kavram ve inanç kargaşasının son haddine vardığı memleketimde her an yaşanabilecek durumlar arasındadır. ağustos sıcağında kapşonu kürklü haki yeşili askılı büzgülü paltolarıyla dolaşıp devrimin tepesine lale diken bu gönül adamları sizi ne zaman, nerede yakalayacak asla bilemezsiniz. sıradan bir pazar gününün can sıkıntısını savuşturmak için dolaşmaya çıktığınızda bir mağazaya girecek olursanız askıların arasından "deniz gezmiş paltosu" var mı diye sıçrayarak dübürünüzün büzülmesine sebebiyet verebilir bu civanlar. madem ki devrimcidir, behemahal bir devrimci paltosu edinmelidir, rodi, levis, mavi... her daim, her mağazada aranıp bulunmalıdır, denizin ruhu şad olmalıdır. velev ki laiklik rakı içme özgürlüğü, devrimcilik kıllı palto giymektir.
aradığını bulabilecek devrimcidir. lakin mevzunun paltodan ibaret olmadığını anlayabilir mi ilerleyen zamanda ya da öyle bir niyet besliyor mudur ayrı konu. imajiner bir dünyada yaşıyoruz. neden olmasın.
