bir galatasaraylı olarak 21 ekim 2010 beşiktaş porto maçında bol bol sövdüğüm sanırsam, kimine göre, futbolcu. bu adam orta açmayı ve top kontrol etmeyi aynı maç içinde becerebilirse beşiktaş kombinesi alırım.
hatta
(bkz: capsli)
iki dakka futbol oynamış ve orta atmaya kalkmış her canlının bilebileceği gibi, orta atarken top rakip oyuncuya çarpar mı çarpmaz mı sorusunun cevabını kestirmek çok basittir. hah işte, galiba bu adamda beyin yokki her atmaya çalıştığı orta rakibe çarpıyor.
5 tane çıkış yapıp 2 isabetli orta yapacağına 2 tane çık 1 isabetli yap diyen antrenörleri anlamamı sağlayan futbolcudur.21 ekim 2010 beşiktaş porto maçında 12 civarında orta yapan bu futbolcu 3ünü önündeki rakibine isabet ettirmiş diğer ortalarında da arkadaşlarını buluşturamamış futbolcudur.
eski futbolculardan ilker'i anımsatan topçu ya da tüpçü.
hevesi, çalışkanlığı iyi de iyi orta açabilme yetenek yok gibi. porto maçı sabaha dek sağdan oynansa gene adrese teslim iyi bir orta göremeyebilirdik mesela.
ilker de öyleydi. kendi sahasından alır sıfıra kadar çalımlarla çizgiye iner iner ortaya çevirirdi. fenerliler az küfretmemiştir ona. başını önüne eğer kulağında bir aldırma gönül türküsü, kendi sahasına doğru efendice dönerdi. sonra bir daha denerdi.
yaptığı deli gibi bindirmelerin yarısı kadar isabetli orta yapabilse real madrid'te oynar. bana bir yerden tanıdık geliyor..
ayrıca adamda bariz laz tipi var.
ilk geldiği zaman bazı sabırlı(!) beşiktaş'lılar tarafından infaz edilmeye, silinmeye çalışılıyordu. sanıyorum yavaştan utanmaya başlamıştır bu arkadaşlar.
yelken kulakları ve iri burnu sebebiyle yahudi kökenli olduğunu düşündüğüm bi alman futbolcudur, beşiktaştaki '9 numara' uğursuzluğunu kırmaya adaydır performansı ve enerjikliğiyle.
bok atanlar için küçük bi bilgi: bu adamın oynadığı mevki orta sahadır. ve bizim adam gibi bir sağ bek imiz olmadıgından, bu adam sağ bek oynuyor ve de sırıtmıyor. geldiği günden beri varını yoğunu ortaya koyan yahut koymaya çalışan bir adam. adam gibi adam.ikinci bir delinho olacak. o kadar diyorum. umarım kendi mevkisinde oynayıp başarılı oldugu günleri görürüz. iyiki varsın kartal kanatlı alman...
beşiktaş'ta en sevdiğim oyuncular listesine kafadan giren oyuncu aynı ernst ve fink gibi , 95. dakikada 60 metre depar atan bir adamın takımı ne denli sahiplendiğinden bahsediyoruz evet bu gözler quaresma yı gördüğü için robinho söylentileri çıktığı için burun kıvırdık doğru ama işler kötü giderken canını dişine takabilen oyuncuların, ruhu olan futbolcuların varlığı değil midir beşiktaş ?
attığı golden sonra bütün futbolcularla tek tek kucaklaşan kariyerinin ilk golünü atmışcasına bunu taraftarla kutlaayan bu güzel insana daha objektif yaklaşmanızı öneririm.
kendisinden 12 yaş büyük güney afrikalı bi bayanla evlenip onun çocuğunu da kabul edebilcek ve hiç sorun yaratmayacak kadar güzel bir adamdır roberto hilbert , lütfen kendi salyalarınızı servet ve onun gibi sabotajcı futbolcu parçalarının üzerine akıtın.
gençlerbirliği maçında attığı gol değil yaptığı depar konuşulmalıdır top quaresmaya henüz atılırken koşmaya başladı hilbert, herkes helal olsun demiştir artık.
tipik bir 4-4-2 veya 3-5-2 sağ kanat oyuncusudur. yani bir quaresma değildir mevki olarak, holosko değildir, nihat değildir. bu adamın işi hücum değildir. bu adam takım oyuncusudur. yetenekleri standarttır. takım oyuncusudur. dün gördüğünüz gibi 90+5 te 60 metre ful depar gidebilir. alacağınız şey bellidir bu adamdan. aldığı eğitim nedeniyle ve sahip olduğu yetenekler ile türkiye'deki herhangibir sağ bekin yapacağını en iyi şekilde yapabilir bu adam. zamanla mevkisine de alışıyor. daha da iyi olacaktır.
her ne kadar başka takımı tutan insanların gelip gelip beşiktaş ile ilgili başlıklara sırf tahrik amaçlı yazı yazmasına gıcık olsam da burada onları haklı görüyorum. bazı futbol cahili beşiktaş'lılar daha düne kadar sövüyordu bu adama. oynadığı 2 maç ile burun kıvırdılar bu adama. kariyerini filan bir anda yok saydılar. hatta kimisi holosko daha iyi filan deyip beni hayrete düşürmüştü. hepsine kapak olmuştur dilerim. artık daha sabırlı olabilirler belki. belki schuster'e de bu sabrı göstermeyi öğrenebilirler de bizim de adam gibi, istikrarlı bir takımımız olur.
