nah su resimdeki ibnenin de icra ettigi laylaylomun arasina sikistirilan muzik turu. sonra tabi ki genclik ne hallere dustu deriz cok. sanatindan irak, felsefesinden bir bucak trilyon tane var boyle hede-rock seyleri.
zaman zaman popüler olsa da hiç bir zaman pop olmamış alt kültür bir yaşam tarzı.
günümüzde hemen hemen hiçbir grubun yapmadığı, yapamadığı müzik türünü de içinde barındıran felsefe. siyah giymekle, küpe takmakla, ben özgürüm demekle olamayacak bir özgürlük mücadelesinden daha fazlası, özgürlüğün ta kendisi...
kendin için ve herkes için en iyiyi istemektir rock. asla sadece müzik değildir. bu hayatı boşverin, için, eğlenin dememiştir. bu hayat hepimizin ve daha iyisini isteyin demiştir. siyah giyin, aynı olun, aynı düşünün dememiştir. farklı olun, kendiniz olun ve topluma uyarak aynılaşmayın, topluma kendinizi olduğunuz gibi kabul ettirin demiştir ve sonsuza kadar da rock bunları diyecektir. bunu kimi zaman bir delikanlının saçında sakalında, kimi zaman güzel bir hatunun bakışında söyleyecektir. an gelecek açlıktan ölmek üzere olan çocuklar için isyan edecek, an gelecek savaşları lanetlemek için küfredecektir. bazen yürekten gelen bir çığlık olup bagetin ucunda sesini duyuracak, bazen de doğruları insanların kalbine penalarla kazıyacaktır.
ağırlıklı dinlediğim, elektro gitar, bas gitar, bateri ve buna benzer enstrumanlarla yapılan, aşırıya kaçılmadığı sürece herkezin beğeniyle dinlediği müzik türüdür.
kah ruhumuzu şenlendirip coşturan, kah hüzünlendiren bir müzik türüdür kendisi. eğer karamsar melodiler çoğunluktaysa insanı bunalıma sokabilir. elektro gitar, bas gitar ve bateri rock müziğin ana elemanlarıdır. birçok kategoriye ayrılır; bunlar arasında en bilinen türleri, alternative rock, gothic rock, hard rock, punk rock tır. bir de metal rock denilen bir tür vardır ki oldukça sert bir müzik türüdür. metalin de ana kategorileri, death metal, black metal, gothic metal, heavy metal, doom metal, nu metal, power metal.
müzik tarihinin en yaygın, verimli, ticari ve karlı müzik türü olarak büyük bir uluslarası endüstrinin gerecini oluşturan popüler müzik çeşidi. 1950' li yıllarda ortaya çıktığından beri rock müzik çeşitlenen stilleriyle batı dünyasının sanat müziği ve halk müziği geleneklerini kendi anlayışına göre pop müziğe taşıyarak etkisini dünya ölçeğinde yaygınlaştırmıştır. Bütün dillere girmiş olan "rock" kelimesi sallanma anlamına gelir. ancak sallanmamın "roll" biçiminde yani yuvarlanarak yapılması gerektiği de belirtilir.
altın çağını 70'lerde ve 80'lerde yaşayan, artık popüler kültürün etkisi altında yavaş yavaş ezilmeye başlamış müzik türüdür. bir de emo denen zımbırtıların bir numaralı malzemesidir ki, asıl üzücü olan da budur. rolling stones, deep purple, led zeppelin, queen, cat stevens, beatles, dio, judas priest, scorpions, black sabbath, white lion ve daha nice usta grup/müzisyen dinleme zevkinden uzak; evanescence, emre aydın, him gibi abidik gubidik şeyler dinleyen bir topluluğun diline düşmüştür rock. dertleri nedir? farklılık..
(bkz: la bi git)
ben küçükken özendiğim abilerin, ablaların dinlediği müzikti. bu abiler ve ablalar hep siyah giyerlerdi ve ellerinde enstrüman ya da kitap olurdu genelde. uzaktan bakıp ne kültürlü insanlar derdim ve onlar gibi olmak isterdim. sonra büyüdükçe rock beni de sardı, dinlemeye başladım. sonra limit nickli yazar girdi hayatıma. zaten müzikten daha fazlası olduğuna, bir felsefe, bir yaşam tarzı olduğuna inandığım rockın tam olarak ne olduğunu anlamamı sağladı.
büyüdüm ve o özendiğim abilerim gibi olmuştum ama bir şeyler farklıydı. o abilerin, ablaların takıldığı mekanlara takıldım ben de; ama dedim ya bir şeyler farklıydı. o siyah giyen insanlara zamanında satanist damgası vuranlar, o ablalarla konuşacak cesaretleri olmadığından onlara uzaktan laf atanlar da artık o mekanlara takılmaya başlamışlardı. sanki hepimizden daha rockcı görünüyorlardı ama her hallerinden belliydi boş oldukları. ellerinde kitaplar yoktu. genelde kitabın yerine bira oluyordu. benim o özendiğim abilerin, ablaların ellerinde de zaman zaman bira vardı; ama bira farklı duruyordu onlarda sanki. belliydi çünkü alkolü, sigarayı ya da enstrüman çalmayı bir ifade biçimi olarak görmüyorlardı. onlar tüm bunları seviyorlardı ve sevdikleri için yapıyorlardı. onların karşı cinsi etkilemek gibi bir amacı yoktu. zaten sayıları o kadar azdı ki karşı cinsi bırakın etkilemeyi ürkütüyorlardı sanırım. herkes onlardan uzak durmak istiyordu. mık güzeldi onlarla, eski adliye arkası güzeldi. onların hataları yok muydu elbetteki olmuştur. ama bir zararları varsa da bu zarar ancak kendilerineydi. bildikleri gibi yaşıyorlar kimseyi takmıyorlardı. bir de şimdi onların yerini alanlara bakıyorum ya da daha doğru bir ifadeyle bizim yerimizi alacaklara. kendileri hariç herkes için yaşıyorlar. yaptıkları her harekette, giydikleri her şeyde, dinledikleri her şarkıda başkalarının isteklerine itaat ediyorlar sanki. belki de yanılıyorumdur, belki de abartıyorumdur ama şundan eminim günümüzde rock diye tanımlananlar ve yapılanlar benim bildiğim, sevdiğim şeyler değil ve o abilerin ya da ablaların sevdiği, inandığı, yaşadığı şey de değil.
dinlemeyen herkese enteresan gelen bir müzik türü.
bunu dinleyen her kızı hafifmeşrep, her erkeği de kazanova sanıyorlar. burdan size sesleniyorum, yok ulan oyle bişey. kaç senedir ne bi grup seks yapmışlığım var ne de boyna veren bi kıza rastlamışlığım. boş hayaller bunlar boş.