hani bazı insanlar sanki dünyaya uğraştıkları işi yapmak için gelmiş gibi bir hava hissedersiniz ya, ben robin williams da hep bunu görüyorum. bu yetenekten de fazlası bence.genellikle bir komedi oyuncusu olarak bilinse de bence dramda dünyanın en iyilerindendir. robin williams'ı bilenler filmlerini ''zaman geçirmek'' için değil film izlemek için izlerler ve film bittiğinde mutlaka ağızda hoş bir tat bırakır.
ilk bilinen filmi günaydın vietnam'da savaşın ortasında doğruları gören bir radyo dj'ini, ölü ozanlar derneği'nde bir öğretmenden daha fazlasını olabilmiş idealist bir eğitmeni, awakenings'de benim hasta olduğum bu filmde robert de niro ile birlikte bir hastane görevlisini canlandırdı, daha sonra the fisher king'de şizofren bir evsizi canlandırmış ve hayatı sorgulamamıza sebep olmuştur, jumanji hayal dünyasının macerasından kopup gelen cesur maceraperesti canlandırmıştır.
canlandırdığı karakterlerin hemen hemen hepsi insanda etki bırakırdı ama yukarıda ki karakterler de bir naiflik vardır, bunu her zaman hissedemezsiniz. robin williams, izleyene bu duyguyu ziyadesiyle yaşatabilecek yeteneğe sahiptir.
ya tamam iyi bir oyuncudur kendisi de. bazı kafamı ısıran sorunlar vardır. sevgili robinciğim zamanında eşcinsel dedikodun çıkmıştı. hatta i'm fucking ben affleck parodisinde iyice soğumuştum senden. ama artık bırak be abi bu soft filmleri, çok ekmek yemedin mi sence de? bildiğin eşcinsel yumuşaklığı lan. hüzünlü bakışlar, güldürürken ağlatayım çabaları, özellikle jack ve patch adams, death to smoochy, jumanji filmlerinle belleklerde iyice yer eden eşcinsel yalıtılmışlığı felan, toplumdan tecrid imgeleri. hani eyvallah bir yere kadar ama artık ikibinin ilk on yılını devirdik be coci. gel etme hem düşündürteyim hem de extraordinary bir çıplaklıkla kanıksanmış olanı yabancılaştırıp yeniden sunayım derdi gütme. bizi yorma. çocukları kullanmaktan da vazgeç. yapma hacım. hem benim çocuklarım artık seni izlemiyor, paso pixar takılıyoz artık. bir de hep jilet traşlısın filmlerinde sayın robin, anlamıyoruz sanma.
kendisini yıllar yıllar önce jumanji filmiyle tanıdığım, amerikalı usta aktör-yapımcı-ses sanatçısı. benim için filmde oynaması yeterlidir. o film izlenir.
ölü ozanlar derneği ve jacob un yalanları filmleriyle akılda kalan oyuncu artist. çok babacan, sevecen, samimi bir tarzı var.
beraber kiliseye gidip şarap içilesi şahsiyet...
Evinde ölü bulunmuş sanırsam. intihar etmiş olduğu söyleniyor. Hep yanlış insanları kaybediyoruz zate. Ölmesi daha gerekli olanlar varken.
haber burada : http://www.imdb.com/news/ni57586962 .
Ölüm haberi doğruysa şayet çocukluğuma vurulmuş en büyük darbe olacaktır. Televizyonda sıkılmadan tekrar tekrar izlediğim en güzel filmlerin başrolüdür kendisi.
63 yaşında, ölüme kendisi gitmiş. işte intihar, gölgemiz gibi, hep bir boy önünde yaşamanın. acaba düşersek ışığı mı görürüz, yaşadığımız karanlığın en koyu tonunu mu.
siz kovamazsınız ben istifa ediyorum der gibi, altmış üç yaşında intihar ederek hayatına son veren aktör. hayat çok uzun gerçekten. insan bi yerinde sıkılıyor.