --spoiler--
    raskolnikov niçin başaramamıştır? çünkü olağanüstülük sanısına kapılan olağan bir insandır. olağanlar büyük acılar çekmeye dayanamazlar, gerçekten büyük insanlarsa büyük acılar çekmek zorundadırlar. olağanlar aşmamaları gereken sınırların içine er geç çekilirler, kendi cezalarını kendi elleriyle verirler, sevgi'nin tutsağıdırlar. olağanüstüler sevgi'ye boyun eğmezler: peki ama, buna layık olmadığım halde, bunlar beni ne diye bu kadar seviyorlar? ah, hayatta yalnız olsaydım, kimse beni sevmeseydi, ben de kimseyi hiçbir zaman sevmeseydim, bütün bunların hiçbiri olmazdı.
    --spoiler--

    *
    *
    *

    şimdi de delioğlandan inciler;

    --spoiler--

    insan bazen öyle bir sınıra gelir ki , onu aşamaz mutsuz olursun ; aşarsın , bu kez belki daha mutsuz olursun!

    (sonya'ya) ben senin önünde değil , insanlığın çektiği bütün acıların önünde diz çöktüm.

    iktidar , ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir.

    beni cinayete sürükleyen asıl sebep , para da değildi. Paraya olan ihtiyacım başka şeylere olan ihtiyacımdan fazla değildi.

    kendisine dokunurken sonya'nın tiksinti duymamasını , ellerinin titrememesini tuhaf buldu. Herhalde kişinin kendini küçük görmekte ulaşabileceği en son nokta buydu...

    başarabilseydim , bana da taç giydireceklerdi !

    sadece var olmak ona hep az gelmiş , o hep daha fazlasını istemişti. belki yalnızca bu güçlü istekti kendisini , başkaları için söz konusu olmayacak bir takım hakımlara sahip bir insan gibi görmesinin sebebi...
    --spoiler--
    1 ...
  33. 11.
  34. 10.
  35. patetik raskolnikov, bovarist okuyucu için bir hayli etkileyicidir.
    0 ...
  36. 9.
  37. en müthiş roman karakterlerindendir. asla kendini unutturmaz diğer silinip giden roman karakterlerine benzemez.
    1 ...
  38. 8.
  39. suc ve ceza nin renkli karakteri.
    1 ...
  40. 7.
  41. tüfek ismi gibi ismi olan adam.
    2 ...
  42. 6.
  43. kahraman olayım derken hayatının içine eden bir öğrencidir. çoğu zaman bu psikoloji de olduğum için kendime yakın bulurum, adamdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük