1923 yılında polonya'nın lodz şehrinde doğan 1939 yılında lodz'un işgalinden sonra ailesiyle varşova'ya göç eden fakat kısa bir süre sonra ailesiyle oturduğu evin bombalanması sonucu anne ve babasını kaybeden psikolog. kendisi daha sonra varşova'da naziler tarafından yakalanıp çalışma kampında zorla çalışmaya yollanmıştır. daha sonra bu kamptan kaçarak fransa'ya gider ve nazi almanyası'na karşı fransız direnişine katılır.
ikinci dünya savaşı'nın sonunda ise lisans eğitimi için michigan üniversitesi'ne başvurur kabul edilir ve abd'ye göç eder.
kendisi sosyal psikoloji'yi derinden etkileyen iki çalışmaya sahiptir. birisi şimdi açıklayacağım "salt maruz kalma etkisi"* diğeri ise "kesişme modeli"*.
"salt maruz kalma etkisi"'nden başlayacak olursak en kısa tabiriyle insanların sık sık maruz kaldıkları şeylere karşı bir müddet sonra daha sıcak, olumlu yaklaşmalarıdır. bu alanda yapılan önemli deneylerden birisi ise charles goetzinger'ın oregon state university'de gerçekleştirdiği deneydir. deneyde sadece ayakları görünen başına büyük siyah bir çanta geçirilmiş öğrencinin diğer öğrenciler tarafından maruz kaldıkları tavırlar ilgi çekicidir. ilk başlarda yüzünü çantadan doğru göremedikleri bu öğrenciyi gören diğer öğrenciler ona karşı düşmanca davranmışlardır bir müddet sonra bu düşmanlık diğer öğrenciler arasında meraka ve son olarak arkadaşlığa dönüşmüştür. bu deney robert zajonc'ın "salt maruz kalma etkisi"'ni doğrular niteliktedir zira öğrenciler defalarca maruz kaldıkları siyah çantalı öğrenciye karşı ilk başlarda düşmanca davranırlarken sonraları tavırlarını değiştirmişler ve dostça davranmaya başlamışlardır.
televizyonlarda, medyada sürekli maruz kaldığımız cinayet, savaş gibi kavramlara da eskisinden olduğundan daha az şaşırma, hayrete düşme duygularını yaşıyoruz. behzat ç.'nin 83.bölümünü izleyenlerin hatırlayacağı üzere cevdet'in söylediği üzere cinayet işlendiğinde ve polislerin öldürülen kişinin ailesine haber verdiklerinde üzülmek, cinnet geçirmek yerine "nasıl ölmüş?" gibi sorular sormaları. bu bağlamdan bakıldığında "salt maruz kalma etkisi çoğu durumlarda geçerliliğini korumaktadır.
"kesişme modeli"'ne gelecek olursak ailede çocukların doğum sıralarının iq sonuçları üzerinde küçükte olsa* bir etkisinin olduğunu olduğunu öne sürer. bunu savunurken ise ilk çocuğun dünyaya geldiğinde aile ortamının yalnızca yetişkinlerden oluştuğunu fakat 2. veya 3. doğan çocukların dünyaya geldiği aile ortamanın yalnızca yetişkinlerden değil çocuk ve yetişkinlerden oluştuğunu belirtir ve bu durumun iq sonuçları üzerinde etkisinin olduğunu savunur.
robert zajonc bu model ile ilk çocuktan son çocuğa doğru giderken iq sonuçlarında paralel bir düşüş olduğunu vurgular. ama tabii ki istisnaların olabileceğini dile getirmiştir.