üzerine çokça kafa patlatılası adada yalnız bir adam düşüncesinin akıllara kazınan sembolik ismi,daniel defoe nun insanlığa kazandırdığı kıymetli romanın baş karakteri.
robinson crusoe türk okuyucuların gözünde düpedüz çocuk öyküsü olarak görülmüş romandır.
ancak bu yapıtın daha derin anlamını, aydınlanma çağ'ında , evrenin karşısına dikilen , geleneksel katılıkları kırmaya , dünyayı usun gücüyle değiştirmeye çalışan sıradan bir kişinin , "herkes"in destanı olarak verir bize.kitabı dünya dillerinde yazılmış büyük birkaç yapıttan biri durumuna yücelten özellik budur.
Atv'nin son zamanlarda kafayı taktığı filmdir.Gün itibariyle yayınlanmıştır muhtemelen iki gün sonrada yayınlanacaktır. -Kaçıranlar ve tekrar izlemek isteyenler için!-
287 sene önce yazilan macera romani. ilk baskisi bir hafta icinde tükenmistir. bir kac ay sonra almanca, fransizca ve
hollandaca dillerinde basilmis zamanlada tüm dünya dillerine cevrilmistir.
insana herhangi bir sey katmasada muthis bir sekilde zaman gecirmenize yariyor bu kitap. olaylar abartidan uzak ve gercekci, insan bu kitabi okurken kendini film izler gibi hissediyor.
taksimdeki çok şık kitapçılardan birisidir. her türlü kitabı bulabilceğiniz bir mekan. özellikle ilk katta yabancı dili geliştirmek isteyenler için bir sürü ingilizce kitap var, bir üst katıda da klasiklerle dolu. sahipleri yabancı asıllı ama çok samimi davranıyorlar, çok rahat şekilde kitapları inceleyebiliryorsunuz.
bana öğretmiştir ki, "hepimiz robinsonuz" dünya denilen yuvarlak şey de bizim adalarımız. adamızda kim ne derse desin yalnız başımızayız. orayı sevmek ve yaşanılır bir yere çevirmek de bizim elimizde, tersi de. nihayetinde şükretmek de hayıflanmak da elimizde, yalnızlığımızda sızlanırken de şu türküyü söylemek elzemdir.
how i wish, how i wish you were here.
we're just two lost souls
swimming in a fish bowl,
year after year,
running over the same old ground.
what have we found?
the same old fears.
wish you were here.
gürcan yurt'un çizgiromanlarında, arkadaşı ve kölesi cuma'ya "ulan horozun taşşaa kadar aklın yok, atın yarrraaa kadar akıl veriyosun" şeklinde serzenişte bulunan, yüce insan.
istiklal caddesinde tunele dogru ilerlerken sag tarafta bulunan inanilmaz kitapci. kitaplarin cogunu yurtdisindan getirmelerine ragmen yurtdisindaki satis fiyatini direk turk lirasina cevirerek satmalari kitap okuma konusunda tamamen tesvik edici bir unsur olarak gorulebilir.
ömrümde okuduğum ilk roman olma özelliğine sahiptir. beni o kadar derinden etkilemiştir ki, elime kağıt kalemi alıp, "Issız Adada Tek Başına" isimli bir deneme yazma isteği duymuştum. her kırmızı kurdele sahibi birinci sınıf veletlerin okuması gerektiği inancındayım.